Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13695 E. 2024/15986 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i dikkate alınarak tazminat taleplerinin belirlenmesi, yıllık izin ücretinin reddi ve yargılama giderine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uygun kararında ve karar gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak verilen karar ile karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan hususların yeniden incelenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında Ankara 7. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, somut uyuşmazlıkta hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktarın Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki ... Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığı 686,47 TL olup belirtilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde 2009-2019 yılları arasında elektrik ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirket nezdinde davacının çalışması bulunmadığını, husumet itirazları bulunduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, talep edilen tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacak kalemlerinin çalışılan ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 7. İş Mahkemesinin 25.07.2023 tarihli ve 2022/710 Esas, 2023/664 Karar sayılı kararı ile; davacının 22.01.2010-27.11.2018 tarihleri arasında 8 yıl 5 ay 26 gün davalı nezdinde yurt dışında çalıştığı, işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği ispatlanamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olduğu, çalışılan ülke hukuku olan Rusya iş mevzuatı esas alınarak dava konusu alacakların belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2024 tarihli ve 2023/2343 Esas, 2024/109 Karar sayılı kararı ile; dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının Rusya ülkesindeki çalışmaları sebebiyle doğan işçilik alacaklarından davalı Şirketin sorumlu olduğu, davalının yurt dışında bulunan şantiyelerde çalıştığının sabit olduğu, mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olup resen dikkate alınması gerektiği, somut olayda davalıya ait yurt dışı işyerinde çalışan davacının iş sözleşmesinin 27.11.2018 tarihinde sona erdiği, davanın ise 29.05.2019 tarihinde açıldığı, dolayısıyla dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresi olan 1 yıllık sürenin dolmadığı, talep edilen alacaklarda hak düşürücü sürenin geçmediği, söz konusu Kanun'da belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ayrımı bulunmadığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 139 uncu maddesi uyarınca davacının ortalama ücretinin net 2.046,08 USD olarak belirlendiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.06.2024 tarihli ve 2024/5441 Esas, 2024/9702 Karar sayılı ilâmı ile; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmadığına göre yıllık izin ücreti talebinin reddedilmesinin davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğunun kabulü gerektiği, hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince bu alacak bakımından davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmadan alacağın hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, dava ve ıslah dilekçesi içeriği dikkate alındığında kısmi dava türünde açıldığı anlaşılan işbu davada; davacı vekili 31.01.2022 tarihli dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini ıslah etmiş olup davalı vekilinin ise 08.02.2022 havale tarihli dilekçesi ile yasal süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunduğu, iş sözleşmesinin 27.11.2018 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında tazminat talepleri hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, buna göre dava dilekçesinde talep edilen miktarlar da dikkate alındığında davalı tarafın ıslaha karşı ileri sürdüğü zamanaşımı def'i dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulduğu, yargılamada uygulanacak kanunun 6100 sayılı Kanun olduğu, davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, davalı vekilince dava ve ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu gözetildiğinde Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresinin ıslaha konu edilen talepler yönünden dolduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı tarafın cevap dilekçesinde uyuşmazlığa 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine yönelik beyanı dikkate alınarak bu hususta usuli kazanılmış hakkın korunması gerektiğini, yabancı hukukta yer alan zamanaşımı süresinin uygulanmaması gerektiğini, Rusya hukukunda kısmi ve belirsiz alacak davası türü olup olmadığının araştırılmadığını, yabancı hukuk uygulanarak adil yargılanma hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı vekilinin temyiz istemi kesinlik sınırı nedeniyle reddedildiğinden temyiz nedenlerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'i dikkate alınarak tazminat taleplerinin belirlenmesi, yıllık izin ücretinin reddi ve yargılama giderine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.