"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2488 E., 2024/2924 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 42. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/196 E., 2024/324 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Türk Finansal Teknoloji AŞ (Şirket) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket nezdinde 25.01.2023-18.04.2023 tarihleri arasında istatistik ve raporlama müdür yardımcısı unvanı ile çalıştığını, hatalı işlem yaparak 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (6698 sayılı Kanun) hükümlerini ihlal ettiği iddiası ile iş sözleşmesinin işverence feshedilip işten çıkış kodunun Kod: (49) "İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" olarak bildirildiğini, Şirketin ilgili birimince bir müşterisine ait hesap ekstresinin müvekkilinden talep edildiğini, müvekkilinin bir anlık dalgınlık ile davalı Şirketin başka bir müşterisinin dosyasını şifrelediğini, daha sonra 17.04.2023 tarihinde dosyanın kontrolünden sorumlu ilgili müşteri temsilcisi olan A.H'ye gönderdiğini, içeriği kontrolle sorumlu müşteri temsilcisinin dosyanın kontrolünü sağlayıp müşteriye ilettiğini müvekkiline söylediğini, zira söz konusu dosyaların kontrol görevinin müşteri temsilcisine ait olduğunu, müşteri temsilcisi olan dava dışı A.H'nin gerekli kontrolü sağlamadan gönderim yapması sebebiyle kusurlu olduğunu, işverence fesih bildiriminde gerekli tüm eğitimlerin verildiği, uyarıların yapıldığı beyan edilmiş ise de, müvekkiline davalı işveren tarafından hiçbir eğitim verilmediği gibi söz konusu olayla alakalı olarak hiçbir uyarıda da bulunulmadığını, bu sebeplerle iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğinin sabit olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilen işten ayrılış bildirgesinde çıkış kodu (04) “işverenin haklı neden olmadan işten çıkarması” yerine “işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” anlamına gelen Kod (49) bildirilmesinin yerinde olmadığı, hatalı bildirim sebebiyle davacının işsizlik ödeneğinden yararlanamadığı gibi yeni iş başvurularında olumsuz sonuçlara yol açacağını belirterek işten ayrılışına ilişkin çıkış kodunun düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; zorunlu dava şartı arabuluculuk yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 10 gün içinde işverene yazılı başvurusu hâlinde düzeltme işlemi yapılabilecekken ve davacı tarafça eda davası açılabilecekken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacıya gerekli tüm eğitimler verilmesine ve uyarılar yapılmasına rağmen işine göstermesi gereken özeni göstermemesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, zira davacı tarafça imzalanan 25.01.2023 tarihli Kişisel Verilerin Korunması Taahhütnamesi'nin 1. maddesinde müşterilerin kişisel verilerini işlememe, ifşa etmeme, harici yerde saklamama ve kullanmama yükümlülüğü konusunda davacının bilgilendirildiğini, davacının dava dilekçesindeki beyanı ile de davacının kendi kusuru ile bir müşteriye ait kişisel bilgilerin başka bir müşteriye aktarılmasına sebep olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı SGK vekili yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; 22.02.2013 tarihli ve 2013/11 sayılı Genelge'nin birinci kısım altıncı bölümünde sigortalıların işten ayrılış nedenine yönelik taleplerin işverenle birlikte müracaat edilmişse değiştirileceği, bunun dışında sigortalı taleplerinde işten ayrılış nedeni ile ilgili herhangi bir değişiklik yapılmayacağı, işverenlerin işten ayrılış nedenine yönelik taleplerinin buna ilişkin belgelerle müracaat edilmesi hâlinde değiştirileceği belirtilerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 25.01.2023-18.04.2023 tarihleri arasında istatistik ve raporlama müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, tanık beyanları, davacı savunması, 25.01.2023 tarihli Kişisel Verilerin Korunması Taahhütnamesi hükümleri ile dava tarihi itibarıyla feshin değerlendirileceği ya da değerlendirildiği bir başka davanın bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; iş sözleşmesinin davacının hatalı işlemi sebebiyle feshedildiği, davacının daha önce uyarıldığına ve yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı hâlde yapmamakta ısrar ettiğine ilişkin dosya kapsamında delil mevcut olmadığından davacının iş sözleşmesi bakımından bildirilmesi gereken işten çıkış kodunun (04) "Belirsiz süreli iş akdinin haklı bir neden olmaksızın işverence feshi" olduğunun tespitine karar vermek gerektiği; ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 06.02.2023 tarihli ve 2022/18710 Esas, 2023/1534 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere işten çıkış kodunun düzeltilmesi veya tespitine ilişkin talepler yönünden SGK'ya husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından SGK yönününden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 25.01.2023-18.04.2023 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacı tarafın işe iade davası açması mümkün olmadığı gibi ilgili mevzuata göre fesih kodunun (49) olarak bildirilmesi durumunda da işçinin işsizlik ödeneği alamayacağı anlaşıldığından davacının işten çıkış koduna yönelik tespit talebinde güncel hukuki yararı bulunduğunu, davanın hukuki niteliği gereği arabuluculuk dava şartına tâbi olmadığı, davacının görevi kapsamındaki hatalı işlem nedeniyle başka müşterinin hesap ekstresini gönderme işleminin kasten yapıldığının ve bu hususta ısrar edildiğinin işverence ispat edilemediği sonucuna varılarak feshin haklı neden niteliğinde olmadığı ve fesih kodunun hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesinin yerinde olduğu; ayrıca işten ayrılış kodunun düzeltilmesine yönelik tespit davalarının yasal muhatabı işveren olup SGK'ya husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı, davacı tarafça dava dilekçesi ile kendiliğinden SGK'nın davalı gösterilmiş olduğunun anlaşılmasına göre SGK yönünden verilen kararda ve kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde hata bulunmadığını ileri sürerek davacı vekilinin ve davalı Şirket vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Şirket vekili temyiz dilekçesinde;
1. Cevap dilekçesindeki gerekçelere ilâveten davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini,
2. Ayrıca müşteri temsilcisinin görev tanımında data ve veri akışını raporlanması konusunda yetkisinin ve ilgili bilgilere erişim yetkisinin bulunmadığını, tüm hata ve sorumluluğunun davacıya ait olduğunu beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan işten çıkış kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı ve kod düzeltilmesi talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Şirket vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.