"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 19.08.1999 tarihinde işe başladığını, iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 22.07.2019 tarihine kadar otobüs şefi olarak çalıştığını, işin asıl sahibinin Belediye olduğunu, sigorta kayıtlarının ise alt işveren konumundaki şirketler üzerinden gösterildiğini, asgari ücretteki yüzde artış oranının dikkate alınmadığını, müvekkilinin... Sendikası üyesi olduğunu, alacakların hesaplanmasında toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, çocuk yardımı, yemek yardımı, yakacak yardımı, ikramiye, öğrenim yardımı, bayram yardımı ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davacının müvekkili İdarede geçen 19 yıl 8 ay 3 günlük hizmetine karşılık olarak net 95.606,87 TL ödendiğini, davacının iş sözleşmesi devam ederken ücret düşüklüğüne ilişkin bir itirazda bulunmadığını, davacının iş sözleşmesinde ücretinin belli olduğunu, kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmesi için fiyat farkı ödenmeyeceğini, davacının vardiyalı çalıştığını, alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şehir Hizmetleri AŞ vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince daha önce alt işveren işçisi olarak çalışılan dönemlere ilişkin olarak herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunulamayacağını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının 22.07.2019 tarihinde emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkili Şirketin toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını, yıllık izinlerini düzenli olarak kullandığını, işçi ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmeleri ile işçi ücretlerinin belirlendiğini, davacıya kıdem tazminatının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ücretinin, bordrodaki ücret olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamaya itibar edildiği, davacıya ödendiği anlaşılan 95.606,87 TL’nin yapılan hesaplamadan mahsup edildiği, 23.03.2021 tarihli bilirkişi ek raporunun gerekçeli ve denetime uygun olduğu, davacının kullandığı yıllık izin süresi mahsup edildiğinde kullanmadığı yıllık izin hakkının bulunmadığı, davacının sendika üyesi olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin kabul edilmediği, zamanaşımı def'i de dikkate alınarak asgari geçim indirimi alacağının olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, dosyaya sunulan iş sözleşmelerinin asıllarının dosyaya sunulmadığını, davacının sözleşme imzalamadığını, bu sözleşmelerin geçerliliğinin bulunmadığını,
b. Davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark alacaklarının hesaplanması ve hüküm altına alınması gerektiğini,
c. Bordroların esas alınamayacağını, 4857 sayılı İş Kanunu’nda öngörülen bordro niteliğinin bulunmadığını, hukuki geçerliliğinin bulunmadığını,
d. Davacının yıllık izin kullanmadığını, izin belgelerinin bordroda gösterilmemesi hâlinde değer verilmeyeceğini,
e. Hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekillerinin temyiz dilekçeleri miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının ücretinin tespiti ile toplu iş sözleşmesine dayalı talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, yıllık ücretli izin alacağının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen vekâlet ücreti ile yargılama giderine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı velilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalıların Temyizi Yönünden
Davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz eden davalılara iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.