"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekilince ve davacı vekilince temyize cevap dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.04.2004-13.10.2014 tarihleri arasında davalı ... Kimyevi Maddeler San ve Tic. Ltd. Şti.nde (... Şirketi) çalıştığını, fiili çalışmasının bu Şirkette geçmesine karşılık sigorta kayıtlarının 2010 yılı Mart ayında diğer davalı ... ... Plastik İmal Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne geçirildiğini, her iki Şirketin aynı kişiye ait olduğunu, müvekkilinin dış ticaret ve satış müdürü olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 10.700,00 TL olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan prim ve ücret zamlarının ödenmediğini, iş sözleşmesinin 13.10.2014 tarihinde haklı neden olmadan ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, 2014 yılı Eylül ve Ekim aylarına ait ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin sürekli olarak yurt içi ve yurt dışına seyahat ettiğini ve fazla çalışma yaptığını ancak ücretlerinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, ücret, asgari geçim indirimi, prim, zam farkı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalı Şirketlerin hissedarları, ticaretleri ve diğer her yönden birbirlerinden ayrı iki Şirket olduğunu, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerinin hiçbirini yerine getirmediğini, bu nedenle prim alacağının doğmadığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, hak ettiği tüm ücretlerinin ödendiğini, fazla çalışma yapmadığını, yıllık ücretli izinlerinin tamamını kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2018 tarihli kararı ile; davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının 10 tam yıllık çalışması karşılığında toplam 170 iş günü yıllık ücretli izin hakkı kazandığı ve davalı tarafın davacının bu izinlerini kullandığını kanıtlayamadığı, tanık beyanlarına göre davacının haftalık 2,5 saat fazla çalışma yaptığı, davacıya kendi yaptığı satışlardan %5 oranında, ... Şirketine yapılan satışlar haricinde kalan diğer tüm satışlardan da %3 oranında prim ödeneceğinin kararlaştırıldığı, hangi satışları davacının yaptığının tespit edilemediği, davacıya ... Şirketine yapılan satışlar haricinde kalan tüm satışlardan en az %3 oranında pirim ödenmesi gerektiği, davalı tarafın bu primlerin ödendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli kararı ile; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, bilirkişi raporlarının dosyadaki delil durumuna uygun tespit ve değerlendirmeler içerdiği, hesaplamaların denetlenebilir olduğu, raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının iş sözleşmesinin 10. maddesinde prim hesaplamalarının nasıl yapılacağının düzenlendiği, buna göre tahsilatı gerçekleşmiş olan satışlar üzerinden belirtilen yüzdelere göre hesaplama yapılacağı ve belirlenen miktarın ödeneceğinin belirtildiği, iş sözleşmesinin bu maddesine göre davacının Şirket tarafından yapılan satışlar üzerinden değil bu satışlardan tahsilatı yapılanlar üzerinden belirlenen yüzdeye göre prim alacağına hak kazanacağı, hâl böyle olunca prim alacağı hesaplanan yıllar bakımından belirlenen prime esas satış tutarlarından yapılan tahsilatların tespit edilmesi ve bu tahsilatlara göre belirlenen yüzde üzerinden davacının hak kazandığı prim alacağının hesaplanması gerekli iken bu husus dikkate alınmadan davacının prim alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, davacının iddia ettiği süre boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle davacı asıl çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün konularındaki beyanının alınmasından sonra oluşacak sonuca ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 10 tam yıllık çalışması karşılığında toplam 170 iş günü yıllık ücretli izin hakkı kazandığı, davalı tarafın davacının bu izinlerini kullandığını kanıtlayamadığı, dava konusu dönemde yapılan satışların ne kadarının tahsil edildiğinin belirlenmesi için bilirkişi heyetine yerinde inceleme yaptırıldığı, inceleme sonucunda ilgili dönem satışlarından kaynaklı şüpheli hâle düşmüş veya tahsil edilememiş bir alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;
1. Bilirkişiler tarafından Şirket kayıtlarında yapılan incelemede davacı ile aynı konumdaki satış elemanlarının faaliyetleri tespit edilmesine rağmen davacıya ait hiçbir işlemin tespit edilemediğini,
2. Davacının hissedar, genel müdür ve başkaca bir sıfatla çalışmadığını, satış elemanlarından biri olduğunu, yapılan sözleşmenin başarıya bağlı hedef tayin edilmiş bir sözleşme olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının prim alacağının ispatına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.