Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13528 E. 2025/488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının kıdem, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı alacaklarının olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı vekilinin temyiz nedenlerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı ve davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddedilmesi gerektiği sonucuna varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2451 E., 2024/2729 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/250 E., 2024/282 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre iş sözleşmesi 21.07.2023 tarihinde sona eren davacının, ret edilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 55.472,32 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerlerinde, davalıdan ihale ile iş alan dava dışı gerçek veya tüzel kişilerin yahut adi ortaklıkların işçisi olarak çalışırken, iş sözleşmesinin işveren tarafından ihbar öneli tanınmadan, haklı veya geçerli bir neden olmadan feshedildiğini, bunun üzerine eldeki davadan önce davalı ile dava dışı son yüklenici şirket aleyhine işe iade davası açtıklarını, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, ilgili Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı PTT A.Ş.’nin asıl işveren, diğer davalı Şirketin ise son alt işveren sıfatını haiz olduğu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı veya geçerli neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle, davacının son alt işveren nezdinde işe iadesine, işe iadenin yasal sonuçlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine kesin mahiyette karar verildiğini, işbu kararda, işe iadenin yasal sonuçları hakkında parasal belirleme de yapıldığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tebliği üzerine, davacının yasal on günlük süre içerisinde işe başlatılması için işverene başvurduğunu, davalıların yasal bir aylık süre içerisinde davacıyı işe başlatmadığını, davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, kullandırılmayan izin ücretlerinin ödenmediğini, davacının ücretlerinden, işveren tarafından haksız ve sebepsiz yere kesintiler yapıldığını ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, ücret, boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, husumet itirazında bulunduklarını, husumetin alt işveren Şirkete yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili Şirketin ihbar olunan Şirket çalışanları üzerinden herhangi bir denetim, gözetim ve kontrol yetkisi olmadığını, davacının firma elemanı olarak çalıştığını, müvekkili İdareden görüş ve arzı alınmaksızın iş sözleşmesinin sona erdiğini, müvekkili İdarenin ihale makamı olduğunu, sorumlu olmadıklarını, tazminat taleplerinin yasal koşullarının meydana gelmediğini, alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesinleşen işe iade davası nedeniyle davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı veya geçerli neden olmadan feshedildiğinin kesinleştiği yine kesinleşen işe iade davası nedeniyle davalının davacının alacaklarından asıl işveren olarak sorumlu olduğu, davacının yasal on günlük süre içerisinde işe başlatılması için işverene başvurduğu, işverenin (davalıların) yasal bir aylık süre içerisinde davacıyı işe başlatmadığı, davacının usulüne uygun olarak işe başlatılma talebinde bulunmasına rağmen işveren tarafından işe başlatılmadığı, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı alacaklarına hak kazandığı, davacının hizmet süresinin ve tazminata esas ücret miktarının isabetli bir şekilde saptandığı, ihbar tazminatı davacının aleyhine olacak şekilde hatalı

hesaplanmış ise de, davacının kararı istinaf etmemesi sebebiyle, bu hatanın kaldırma nedeni yapılmadığı,

izin ücreti ve ücret alacakları yönünden, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı, dava dilekçesinde, boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı alacakları yönünden, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı belirtilmişse de, bu iki alacak yönünden, dava dilekçesinde talep edilen miktarların, işe iade davasında parasal olarak belirlenen miktarlarla birebir aynı olduğu, anılan iki alacak yönünden davanın belirsiz alacak davası şeklinde değil, tam eda davası şeklinde açıldığının kabulü gerektiği gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

Davacının temyiz istemi miktar itibarıyla reddedildiğinden temyiz nedenlerine yer verilmemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının alacaklarından davalının sorumlu olmadığını,

b. Dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını,

c. İş güvencesi tazminatı ve boşta geçen süre alacağının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile boşta geçen süre ücreti, iş güvencesi tazminatı alacaklarının bulunup bulunmadığı istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.