"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/647 E., 2024/1548 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 32. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/130 E., 2023/543 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın 29.06.2018 tarihli başvurusu üzerine davalı Bakanlıkça 23.07.2018 tarih ve 50121 sayılı olumlu yetki tespitinin müvekkiline tebliği edildiğini, söz konusu yetki tespiti yazısında, davacıya ait toplam 7 işyerinde işletme toplu iş sözleşmesi yapmak için davalı Sendikanın gereken çoğunluğu sağladığının tespit edildiğini, ancak yazı ekinde herhangi bir yetki dökümü veya üyelik fişinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, yetki tespitinde dikkate alındığı anlaşılan 1197391.001 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sicil numaralı Adana Şehir Hastanesi işyerindeki faaliyetin, 06.12.2017 tarihli ve 30262 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2017/44 Karar numaralı işkolu tespit kararı ile genel işler işkolunda yer aldığının tespit edildiğini, söz konusu işkolu tespit kararının bekletici mesele yapılmasını ve yetki tespitinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 42/1 maddesi uyarınca davalı Bakanlığa yetki başvurusunda bulunduklarını, diğer davalı Bakanlık kayıtları üzerinde yapılan incelemede çoğunluğu sağladıklarının tespit edildiğini, davacı tarafın süresi içerisinde somut itirazlarını bildirmesi ve Sendikanın yeterli çoğunluğa sahip olmadığını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın somut itirazı olmadığı gibi itiraz konularına ilişkin dava dosyasına belge ve evrak ibraz etmediğini, işkolu itirazlarının bu davanın konusu olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un 41. maddesi uyarınca; Bakanlığa e-Devlet kapısı üzerinden yapılan sendika üyeliği ve üyelikten çekilme bildirimleri ile SGK'ya yapılan işçi ve işyeri bildirimleri doğrultusunda işlem yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'da yetki tespiti aşamasında sendikaya üye olan veya istifa eden işçilerin işverene bildirileceğine ilişkin bir hüküm yer almadığını, 6356 sayılı Kanun'da işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağı şeklindeki düzenleme uyarınca 1197391.001 SGK sicil numaralı işyerine ilişkin olarak davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Sendika vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacı tarafından itirazın süresinde ileri sürülmediğini,
b.Davacının işkoluna ilişkin itirazlarının eldeki davada dikkate alınamayacağını beyan etmiştir.
2. Davalı Bakanlık temyiz dilekçesinde; davaya cevap ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41. ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
1. Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41/1 hükmüne göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42. maddesine göre“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Yine aynı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43. maddesi ise “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” şeklinde düzenlenmiştir.
İnceleme konusu davada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 29.06.2018 başvuru tarihi itibarıyla davacıya ait işletmede toplam 1613 işçi çalıştığı ve 658 sendika üyesi bulunduğu gerekçesiyle Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmek gerekli çoğunluğu sağladığına dair 23.07.2018 tarihli ve 50121 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
Diğer taraftan yetki tespitine konu 1197391.001 SGK sicil numaralı işyeri bakımından yetki başvuru tarihinden önce olmak üzere işkolu tespit başvurusu yapıldığı, 06.12.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan işkolu tespit kararı ile 1197391.001 SGK sicil numaralı işyerinin “genel işler” işkolunda yer aldığının belirlendiği, bu tespite itiraz edildiği, yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın Dairemizin 22.12.2022 tarihli ve 2022/16727 Esas, 2022/17790 Karar sayılı ilâmıyla onandığı görülmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki her ne kadar Dairemizin bu konuda daha önce vermiş olduğu kararda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespit başvuru tarihinden önce işkolu tespit başvurusunda bulunulmuş ise işkolu tespit kararının beklenilmesi, işkolu tespit kararına da itiraz edilmesi durumunda buna ilişkin yargılamanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de konunun yeniden değerlendirilmesi ile Dairemizin anılan kararında belirtilen uygulamanın değiştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu noktada işkolu tespit talebi ve işkolu tespit kararının yetki sürecine etkisi açıklanmalıdır.
6356 sayılı Kanun’un 5/2 hükmüne göre “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
Hükmün madde gerekçesinde de “İkinci fıkraya göre, işyeri veya işletme için yeni dönem yetki sürecinin başlamış olması halinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararı mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyecek, işkolu değişikliği bir sonraki dönem için geçerli olacaktır. Yeni bir toplu sözleşme için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olacak, işkolu tespiti talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacak, işkolu değişiklikleri yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinin uygulamasını etkilemeyecektir. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir.” hususları ifade edilmiştir.
6356 sayılı Kanun’un 5. maddesinde açık bir şekilde yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde işkolu değişikliğine dair bir tespit kararı verilse dahi bu kararın bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
Nitekim madde gerekçesinde de yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki sürecinin başlamış olması hâlinde, yetki başvurusundan sonraki işkolu değişikliğine ilişkin Bakanlık tespiti veya mahkeme kararının, mevcut veya yapılacak toplu iş sözleşmesini etkilemeyeceği ve işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olacağı ifade edilmiştir.
Belirtmek gerekir ki toplu iş sözleşmesi yetki tespit başvurusunun yapılması ve yetki sürecinin başlaması durumunda, bu tarihten sonra işkolu tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı dahi bir sonraki dönem için geçerli olup mevcut yetki başvurusunu etkilemeyeceğinden, bir işyerine ilişkin işkolu tespit başvurusunun hangi tarihte yapıldığının bir önemi olmaksızın bu husus yetki tespit işleminde bekletici mesele teşkil etmeyecektir. Bu anlamda yetki başvurusundan sonra verilen, işyerinin farklı işkolunda yer aldığına dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı da, mevcut yetki uyuşmazlığını etkilemeyecektir.
Bu sebepledir ki kanun koyucu herhangi bir istisna öngörmeksizin mutlak emredici bir şekilde “İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz” düzenlemesini ihdas etmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, işkolu tespit kararı mevcut yetki süreci bakımından geçerli olmayıp bir sonraki dönem geçerli olacağından ve dosya kapsamına göre yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir sebep de bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir. Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan sebeplerle;
1. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli olan 615,40 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 579,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasının yaptığı 88,00 TL ve davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı 605,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile ilgili davalılara ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife'ye göre 30.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
6. Davalı Sendika tarafından yatırılan 1.169,40 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 2.107,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 3.277,20 TL harcın davacıdan alınarak davalı Sendikaya verilmesine, davalı Sendika tarafından yatırılan 427,60 TL istinaf karar harcının istek hâlinde davalı Sendikaya iadesine,
7. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili taraflara iadesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikasına iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.