"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin projelerinde 1992-2015 yılları arasında personel ve idari işler müdürü olarak net 5.500,00 USD ücretle çalıştığını, hafta içi 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, haftada 3 gün 20.00-22.00 saatine kadar çalışmasının devam ettiğini, hafta tatili ve genel tatil günlerinde de çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini, iş sözleşmesi haksız olarak feshedilmesine rağmen işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 03.11.1993-30.11.2014 tarihleri arasında davalı Şirketin farklı yurt dışı projelerinde çalıştığını, taraflar arasında belirli süreli iş ilişkisinin kurulduğunu, işin bitirilerek tesliminden sonra iş ilişkisinin sona erdiğini, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, diğer alacaklarının ücrete eklenerek ödendiğini, yıllık izin alacağının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin davalı işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 03.11.1993-30.11.2014 tarihleri arasında brüt 5.000,00 USD ücret ile çalıştığı, davacıya kıdem ödemesi adı altında ödeme yapıldığı, haklı nedenle feshe ilişkin bir delil sunulmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ispatladığı, davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının cevap dilekçesinde yabancı hukuk uygulanması gerektiği yönündeki itirazı bulunmadığı gibi en geç ön inceleme/ilk duruşma gününe kadar da bu hususun ileri sürülmediği, bu nedenle Türk hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, davacının üst düzey yönetici olduğu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talep edemeyeceği ileri sürülse de davacının görev tanımı, yaptığı iş, tanık anlatımları, dosya kapsamı dikkate alındığında kendi çalışmasını kendisinin belirlediğinin söylenemeyeceği, davacıya davalı tarafça bir kısım kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davacının fark kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talep hakkı bulunduğu, davalı tarafça sunulan mesai şeritlerinin işçi imzasını içermediği, davalı tarafça sunulu bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunmakta ise de her ay aynı ücretin ödendiği, temel ücretin kendisi niteliğinde olduğu, davacının çalışma koşullarını bilebilecek konumda olan tanık beyanı ile ve tanıklık edilen dönem yönünden sonuca gidilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Alacakların hesaplamasında gelir vergisi mahsup edilmesinin hatalı olduğunu,
b. Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesaplanmasında ilgili dönemin paritesinin dikkate alınması gerektiğini,
c. Tanık beyanı bulunmayan dönem bakımından imzasız bordrolar ve mesai şeritlerinin dikkate alınması gerekitğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasının hatalı olduğunu,
b. Davacının üst düzey yönetici olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına karar verilmesinin hatalı olduğunu,
c. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk ile davacının dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile alacakların hesaplanması noktalarında toplanmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Davalı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.