Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14285 E. 2025/2072 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin Kuveyt'te çalıştığı iş sözleşmesinin feshi nedeniyle açtığı işçilik alacakları davasında, Kuveyt hukukuna göre zamanaşımı def'inin uygulanıp uygulanmayacağı ve davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 144. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi olduğu ve davalı tarafından zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi suretiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Kuveyt havalimanı projesinde kalıpçı ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, uyuşmazlığın Kuveyt hukukuna göre çözümlenmesi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin 7 gün üst üste işe gelmemesi nedeniyle devamsızlık ile feshedildiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait Kuveyt havalimanı inşaatı işyerinde 18.07.2018-16.02.2020 tarihleri arasında çalıştığı, mutad işyerinin işçinin işini fiilen yaptığı Kuveyt ülkesi olduğu, 2010 tarihli ve 6 sayılı Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 144. maddesinde mahkemeye müracaat için öngörülen sürenin iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir yıl olarak belirlendiği, bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan resen dikkate alınması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin 16.02.2020 tarihinde sona erdiği, davanın ise 17.09.2021 tarihinde yani bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanmasının yerinde olduğu, Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun 144. maddesinde yer alan bir yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan resen dikkate alınması gerektiği, fesih tarihi ile dava tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden dolayı davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Kuveyt hukukuna göre davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını kabul etmenin mümkün olmadığını,

b. Müvekkilinin anlamasının mümkün olmadığı bir sözleşmeden yola çıkılarak yabancı hukukta yer alan zamanaşımı hükmünün uygulanmasının açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiğini,

c. Kuveyt hukukundaki mahkemeye başvuru süresinin hatalı yorumlandığını,

d. Emsal kararlar uyarınca dava konusu olaya yabancı hukuktaki zamanaşımı hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini,

e. Yargıtay tarafından içtihat değişikliğine gidilmesinin olağan bir durum olmakla birlikte bu değişikliğin Yargıtay dergisinde veya başka yolla yayınından sonra açılacak davalara uygulanması gerektiğini,

f. İşçilik alacaklarının hak düşürücü süreden dolayı reddedilmesinin kamu düzenine ve hukuk kurallarına aykırılık teşkil ettiğini,

g. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Türk hukukunun uygulanması gerektiğini,

h. Arabulucu masrafının taraflarına yükletilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, ayrıca taraflarınca yapılan yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Somut olayda davanın 2021 yılında açıldığı ve 2021 yılı itibarıyla yabancı hukuk hususunda içtihatların halihazırda oluşmaya başladığı gözetildiğinde davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin silahların eşitliği ilkesine aykırılık teşkil ettiğini,

b. Davanın reddine karar verilmesine rağmen tarafları lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı ve vekâlet ücretine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., 2021, s.127). Buna göre Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2. ve 8. maddelerinin bir gereğidir.

3. Kuveyt Özel Sektör İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma süresinin düzenlendiği 144. maddesinde belirtilen sürenin Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede, bu sürenin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Dava tarihi itibarıyla Kanun'da yer alan zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de, bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

4. Öte yandan somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince Yargıtayın görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi nedeni ile davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı değerlendirmesi ile davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Davalı tarafın, davanın reddi kararı nedeniyle lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi Bölge Adliye Mahkemesince yerinde görülmeyerek davalının vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Ancak eldeki dava, 17.09.2021 tarihinde açılmış olup dava tarihi dikkate alındığında davacının Dairemizin önceki uygulamasına güvenerek dava açtığından bahsetmek mümkün değildir. Bu hâlde İlk Derece Mahkemesince karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) hükümlerine göre reddedilen miktar üzerinden davalı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin tamamen çıkartılarak yerine "3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 71.446,20 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.