"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 51. İş Mahkemesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup bu istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı ... Bakanlığının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı Hastanede alt işverenler nezdinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, davacının kadroya geçişi sırasında davalı Kurum ve davacı arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesi gereği ücretinin, asgari ücretin %50 oranında fazlası olarak belirlendiğini, ancak 2018 yılından sonraki dönemde bireysel iş sözleşmesinde yazılı oran uygulanmadan eksik ücret ödemesi yapıldığını, ücretinin düşürülmesine ilişkin muvafakatinin olmadığını, ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosunda çalışmaya başlayan davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığı,
davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek
bu ücrete %4 oranında zam uygulanmış olmadığından ücretin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacağa hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Kurum arasında 02.04.2018 tarihinden geçerli olmak üzere imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ücretin belirlenmesine ilişkin hükmünde "İşbu sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %... fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılır" hükmünün yer aldığı, davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden ve Bakanlık uygulaması yerinde olduğundan, dava konusu fark alacak taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa, sözü edilen kuralın, her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, İlk Derece Mahkemesince taraf delillerinin toplanıp gerekli araştırma ve incelemenin yapıldığı, davalı tarafça ve ilgili Müdürlükçe sunulan davacı tarafça imzalanan bireysel iş sözleşmelerinin aynı olduğu ve bu sözleşmelerde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceğine dair hüküm bulunmadığı, başka bir deyişle sözleşmenin 7. maddesinde ilgili kısmın boş bırakılarak bir oran kararlaştırılmadığı, davalı işverence davacının kadroya geçiş ücreti usulünce belirlendikten sonra toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulandığı, ihtilaf konusu dönemde davalı Bakanlıkça ücretin hukuka uygun şekilde belirlendiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacıya kadroya geçerken işveren tarafından iki tane belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalatıldığını, bu sözleşmelerden birinde ücret maddesini belirleyen %..fazlası oranı boşken, diğerinde ücret asgari ücretin %.. fazlasının oran kısmının dolu olarak belirlendiğini, dosyaya %.. boş olan sözleşme sureti sunulduğunu, iki sözleşme aslının da dosyaya kazandırılarak inceleme yapılması gerektiğini,
b. Kaldı ki sözleşmedeki oran kısmı boş olsa dahi, davacı ile aynı konumda olup kadroya geçen işçilere artış oranı uygulanark ücret tespiti yapılırken davacıya yapılacak farklı muamelenin eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu, zira davacı tarafından kadroya geçiş sürecinde imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin geçici 23. maddesinde belirtildiği üzere aynı özlük hakları ile geçtiğinin açıkça ortada olduğunu,
c. Dosya içeriğinde bulunan ücret bordrolarında davacının aldığı ücretin asgari ücretin % fazlası olduğunun açıkça belirtildiğini, belirsiz süreli iş sözleşmesinde açıkça ücretin yüzde fazlası ile ödeneceği belirtilmek suretiyle % simgesi konulduğunu, belirli bir miktarın rakamsal olarak ve mutlaka oransal olarak gösterilmesi gerektiği yönündeki bir yorum hukukun ruhuna ve atıfta bulunma ve yorumlama statüsüne aykırı olacağını,
d. Davacının kadroya geçmeden önceki son ihale şartnamesi ve sözleşmesine göre asgari ücretin oransal fazlasını aldığından ve 696 sayılı KHK gereği ihale sözleşmeleri ile aldıkları tüm hakları ile birlikte geçiş yaptıklarından ve sonrasında da imzalanan bireysel sözleşmede de bu hakların ve tüm ferilerinin de korunarak aynı sistem üzerinden ücret ödeneceği yazıldığına göre, davacının temel ücreti her asgari ücret arttığında belirlenen asgari ücretin % fazlası olacağını,
e. Davacının ücretinin düşürülmesi ile alakalı bir rızasının bulunmadığını ileri sürmüş ve inceleme sırasında resen gözetilecek sair nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olduğundan temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin tespiti ile fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığına ve bunu ispata yarar iş sözleşmesi hükmü bulunup bulunmadığına konularına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı ... Temyizi Yönünden
Davalı Bakanlık vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.