Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13576 E. 2025/1012 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, işe iade davası sonucu kesinleşen işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacaklarına yönelik icra takibine yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen işe iade davası sonucu oluşan alacakların likit nitelikte olduğu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu ve davacının işe iade talebinin süresinde olduğu değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 67. İş Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılar ... Holding AŞ ile Renaissance ... AO'ya ait işyerinde 18.03.2013-04.12.2018 tarihleri arasında çalıştığını, işverence iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine Ankara 1. İş Mahkemesinin 2019/53 Esas, 2021/9 Karar sayılı dosyası ile karara bağlanan işe iade davasında davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın davalılarca istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 2021/977 Esas, 2021/1220 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, kararın 05.07.2021 tarihinde taraflarına tebliğ edilmesi üzerine 10 günlük yasal süresi içerisinde işe başlatılma talebi ile işverene başvuruda bulunulduğunu, bulunulmasına rağmen yasanın öngördüğü 1 aylık süre içerisinde işe başlatılmadığı gibi boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı alacaklarının da ödenmediğini, söz konusu alacakların tahsili amacıyla davalılar hakkında İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2021/21126 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını; ancak davalıların itirazları üzerine takibin durmasına karar verildiğini, takibin dayanağı mahkeme kararı olduğundan yapılan itirazların haksız ve kötüniyetli olduğunu, söz konusu borcun davalılarca ödenmediği de sabit olduğundan davalılarca icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, alacak likit olduğundan davalılar aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... Holding AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, davacı yurt dışında çalıştığından 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesi uyarınca somut uyuşmazlığa davacının çalıştığı mutat işyeri hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının işe iade başvurusunun yasal süre içerisinde gerçekleşmediğini, davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğinden kendisinin iade edilebileceği bir projenin bulunmadığını, takibe konu alacak kalemlerinin neye göre belirlendiğinin anlaşılamadığını, davacının ücretinin 2.250,00 USD olup bu miktarın dışında yapılan hesaplamaların kabul edilemeyeceğini, alacaklar likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini ve davacı aleyhine alacağın %20'sinden az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... Holding AŞ ile birlikte Renaissance ... AO Şirketi aleyhine birlikte itirazın iptali davası açılmış ise de Renaissance ... AO Şirketine tebliğ sorunu ortaya çıkması nedeniyle söz konusu Şirkete karşı açılan dava tefrik edilerek yargılamaya davalı ... AŞ yönünden devam edilmesine karar verilmiş olup Ankara 1. İş Mahkemesinin 2019/53 Esas, 2021/9 Karar sayılı işe iade dava dosyası, Şişli 3. İcra Dairesinin 2021/21216 Esas sayılı icra takip dosyası, ... 16. Noterliğinin 08.07.2021 tarihli ve 16008 yevmiye No.lu davacının işe iade başvurusuna ilişkin ihtarnamesi ve tebliğ belgeleri ile kapsama alınan bilirkişi raporuna göre İlk Derece Mahkemesince taraflar arasında iş ilişkisi bulunduğu ve davacının ücreti ile boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı konusunda tespit hükmü kurulduğuna göre davalının iş ilişkisi bulunmadığına ve alacağın dayanaktan yoksun olduğuna dair itirazlarının yerinde olmadığı; kapsama alınan bilirkişi raporuna göre iş güvencesi tazminatında Sosyal Güvenlik Kurumu prim kesintisi yapılması gerektiğine dair tespitin yerinde görüldüğü, boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar ile iş güvencesi tazminatına işletilen faiz miktarına ilişkin hesaplamanın da mevzuat hükümlerine uygun olduğu, söz konusu rapordaki tespit ve hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği; takip konusu alacağın miktarı konusunda kesinleşen Mahkeme kararı bulunduğundan alacağın likit olduğu ve davalının itirazının mahiyeti de dikkate alındığında davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulü gerektiği gerekçesiyle İstanbul Şişli 3. İcra Dairesinin 2021/21126 Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının kısmen iptali ile takibin 35.879,95 USD üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine; takip konusu 35.822,40 USD asıl alacağın %20'si miktarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile husumet ve ücrete ilişkin davalı itirazlarının Ankara 1. İş Mahkemesinin 2019/53 Esas, 2021/9 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği, zamanaşımına uğrayan bir alacak bulunmadığı, kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı, davacının talebinin USD olduğu ve işe iade davasında hükmün USD cinsinden kurulduğu dikkate alındığında 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4/A hükmü uyarınca uyuşmazlık konusu alacaklara uygulanan faizin niteliğinde ve başlangıç tarihlerinde hata bulunmadığı, kesinleşen işe iade kararı gereğince mali haklara ilişkin alacağın likit nitelikte olduğu, davalının ayrım yapmaksızın takip konusu alacağın tamamına itiraz ettiği dikkate alındığında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir hata bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde:

1. Davacı müvekkili Şirket çalışanı olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini,

2. Uyuşmazlığa Rusya Federasyonu İş Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, buna göre 3 aylık zamanaşımı süresi içerisinde açılmayan davanın bu sebeple de reddi gerektiğini,

3. Davacının işe iadeye ilişkin başvurusunun yasal süresi içerisinde gerçekleşmediğini,

4. Davacı tarafça işe iadeye ilişkin davanın da yasal süresi içerisinde açılmadığını, davanın usulden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,

5. Ankara 1. İş Mahkemesinin 2019/53 Esas, 2021/9 Karar sayılı işe iade dava dosyasında hüküm altına alınan miktarların yalnızca tespit niteliğinde olduğunu ve davacının bu alacaklara hak kazandığı yönünde herhangi bir hükme yer verilmediğini,

6. Davacının işe iadeye ilişkin iradesinin samimi olup olmadığının Mahkemece araştırılması gerektiğini,

7. Takibe konu alacakların yasal dayanağının bulunmadığını, hesaplamalara esas alınan ücretin ve bu ücretin brütleştirilmesi yönteminin hatalı olduğunu, giydirilmiş ücretin de hatalı belirlendiğini,

8. Davacının iade edilebileceği bir projenin bulunmadığını,

9. Alacakların zamanaşımına uğradığını,

10. Hesaplanan işe başlatmama tazminatı miktarının fahiş olduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının işe iadenin mali sonuçlarına hak kazanıp kazanmadığı ve söz konusu alacakların hesaplanma şekli ile icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususlarına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.