Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13992 E. 2025/760 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin iş akdinin feshi nedeniyle açtığı işçilik alacakları davasında hangi ülke hukukunun uygulanacağı, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafça yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde açık bir itirazda bulunulmaması ve ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları nedeniyle, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği, bu nedenle de zamanaşımı ve diğer hususların Türk Hukuku'na göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3650 E., 2024/2014 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/550 E., 2023/324 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 13.03.2014-30.06.2019 tarihleri arasında davalı Şirketin Rusya'da bulunan şantiyelerinde aylık net 2.500 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 14.12.2014-30.06.2019 tarihleri arasında aralıklı olarak çalıştığı, davacının yurt dışında çalıştığı dönemde ve iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte yurt dışında çalışan Türk işçilere ilişkin davalarda Türk iş hukuku uygulandığından Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinin son fıkrası gereğince Türk iş hukukunda uygulanan 5 yıllık zamanaşımı süresinin uyuşmazlıkta uygulandığı ve taleplerin ıslah tarihi itibari ile zamanaşımına uğramadığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu kapsamında alacakların hesaplandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 14.12.2014-30.06.2019 tarihleri arasında aralıklı olarak Rusya’da bulunan davalıya ait iş yerinde çalıştığı, dosya ve iş sözleşmesi içeriğine göre davacı işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği, işini ifa etmek üzere zaman geçirdiği ve işin yapıldığı yerin Rusya ülkesi olduğu, bu durumda mutad işyerinin Rusya olduğu sabit olmakla tüm çalışma dönemi yönünden somut uyuşmazlığa Rusya iş mevzuatının uygulanması gerektiği, iş sözleşmesinin işverence feshedildiği, davacının 30.06.2019 tarihinden sonra bir daha işe çağrılmaması ve dava tarihi (11.05.2021) birlikte nazara alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde başvurma süresi olan 1 yıllık sürenin dolduğu, açık iş sözleşmesi hükmü karşısında taleplerin Rusya iş hukukuna göre tümden reddi yönünde karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince zamanaşımı değerlendirmesinin Türk hukukuna göre yapılmasının hatalı olduğu, davalı tarafın istinaf başvurusunun yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davalı tarafından cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında yabancı hukuk itirazında bulunulmadığını,

b. Önceki Yargıtay yerleşik içtihatları uyarınca Türkiye'de Türk hukukuna göre dava açılmış olmasının Rusya iş hukukuna göre mahkemeye başvurma süresinin kaçırılmasında geçerli neden olarak kabul edilmesi ve sürelerin yeniden başlatılması gerektiğini,

c. Uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini,

d. Verilen kararın hukuki belirlilik, öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağına aykırı olduğunu,

e. Yargılama giderleri ve harçların davalı üzerinde bırakılması gerektiğini beyan etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde:

a. Müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu,

b. Dava reddedilmesine rağmen yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini beyan etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkindir.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24/1 hükmüne göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir.

Somut uyuşmazlıkta, davacının işini Rusya'da ifa etmesi nedeniyle taraflar arasındaki ilişkide yabancılık unsuru bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı tarafça davanın Türk hukukuna göre açıldığı açıktır. Davalı tarafça da cevap dilekçesinde, yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde açık itirazda bulunulmadığı gibi ön inceleme duruşmasında da tarafların hukuk seçimi konusunda herhangi bir anlaşmaya varmadıkları görülmektedir.

Şu hâlde somut uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın Türk hukuku hükümlerine göre çözülmesi gerekirken uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması hatalı olmuştur. Bu durumda dava konusu alacaklar hakkında usuli kazanılmış haklar da gözetilerek Türk hukuku hükümlerine göre yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekmekte olup bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.