"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu, görev, yetki, husumet itirazlarında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davacının ücretinin hatalı belirlendiği iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddi gerektiği, diğer alacak talepleri yönünden ücret bordroları, puantaj kayıtları ile banka kayıtlarına göre davacının ödenmeyen bir kısım alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin istinaf talebi üzerine yapılan inceleme sonucunda, davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı olarak fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf talebinin kesinlik nedeniyle reddine; davacı vekilinin istinaf talebi üzerine yapılan inceleme sonucunda ise davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, fark alacakların reddinin yerinde olduğu; diğer alacaklar bakımından da ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. 31.10.2020 tarihinden sonra yapılan hesaplamalar bakımından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi hükmü gözetilerek davacının dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürülükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığı hususunun gözetilmesi gerektiğini,
2. Davacının çalışma şekline ilişkin bilgi ve belgeler talep edilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini,
3. Yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini,
4. Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını,
5. Ücret farkı alacağından bağımsız olarak günlük 11 saati, gece 7,5 saati, haftalık 45 saati, yıllık 270 saati geçen çalışmaların ödenmediğini,
6. Pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını,
7. Hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini,
8. Bilirkişi raporunda kabul edilen hesaplama döneminin ve mahsup şeklinin hatalı olduğunu,
9. Davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarındadır.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta ... Kaymakamlığı ... Çocuk Evleri Koordinasyon Merkezi Müdürlüğünün 09.08.2023 tarihli yazı içeriği ve işyeri kayıtları dikkate alındığında; çocuk evinde bakım elemanı olarak çalışan davacının, ev tipi sosyal hizmet biriminde 24 saat çalışma (09.00-09.00) 48 saat dinlenme esasına göre çalıştığı hususu sabittir.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun (2828 sayılı Kanun) “Tanımlar” kenar başlıklı 3/1-(13) hükmüne göre ev tipi sosyal hizmet birimleri; “Çocuk, kadın, engelli ve yaşlılar ile bakım veya barınma ihtiyacı olan kişilere hizmet verilen mesken niteliğindeki yatılı sosyal hizmet birimlerini” ifade eder.
2828 sayılı Kanun'un“Personel Statüsü” başlığını taşıyan 16/son hükmüne göre ise “Ev tipi sosyal hizmet birimleri, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü kapsamındadır.”
İlgili yasal düzenlemeler ve ... Kaymakamlığının 09.08.2023 tarihli yazı içeriği dikkate alındığında somut uyuşmazlık bakımından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) hizmet sözleşmesine ilişkin hükümlerinin dikkate alınması gerekir.
İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 29.12.2023 tarihli bilirkişi raporunda yerinde olacak şekilde uyuşmazlığa 6098 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu sebeple 6098 sayılı Kanun'un 402. maddesi uyarınca fazla çalışma ücreti alacağının %50 zamlı hesaplanması gerektiği ifade edilmiş ise de, davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerden olduğu, bu sebeple sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten 31.10.2020 tarihine kadar Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Hakların Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'ne tâbi olduğu hususunun göz ardı edildiği anlaşılmaktadır.
29.12.2023 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınan haftalık 3 saat fazla çalışma bulunduğu kabulüne göre hesaplamaların yapıldığı (b) seçeneğindeki hesaplama tablosu incelendiğinde, 15.06.2020 tarihine kadar söz konusu Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükmü esas alınarak fazla çalışma ücreti alacağının yerinde olacak şekilde %60 zamlı hesaplandığı; ancak bu tarihten sonra yapılan hesaplamalarda ise 6098 sayılı Kanun hükümlerine göre %50 zamlı ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Hesap konusu dönem dikkate alındığında, 15.06.2020 tarihinden sonra (31.10.2020 tarihine kadar) yapılacak hesaplamaların da Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre %60 zamlı ücret üzerinden yapılması gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Diğer yandan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından; "Kanunda belirtilen ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılacak çalışmalar, önceden işçiye duyurulur. Ulusal bayram, genel tatil günlerinde çalıştırılan işçilere çalıştıkları her bir gün için toplam 3 (üç) yevmiye ödenir." hükmüne yer verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 29.12.2023 tarihli bilirkişi raporunda, önceki tarihli ek raporda yapılan değerlendirmelerin geçerli olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında yer alan önceki tarihli (06.10.2023) bilirkişi raporunun ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına ilişkin hesaplamaların yer aldığı hesap tablosu incelendiğinde, 15.06.2020 tarihine kadar söz konusu Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükmü esas alınarak ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ilave iki yevmiye üzerinden hesaplandığı, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu 15.06.2020 tarihinden sonraki hesap döneminde ise hataen ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı olacak şekilde ilave tek yevmiye üzerinden hesaplandığı anlaşılmakta ise de işveren tarafından ilgili alacağa ilişkin olarak yapılan ödemelerin miktarı dikkate alındığında söz konusu hatanın sonuca etkisi bulunmadığı değerlendirildiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.