"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Aile Yaşam Merkezlerinde usta öğretici-bina koordinatörü olarak çalıştığını, haftada 6 gün 08.00-17.00 saatlerine ek olarak en az 3 gün 3-4 saatten az olmamak kaydıyla fazla saatlerle çalışmak durumunda kaldığını, ayda en az iki hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmaya devam ettiğini, söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, ek ders ücretlerinin eksik ödendiğini, yol ve yemek yardımının 2014 yılında bir yıl süreyle verildikten sonra rıza alınmaksızın ve sebep gösterilmeksizin kesildiğini, çalışma dönemi boyunca 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) hükümlerine göre hak kazanılan ilave tediye alacaklarının da ödenmediğini, davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, davacının aynı işi yapan kadrolu işçilerle farklı ücrete ve farklı haklara tâbi olması nedeniyle davalının eşit işlem borcuna aykırı davrandığının kabulü gerektiğini, belirtilen sebeplerle iş sözleşmesinin müvekkili davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret farkı, yol ve yemek yardımı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ile ayrımcılık tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) 89 uncu maddesi uyarınca görevlendirilmesi sebebiyle statü hukukuna tâbi olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerine tâbi olmadığını, bu sebeple görevli yargı yerinin idari yargı olması gerektiğini, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, usta öğreticilerin görevlendirilmesi ve ücretlerin hesaplanmasına ilişkin olarak 657 sayılı Kanun’da ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda (5510 sayılı Kanun) özel düzenlemelerin yer aldığını, davacının ek ders ücreti karşılığında istihdam edildiğini, usta öğreticilerin 4857 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, davacının ek ders ücreti alacağının 657 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesine uygun olarak hesaplandığını ve ödendiğini, işyerinde 09.00-18.00 saatleri arasında hizmet verildiğini, bir saat öğle molası kullanıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde Kurumun kapalı olduğunu, ayrıca davacıya haftada bir gün ücretli izin verildiğini, bunların dışında çalışma karşılığı olmaksızın ek ders ücreti karşılığında çalışanlara hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödemesi gibi ödemelerin yapılmasının 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre de mümkün olmadığını, usta öğretici olan kişiler işçi vasfında olmadıkları için ilave tediye ikramiyesi ödenmesinin de söz konusu olmayacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, ayrımcılık tazminatına da hak kazanamadığını, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.07.2022 tarihli kararı ile; davacının davalı nezdinde 4857 sayılı Kanun hükümlerine tâbi işçi olarak çalıştığı, ödenmeyen ücret alacakları bulunduğu tespit edildiğinden iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davacının ödenmeyen ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ilave tediye ücreti, yemek ve yol ücreti alacaklarının bulunduğu, ayrıca bakiye yıllık izin ücreti alacaklısı olduğu; ancak davacının ayrımcılık tazminatına ilişkin iddiasını ispatlayamadığından söz konusu alacak kalemine hak kazanamadığı gerekçesiyle ayrımcılık tazminatı talebinin reddine, diğer alacak taleplerinin ise kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 01.11.2022 tarihli kararı ile; davacının davalı Belediye bünyesinde usta öğretici olarak çalıştığı, davacının 4857 sayılı Kanun hükümlerine tâbi işçi olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davacının haftada 6 gün ve 45 saati aşan fazla çalışma ile tam zamanlı olarak çalıştığının sabit olduğu, davacının ücretinin 657 sayılı Kanun'da belirtilen gösterge rakamları dikkate alınmaksızın ödendiği, bu sebeple davacıya her ay eksik ücret ödemesi yapıldığı, dinlenen tanık anlatımları ile davalı işyerinde fazla çalışma yapıldığının, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığının ispat edilmesine rağmen söz konusu çalışmaların karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davalı Belediyeye ait işyeri, 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından davacının ilave tediye alacağına da hak kazandığı, davacının ödenmeyen işçilik alacakları sebebiyle iş sözleşmesini feshinin haklı nedene dayandığı, davacıya bakiye yıllık izinlerinin kullandırıldığının yahut ücretinin ödendiğinin işveren tarafından usulünce ispat edilemediği, bu sebeple yıllık ücretli izin alacağının da hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun yasal düzenlemelere, Yargıtay içtihatlarına uygun olarak düzenlendiği ve yapılan hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.02.2023 tarihli kararı ile; fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin hesabında turnike kayıtlarının bulunduğu dönemlerin söz konusu kayıtlar esas alınarak, kayıt bulunmayan dönemlerin ise tanık beyanlarına göre değerlendirilmesi gerekirken bu hususun dikkate alınmadan eksik inceleme ile hesaplama yapılmasının yerinde olmadığı; ayrıca dosya kapsamında yer alan üç ayrı bilirkişi raporunda da, kullanılan izin süresine ilişkin farklı hesaplamaların yapıldığı, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 41 gün izin kullandığı ifade edilmiş ise de söz konusu günlerin hangi tarihleri kapsadığı hususunda netlik bulunmadığından raporun denetime elverişli olmadığı, davacının kullandığı yıllık izin sürelerine ilişkin raporlar arasındaki çelişkinin giderilerek davalı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden hususlar da göz önünde bulundurulmak suretiyle davacının yıllık izin ücreti alacağı talebinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda kapsama alınan bilirkişi ek raporu içeriği dikkate alınmak suretiyle ayrımcılık tazminatı talebinin reddine, diğer talep konusu alacakların ise kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; ek ders ücreti karşılığı usta öğretici olarak çalışan davacının kendi isteği ile görevden ayrıldığını, usta öğreticilerin görevlendirilmesi ve ücretlerin hesaplanmasına ilişkin olarak 657 sayılı Kanun’da ve 5510 sayılı Kanun'da özel düzenlemelerin yer aldığını, davacının ek ders ücreti karşılığında istihdam edildiğini, usta öğreticilerin 4857 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, davacının ek ders ücreti alacağının 657 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesine uygun olarak hesaplandığını ve ödendiğini, işyerinde 09.00-18.00 saatleri arasında hizmet verildiğini, bir saat öğle molası kullanıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde Kurumun kapalı olduğunu, ayrıca davacıya haftada bir gün ücretli izin verildiğini, bunların dışında çalışma karşılığı olmaksızın ek ders ücreti karşılığında çalışanlara hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödemesi gibi ödemelerin yapılmasının 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre de mümkün olmadığını, usta öğretici olan kişiler işçi vasfında olmadıkları için ilave tediye ikramiyesi ödenmesinin de söz konusu olmayacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, davacının ayrımcılık tazminatına da hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41, 46, 53 ve 57 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin 20.02.2023 tarihli kararında; dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları arasında yıllık izin ücreti alacağının miktarı bakımından çelişki bulunduğu, söz konusu çelişki giderilmeden ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında aldırılan 13.05.2024 tarihli bilirkişi raporunda, kullanılan yıllık izin süresine ilişkin belgeler tek tek somutlaştırılmış olup bozmadan önceki bilirkişi raporlarının da değerlendirilmesine ve farklı hesaplamaların kaynağına yer verilmiştir. Hâl böyle olmakla birlikte, İlk Derece Mahkemesince bozma sonrasında, yıllık izin ücreti alacağı bakımından bozmadan önce aldırılan ve denetime elverişli olmayan 08.07.2021 tarihli bilirkişi raporundaki miktar esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğu görülmektedir. Yıllık izin ücreti alacağı bakımından, Dairemizin 20.02.2023 tarihli bozma gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.