Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13766 E. 2025/2023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Cezayir'deki şantiyede çalıştığı süre boyunca fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı, bu alacakların miktarı, ödenip ödenmediği, zamanaşımı, ıslah ve harç konularında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fazla çalışma sürelerinin tespitinde menfaat birliği bulunan tanık beyanlarının tek başına yeterli olmadığı, işin niteliği, işyeri düzeni ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davacı asıl ve davalılar ... İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ve ... İnş. ve Tic. AŞ vekilleri Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 04.09.2014-05.11.2016 tarihleri arasında davalıların Cezayir'deki şantiyesinde kamp amiri olarak çalıştığını, 05.11.2016 tarihinde iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, günde 16 saat çalıştığını, 2016 yılından hak ettiği 13 günlük iznini kullanamadığını, ulusal bayram ve dinî bayram günlerinde çalıştığını, ücretin eksik ödendiğini, ayrıca davacının sözleşmesinin fesih tarihinden önceki son üç aylık ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının ... İnşaat Ltd. Şti-... İnşaat ... Ortaklığının Cezayir şantiyesinde 04.09.2014-05.11.2016 tarihleri arasında kamp amiri olarak çalıştığını, davacının son ücretinin 2.300,00 Euro olduğunu, iş sözleşmesine göre davacının fazla çalışma ücretlerinin asıl ücrete dâhil olduğunu, davacının fazla çalışmasının bulunmadığını, davacının Türk mevzuatına göre belirlenmiş ulusal bayram ve genel tatil günlerinde Cezayir’deki işyerinde çalışmış olmasının işçi lehine ayrıca bir ücrete hak kazandırmayacağını, Cezayir mevzuatına göre belirlenen ulusal bayram ve genel tatil günlerinde ise işyerinde çalışılmadığını, davacının yıllık izinlerinin tamamını kullandığını, davalılardan herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 32. İş Derece Mahkemesinin 13.12.2021 tarihli kararı ile; davacının davalı işyerinde 04.09.2014-05.11.2016 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğinin ihtilafsız olduğu, bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabul edildiği, yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığı, ücret alacağı bakımından talep konusu aylara ilişkin ödeme yapıldığına dair belge sunulmadığından ücret alacağının kabul edildiği, tanık beyanları ile davacının haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı, dinî ve millî bayramlarda çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 13.12.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli kararı ile; süresi içerisinde verilen süre tutum başvuru dilekçesinde, istinaf sebepleri ile gerekçesinin gösterilmediği, soyut istinaf sebebi bildirildiği, davacıya gerekçeli kararın tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesinin verilmediği, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusu bakımından sadece kamu düzenine dair hususların incelendiği ve kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir husus bulunmadığı, davada harç eksiği olmadığı, 16.06.2020 tarihli beyan dilekçesinin ıslah dilekçesi niteliğinde olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki zamanaşımına yönelik olarak tespit ve değerlendirmelerin yerinde olduğu, kıdem tazminatına yönelik İlk Derece Mahkemesi hesaplamalarının yerinde olduğu, Mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, emsal olarak belirtilen dava dosyasındaki çalışanın başka bir iş yaptığı, bu nedenle emsal olamayacağı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairece, davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunduğu ancak istinaf başvuru harcının yatırılmadığı, davacıya eksik harcın tamamlanması için usulüne uygun muhtıra tebliği ile harç eksikliğinin giderilmesinin istenmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken söz konusu eksiklikler giderilmeden Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan incelenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, bozma kararı doğrultusunda davacı vekiline eksik istinaf harçlarını yatırması için kesin süre verildiği, davacı vekilince kesin süre içinde eksikliğin giderildiği, süresi içerisinde verilen süre tutum başvuru dilekçesinde, istinaf sebepleri ile gerekçesinin gösterilmediği, soyut istinaf sebebi bildirildiği, davacıya gerekçeli kararın tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesinin verilmediği, bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusu bakımından sadece kamu düzenine dair hususların incelendiği ve kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir husus bulunmadığı belirtilmiş ve bozmadan önceki gerekçelerle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacı vekilince istinaf başvurusu yapılmadığını,

2. Dosyanın davanın usulden reddi gerektiğini,

3. Davacının 16.06.2020 tarihli beyanına hukuken değer verilemeyeceğini,

4. Davacının hak ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını,

5. Kıdem tazminatının Türk lirası olarak hesaplanması gerektiğini,

6. Davacı ile menfaat birliği bulunan tanıkların beyanının dikkate alınamayacağını,

7. Karşı vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ücret miktarı ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa bu alacakların hesabı ve işverence karşılığının ödenip ödenmediği, zamanaşımı, ıslah ve harç noktalarında toplanmaktadır.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24/1 hükmüne göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birlikteliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı işyerinde fazla çalışma yaparak çalışmasına rağmen karşılığı ücretin ödenmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat amacıyla tanık deliline dayanmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma süresi tespit edilmiştir. Dinlenen davacı tanıklarının davalı işverene karşı işçilik alacakları ile ilgili dava açtığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Menfaat birliği bulunan tanık beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ve yukarıda belirtilen ilke uyarınca tanık beyanlarının başkaca delil ya da olgularla desteklenmesi aranmalıdır.

Davacının yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, dava dosyasındaki başka çalışana ait puantaj kayıtları, emsal dava dosyaları ve davacı tanıklarının beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının ayda iki hafta haftanın altı günü, diğer iki hafta ise haftanın yedi günü ara dinlenme süresinin düşülmesi ile günlük 9 saat fiilî çalışmasının bulunduğunun kabulü dosya kapsamına uygun düşecektir.

İlk Derece Mahkemesince davacının bu çalışma düzenine göre tespit edilecek fazla çalışma süresi üzerinden fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalılar yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.