"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Bakırköy 10. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sendika yönetim kurulu kararının iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı işverene ait işyerinde 2019 yılından itibaren davalı ... (... Sendikası) işyeri sendika temsilcisi olarak görev yapmakta iken ... Sendikası 1 No.lu Şube Başkanlığının 30.06.2021 tarihli ve 2021/28 sayılı kararı ile temsilcilik görevinden alındığını, ... Sendikası 1 No.lu Şube Başkanlığının bu kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, görevden alınma nedeninin bildirilmediğini, görevden alınmadan önce müvekkiline herhangi bir isnatta bulunulmadığını ve savunmasının alınmadığını beyanla ... Sendikası ... 1 No.lu Şubesinin 30.06.2021 tarihli ve 2021/28 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... Sendikasının yetkili olduğu dava dışı işverene ait mağaza işyerine 05.07.2019 tarihinde işyeri sendika temsilcisi olarak atandığını, davacının temsilcilik görevini sürdürürken bağlı bulunduğu ... 1 No.lu Şubenin gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurulunda mevcut şube başkanının seçimi kaybettiğini, yerine şube başkanı olarak farklı bir üyenin seçildiğini, seçimi kaybeden şube başkanı tarafından işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin geri çekilmesi talebiyle işçilerden imza toplandığını, davacının seçimi kaybeden şube başkanı tarafından yeni seçilen yönetim aleyhine yürütülen faaliyetlere gizli destek verdiğini, davacının sendika temsilciliği görevinden haklı nedenle alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 01.06.2023 tarihli ve 2021/306 Esas, 2023/179 Karar sayılı kararıyla; davacının dosyaya sunduğu tek ispat vasıtasının tanık beyanı olduğu, Mahkemece dinlenen tek davacı tanığının davacının nişanlısı olduğu, dosyada davacının iddiasını destekler nitelikte başkaca delil bulunmadığı, salt tanık beyanının davanın kabul edilebilmesi için yeterli görülmediği, ayrıca davacının seçimle belirlenen bir temsilci olmadığı, Sendikanın gerekli gördüğü hâllerde temsilciyi görevden alma yetkisinin açıkça Sendika Tüzüğü'nde yer aldığı, Mahkemece yerindelik denetimi yapılamayacağı da gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2024 tarihli ve 2024/492 Esas, 2024/292 Karar sayılı kararıyla; davacının temsilcilik görevinden alınmadan önce usulsüz bulunan eyleminin ne olduğu hakkında bilgilendirilmediği, davacının savunma vermesine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığı, davacının görevden alınmasını gerektirecek ağırlıkta bir davranışının bulunup bulunmadığı ve bu davranışının sebebine ilişkin olarak herhangi bir beyanının alınmadığı, davalı Sendika Tüzüğü'nün 41 inci maddesinde Şube Yönetim Kuruluna görevden alma yetkisi tanınmış ise de bu yetkinin sınırsız ve sebepsiz olarak kullanılamayacağı, kişinin savunma hakkının kısıtlanamayacağı, davalı Sendikanın görevden alma yetkisini kullanması gerektiren hâllerin neler olduğunu somut, açık ve tartışmasız bir şekilde ortaya koyamadığı, davacının savunması alınmaksızın işlem tesisinde hukuka uyarlık olmadığı gerekçe göstererek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.06.2024 tarihli ve 2024/7539 Esas, 2024/9899 Karar sayılı ilâmı ile; davalı Sendika Tüzüğü'nün 41 inci maddesi uyarınca işyeri sendika temsilciliklerine atama yapılması yetkisinin Şube Yönetim Kurullarına devredildiği, yine Sendika Tüzüğü'nün 32 nci maddesinde işyeri sendika temsilcilerini atama ve gerekli gördüğü hâllerde değiştirme yetkisinin Şube Yönetim Kurullarının görev ve yetkileri arasında sayıldığı, temsilci olarak görev yapan kişilerin sendika zorunlu organ üyesi olmadığı gibi seçilmiş yönetici sıfatını haiz üyeler arasında da yer almadığı, Sendika Tüzüğü'ne göre temsilci atama yetkisi ve aynı şekilde görevden alma yetkisinin Sendika Şube Yönetim Kurulunda olduğu, takdir hakkının da atamayı gerçekleştiren organa ait olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilâmı ve Sendika Tüzüğü'ne göre temsilci atama yetkisi ve aynı şekilde görevden alma yetkisine sahip olan Sendika Şube Yönetim Kurulunun yetkisi dâhilinde bulunan görevden alma işleminin usul ve kanuna uygun bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, işyeri sendika temsilciliği görevinden alınan davacıya bu kararın tebliğ edilmediğini ve savunmasının alınmadığını, Sendikanın keyfi karar veremeyeceğini, Sendikanın dava konusu iptal kararını gerekçelendirip ispatlaması gerektiğini, davacının toplantıya katılmadığı gerekçesi ile temsilcilikten alınmasının ölçüsüz bir müeyyide olduğunu, asıl sebebin Sendika üyelerinin toplu iş sözleşmesine karşı imza toplayıp itiraz etmelerinden kaynaklandığını ancak davacının sendika işyeri temsilcisi olması vasfının bunu gerektirdiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; işyeri sendika temsilcisi olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınmasına ilişkin Sendika Yönetim Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Diğer kanunların uygulanması" kenar başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kuruluşlar hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Kararın iptali" kenar başlıklı 83 üncü maddesi de şöyledir:
"Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her hâlde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.
Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.
Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır."
4. Sendika Tüzüğü'nün "Şube Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri" kenar başlıklı 32 nci maddesinin birinci fıkrası ile bu fıkranın (i) bendi şöyledir:
"Şubeyi temsil görev ve yetkisi Şube Yönetim Kurulu adına Şube Başkanı tarafından kullanılır. Kanunların, Sendika Tüzüğü'nün ve Sendika Genel Yönetim Kurulu'nun verdiği yetki çerçevesinde şubenin yönetilmesi şube yönetim kuruluna aittir. Şube Yönetim Kurulu'nun görev ve yetkileri şunlardır:
...
i) İşyeri sendika temsilcisi veya Baştemsilcilerini atar, gerekli gördüğü hallerde değiştirir. Bu gelişmeyi Genel Merkeze bildirir.
..."
5. Sendika Tüzüğü'nün "İşyeri Sendika Temsilciliği" kenar başlıklı 41 inci maddesi ise şöyledir:
"Genel Yönetim Kurulu, Sendikanın Toplu İş Sözleşmesi yetkisinin kesinleştiği işyerlerine temsilci atama yetkisini tüzüğün bu maddesi ile Şube Yönetim Kurullarına devretmekle birlikte; Şube tarafından atanan temsilcinin Anatüzük amaç ve ilkelerine, sendikal dayanışma ve işyeri gereklerine uygunluk vb. Nitelikleri taşımadığının ya da sonradan bu nitelikleri kaybettiğinin anlaşılması halinde, temsilciyi görevden almak ve yenisini atamak yetkisini hazidir.
Şube Yönetim Kurulları Temsilci Yönetmeliğine uygun olarak temsilci atadıktan sonras atamanın bir suretini Genel Merkeze Bildirmek zorundadır."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.