Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14057 E. 2025/1998 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, Rusya'daki iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle işvereninden çeşitli işçilik alacakları talep ettiği davada, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı süresinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların hukuk seçimi anlaşması ve mutad çalışma yeri Rusya olduğu gözetilerek uyuşmazlığa Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi olduğu ve dava tarihinde bu sürenin dolduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 2006-16.11.2017 tarihleri arasında ... ..., ... Madeni olmak üzere davalının Rusya'daki şantiyelerinde en son

2.650,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle haksız olarak ve tazminatları ödenmeden feshedildiğini, işyerinde haftanın 7 günü 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada 1 gün hafta tatili izni kullandığını, dinî bayramların ilk günü hariç diğer genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, ayrıca yetki itirazında bulunduklarını, uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin, somut uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanamayacağını savunduğu, dosyada mübrez yurt dışı iş sözleşmesi maddelerinde uyuşmazlıkların çalışılan ülke kanunlarına tâbi olacağının düzenlendiği, bu suretle tarafların bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları, davacının iş sözleşmesi kapsamında sadece davalının Rusya'da bulunan şantiyelerinde çalıştığı, bu durumda mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya ülkesi olduğu, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27/1 hükmü kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, davalının zamanaşımı def'inde bulunduğu, iş sözleşmesinden doğan taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanmasının 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereği olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, resen dikkate alınması gerektiği, davanın 06.10.2020 tarihinde, iş sözleşmesinin feshinden (14.11.2017) 2 yıl 11 ay geçtikten sonra açıldığı ve sürenin kaçırılması hususunda geçerli bir neden bulunduğunun ispat edilmediği, davacının taleplerinin hak düşürücü süre içerisinde talep edilmediği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesinin sona erdiği tarih ve dava tarihi değerlendirildiğinde Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde yer alan 3 aylık ve 1 yıllık sürelerin geçtiğinin açık olduğu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olduğunu,

2. Rus iş mevzuatına göre kıdem ve ihbar tazminatının zamanaşımına uğramadığını,

3. Davalının cevap dilekçesini kabul etmediklerini, dilekçenin usulüne göre ve süresinde verilmediğini, bu sebeple de kararı temyiz ettiklerini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun, Rusya'daki çalışmanın son bulduğu tarihteki 392. maddesi şu şekildedir:

"Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir."

Yukarıda yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde 03.07.2016 tarihinde yapılan değişiklikle mahkemeye başvuru için zamanaşımı süresi 1 yıl olarak belirlenmiş olup değişiklik öncesi zamanaşımı süresi 3 ay olarak düzenlenmiştir. Davacının iş sözleşmesinin değişiklikten sonra feshedildiği göz önünde bulundurulduğunda, dava tarihi itibarıyla 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de İlk Derece Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin, fesih tarihinde Rusya iş mevzuatında geçerli olan zamanaşımı süresi 1 yıl olmasına rağmen, bu süreyi "Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde yer alan 3 aylık ve 1 yıllık süreler" şeklinde belirtmesi hatalıdır. Ne var ki fesih tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı görülmekle; bu hatalar sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.