"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/741 E., 2024/882 K.
MAHKEMESİ : Malatya 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/173 E., 2020/143 K.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı ve davalı ... (Banka) vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bankanın çalışanı olduğunun tespiti ile 13.05.2010-21.08.2015 tarihleri arasındaki eşitlik ilkesine aykırılıktan doğan tazminat, fark ücret, ikramiye, temettü alacağı, mesken ve meslek tazminatı, eşya nakil masrafı, prim, harcırah, giyim yardımı, fazla çalışma ücreti ve davalının kötüniyetli olduğunun tespiti ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 164. maddesinin 4 ve 5. fıkralarına göre belirlenecek olan vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; 21.08.2015-26.07.2016 tarihleri arasındaki eşitlik ilkesine aykırılıktan doğan tazminat, fark ücret, ikramiye, temettü alacağı, mesken ve meslek tazminatı, eşya nakil masrafı, prim, giyim yardımı alacakları ve davalının kötüniyetli olduğunun tespiti ile 1136 sayılı Kanun'un 164. maddesinin 4 ve 5. fıkralarına göre belirlenecek olan vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Banka vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak davacının diğer davalının çalışanı olduğunu, hizmet alımı sözleşmesine dayalı hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili Banka çalışanları ile aynı eşit haklardan faydalanmak istemesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, eşit işe eşit ücretin ancak kendi işvereninin bünyesindeki kendi statüsünde çalışanlar ile sınırlı olacağını, davacıya her türlü hak ve alacağının çalışmakta olduğu Kurum tarafından eksiksiz ve zamanında ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... (... Şirketi), davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli kararı ile; davacının başından itibaren davalı Bankanın çalışanı olduğunun tespiti ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli kararı ile; davacının davalılara karşı işe iade davası açtığı, davada davacının davalı ... Şirketine iadesine karar verildiği, davacı tarafından karara karşı kanun yoluna başvurulmadığı, işe iade davası açtığı dönemin 01.07.2016-30.06.2018 ihale dönemi içinde olduğu, bu dönem bakımından muvazaa bulunmadığını davacının kendisi kabul ettiğinden bu dönemde muvazaadan kaynaklı fark alacağının bulunmadığı, diğer ihale dönemlerinde ise davalı Banka ile davalı ... Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu; ancak davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı ödemediği, bu nedenle toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağı, Bankada kadrolu olup sendikasız çalışan emsal personel bulunmadığından ücret farkı ve eşitlik ilkesine aykırılıktan doğan tazminat talebi ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı Bankanın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli kararının süresi içinde davacı ve davalı Banka vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; davacının açtığı işe iade davasında verilen karar ile davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığının kesinleştiği hususunun davacının çalıştığı tüm dönem için geçerli olduğu, davalılar arasındaki tüm ihale dönemi bakımından muvazaa olmadığının kabulü ile davacının muvazaa nedeniyle talep ettiği alacaklarının bu gerekçeyle reddi gerektiği, fazla çalışma alacağının davacının kendi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği ve davacının dosyada bulunan 2015 yılına ait haciz tutanak ve beyannameleri dikkate alınarak kendi ücreti üzerinden yapılacak hesaplama doğrultusunda harcırah alacağının hüküm altına alınması gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak yeniden yapılan hesaplama doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Kararın hukuki güvenilirlik ve taleple bağlılık ilkelerine aykırı olduğunu,
b. Davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığı hususunun Bölge Adliye Mahkemesinin kabulünde olduğunu, davacı tarafından bildirilen emsal işçilerle davacının aynı yerde çalıştığını, aynı işi yaptığını, davalı Bankanın davacıyı işe aldığını, emir ve talimatları da davalı Bankanın verdiğini, davacının davalı Bankanın çalışanı olduğunu,
c. Tasarruf ilkesi kapsamında müteselsil borçlulardan herhangi birine karşı dava açabileceğini, işçi lehine yorum ilkesi kapsamında usuli kazanılmış hakkın uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
2. Davalı Banka vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, reddi gerektiğini,
b. Davacının fazla çalışma ve harcırah alacaklarına hak kazanmadığını,
c. Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, davacının Bankanın asıl işlerinde değil, yardımcı işlerinde çalıştığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının alacağının bulunup bulunmadığı ile fazla çalışma ücreti ve harcırah alacaklarının hesaplanmasına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı Banka vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.