Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13798 E. 2025/666 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka çalışanlarının usulsüz işlemleri nedeniyle bankanın zarara uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalıların bankaya verdiği zararı ispatlayacak yeterli ve gerekli delilleri sunamaması ve dosyadaki mevcut delillerin de ispata elverişsiz olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1911 E., 2024/1370 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/69 E., 2024/202 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı Banka vekili dava dilekçesinde; davalıların davacı Bankanın eski çalışanları olduğunu, davalı ...'ın uzun zaman bankanın .... Şubesi Müdürlüğünü yürüttüğünü, son iki yıl içerisinde ise bu bölgelerdeki şubelerden sorumlu koordinatör olarak görev yaptığını, ...'ın 3 adet kanuni soruşturma raporunda açıklandığı üzere çeşitli şirket ve kişilere bankanın kredi tahsis ve kullandırım talimatlarına ve yasalara aykırı olarak usulsüz olarak kredi kullandırdığını, geri ödenmeyen bu kredi borçlarını ödemek için S.A, M.A ve B.E’ nin vadeli döviz tevdiat hesaplarında bulunan paraları, hesap sahiplerinin bilgisi ve muvafakatları dışında diğer banka çalışanları olan davalılara verdiği talimatlar ile çekerek, usulsüz açılan ve geri ödenmeyen kredi borçlarını kapattırdığını, paraların bir kısmının kendileri tarafından kullanıldığını, davalıların usulsüz işlemleri ve kendi yararlarına usulsüz olarak sarf ettikleri tutarlar nedeni ile bankanın uğradığı zararı tahsil etmek amacıyla icra takibine başlandığını, borçlu davalıların icra takibine itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu iddia ederek yapılan itirazların iptali ile takibin devamına, alacağın % 40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı ... vekili dava dilekçesinde; Yapı ve Kredi Bankası Anonim Şirketi .... Şubesi ile ....Sigorta Anonim Şirketi arasında imzalanan sözleşme gereğince, tüm çalışanlarına olduğu gibi müvekkiline de Halk Yaşam Sigorta dövize endeksli grup emeklilik sigortası yaptırıldığını, müvekkilinin ücretinden kesinti yapılmak suretiyle her ay 37,5 Alman Markı ödeme yapıldığını, müvekkilinin işten ayrılmasını müteakip, sigorta şirketi ile yaptığı görüşmeler sonucunda, kendisine iade edilmesi gereken miktarın hesaplandığını ve tutarın sigorta şirketi tarafından banka şubesine havale edildiğini, müvekkilinin, banka şubesine parasını almak için yaptığı müracaatta ise banka tarafından alacaklı olduğundan bahisle parasına el konulduğu cevabı verildiğini ve müvekkiline ödeme yapılmadığını ileri sürerek, bankanın uhdesinde bulunan söz konusu alacağının faiziyle birlikte davalı/karşı davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; borcun tamamına, faiz ve fer'ilerine itiraz ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı/karşı davacı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı Bankanın mevduatında akıbeti belli olmayan paralardan davalıların hiçbir hukuki sorumluluklannın bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı/ karşı davalı Banka vekilinin, davalılardan ...'ün açtığı karşı davaya cevabında ise, haksız fiil nedeniyle doğan borçların haksız fiil tarihinde muaccel olmasına göre, müvekkili Bankanın ...'e ödeme yapmayarak takas mahsup hakkını kullanmasında kanuna aykırı bir husus bulunmadığını, karşı davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden dosyaya sunulan 29.12.1999 ve 28.02.2000 tarihli belgelerden usulsüz aktarımların firmaların borçlarına ilave edildiği, ilave edilen borçların, bu taahhütler karşısında ödenip ödenmediği ya da tahsilat noktasında ne tür işlemlerin yapıldığı hususunda, davacı Banka tarafından dosyaya denetime elverişli nitelikte belgeler sunulmadığı, kredilerin tahsisinden son aşamasına kadar incelenmesi gerekli olan belgelerin istenilmesine rağmen dosyaya ibraz edilmediği, 08.10.2019 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyetine banka kayıtlarının yerinde incelenmesi yetkisi verilmiş olmasına karşın, ilgili kayıtların bilirkişilerin incelemesine de sunulmadığı, tek başına işyeri müfettişlerinin raporlarıyla sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, kredilerin ödenip ödenmediği ya da tahsilat noktasında ne tür işlemlerin yapıldığı hususların banka tarafından ortaya konulmadığı, istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararı sonrasında bilirkişi heyet raporunda davalı uhdesinde kalan ya da kaldığı kabul edilmesi gereken meblağların değerlendirilmesi için bir kısım evrakın dosyaya sunulması gerekiğinin bildirildiği, davacı vekilince celbi talep edilen evrakların verilen kesin süreye rağmen ikmal edilmediği bu hâli ile davacının iddiasının somut bir şekilde kanıtlanamadığı anlaşılmakla asıl dava yönünden davanın reddine karar verildiği, birleşen dava yönünden davalı/karşı davacı vekilinin 26.02.2024 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebinden ve sigorta alacağından feragat ettiğini beyan ettiği, 01.04.2024 tarihli duruşmada ise manevi tazminata ilişkin bir talebinin olmadığını belirttiği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı/karşı davalı vekili ile davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirlenen kararı ile; davada davacının iddiasını ispat için yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, ceza davası kararı sonrasında da hangi zararın hangi delil ile ispat edileceğine ilişkin iddiasını gerektiği gibi somutlaştırmadığı ve delillendiremediği, davalıların kusur durumu ve zararın oluşumuna etkilerini sunulan deliller, getirilen kayıtlar ve dosya kapsamı itibarı ile iddiasını ispat edemediği, alınan bilirkişi raporlarında da durum bu şekilde özetlenmesine rağmen davacı tarafından gerekli ve yeterli delillerin hala sunulmadığı, dosyadaki delillerin ise ispata elverişsiz olduğu, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davalı karşı davacı ... istinafı açısından, davalı-karşı davacı maddi tazminat talebinden feragat ettiği, karşı dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, manevi tazminat talebinin bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca 01.04.2024 tarihli celsede, "her ne kadar manevi tazminat konusunda talebimizin bulunduğu ve ıslah için süre talep ettiğimiz dilekçede yazılmış ise de bu husus sehven yazılmıştır. Manevi tazminata ilişkin bir talebimiz yoktur." şeklindeki beyanı nazara alınarak manevi tazminat konusunda karar verilmemesinin isabetli olduğu, dava konusu olayda, davacının, takipte kötüniyetli olduğu, sırf davalıları zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği ispat edilemediğinden davalı karşı davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabul edilmemesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı/karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazların değerlendirilmediğini, raporlar arasında çelişkiler giderilmeksizin karar verildiği,

2. Ağır ceza mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda müvekkil bankanın zararının mevcut olduğunu ve zimmet suçunun oluştuğu kanaatine varıldığını,

3. Bütün belgelerin müvekkili Banka tarafından dosyaya sunulduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; davalı banka çalışanlarının usulsüz işlemleri ile Bankayı zarara uğratıp uğratmadığına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı/karşı davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1hükmü uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.