"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2327 E., 2024/2071 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/787 E., 2023/353 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.03.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Şirketin Katar ülkesinde bulunan işyerlerinde 10.05.2007-09.05.2015 tarihine kadar çalıştığını, bu tarihten sonra davacının yeni ihale kazandığı Birleşik Arap Emirlikleri işyerine görevli olarak gönderildiğini, tarafların yaptığı iş sözleşmesinde ihtilaf hâlinde Katar Kanunlarının uygulanacağının düzenlendiğini, davacının iş sözleşmesinin izin süresi içinde bildirim yapılmaksızın 28.04.2016 tarihi itibarıyla feshedildiğini, Katar kanunlarına göre ödenmesi gereken kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, birikmiş ücret alacakları ve diğer alacaklarının ödenmediğini, fesih sonrası Türk mevzuatına göre sadece 8.800,00 USD kısmi kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, yine ihbar süresi tanımadığından ihbar tazminatının Katar kanunlarına göre uygulanması gerektiğini, davacının 01 Ocak 2016 tarihinden fesih tarihine kadar olan 2 ay 19 günlük ücretinin ödenmediğini, Katar kanunlarına göre haftalık 48 saat çalışma öngörülmüş ise de; bu süreden 12 saat fazla çalıştırıldığını ve fazla çalışma ücretinin ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ücret alacağı ve uçak bileti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının "ülke müdür yardımcısı" olarak 31.05.2007 ile 10.05.2015 tarihleri arasında Katar şantiyesinde çalıştığını, uyuşmazlığa Katar hukukunun Katar İş Mahkemelerinde uygulanması gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin personel azaltımı yoluna gidileceği için 10.05.2015 tarihinde feshedildiğini, bu fesih yazısının davacının imzası karşılığında tebliğ edildiğini ve bu fesihten sonra davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin ile tüm ücret alacaklarına karşılık 82.017,55 USD ödemenin 07.04.2016 tarihinde davacının banka hesabına yapıldığını, davacının Katar'da çalıştığı döneme ait herhangi bir ücret alacağının olmadığını, davacının üst düzey yönetici pozisyonda olması nedeniyle çalışma şartlarını kendisinin düzenlediğini, bu nedenle fazla çalışma ücret talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut İŞKUR sözleşmesinin 16. maddesinde sözleşmenin uygulanmasından doğan anlaşmazlıklar ve diğer ihtilafların çözümünde işverenin Türkiye'deki adresinin bulunduğu mahkemeler yetkili kılındıktan sonra sözleşme maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının geçerli olduğunun belirtildiği, ihtilafların çözümünde öncelikle çalışılan ülke mevzuatı, çalışan ülkede konuya ilişkin hukuki düzenleme bulunmaması hâlinde Türk mevzuatının uygulanacağının düzenlendiği, yine taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde de aynı şekilde Katar kanununun uygulanacağının düzenlendiği, buna göre uyuşmazlığa Katar hukukunun uygulanacağı, zamanaşımı bakımından bilirkişi raporunun 5. sayfasında; "zamanaşımının 8 inci maddede düzenlendiği sözkonusu Kanun'un uygulama zamanında, Katar Yargıtay Mahkemesinin Ticari ve Medeni Dairesinin 27/11/2012 tarihli 2012/167 sayılı Kararının (https://www.almeezan.qa/RulingPage.aspx?id=1346&language=ar&selection=) zaman aşımı süresi hakkında yol gösterici olduğu değerlendirilmektedir. Bahse konu Kararda; 10/05/2009 tarihinde istifa eden bir işçi 500 bin Riyal ücret, 1,5 milyon Riyal kıdem tazminatı ve ülkesine dönüş bileti alacakları için şirketten talepte bulunduğu, şirketin alacakları ödemediği, işçinin dava açtığı ve mahkemenin 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle davayı düşürdüğü, zaman aşımını durduran manevi bir engel var olduğunu iddia ederek 22 sayılı ve 2004 yıllı Katar Medeni Kanunu'nun 411 inci maddesini (Manevi bir engel bile olsa borçlunun alacağını talep etmesine engelleyen bir durum olması halinde zaman aşımı süresi işlemez) ileri sürerek davacının mahkemenin kararını 2012 yıl ve 6 sayılı istinaf mahkemesine götürdüğü, istinaf mahkemesinin ilk mahkemenin kararını onayladığı, davacının istinaf mahkemesinin kararını temyiz ettiği, Yargıtay'ın ise istinaf mahkemesi kararını hukuka uygun bulmayarak bozduğu anlaşılmıştır." şeklinde içtihata yer verildiği, anılan Yargıtay kararında da zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu değerlendirilmesine yer verildiği, davalı vekilinin 06.06.2022 tarihli dilekçesinde; Katar İş Kanunu'nda zamanaşımı düzenlemesi bulunmasa da kamu düzenine aykırılık nedeni ile 4857 sayılı İş Kanunu'na göre zamanaşımı def'inin dikkate alınması gerektiğini ileri sürdüğü, yukarıdaki fıkrada belirtilen Katar Yargıtay Mahkemesinin Ticari ve Medeni Dairesinin kararı bir arada değerlendirildiğinde zamanaşımı def'inin Türk mevzuatına göre değerlendirilmesi seçeneğine göre yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Katar Devleti İş Kanunu'nun 10. maddesinde sözü edilen mahkemeye başvurma sürelerinin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu, davalı tarafından yasal süresinde zamanaşımı def'inin ileri sürüldüğü, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 28.04.2016, dava tarihinin ise 30.12.2019 olduğu dikkate alındığında; davanın zamanaşımı süresi geçirildikten sonra açıldığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Uyuşmazlığa Katar hukukunun uygulanmasının yerinde olduğunu, ancak zamanaşımına yönelik tespitlerin hatalı olduğunu, Katar Devleti İş Kanunu'nda zamanaşımı düzenlemesi bulunmadığını, davalı vekilinin de beyan dilekçelerinde bu durumu ikrar ettiğini, aksi düşünülmesi durumunda da Türk hukukuna göre zamanaşımı süresinin kabul edilmesi gerektiğini,
2. Kıdem ve ihbar tazminatları hesaplamasında giydirilmiş ücretin dikkate alınması gerektiğini, çıplak brüt ücret üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk ve davaya konu alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.