Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14392 E. 2025/2010 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kamu iktisadi teşebbüsü ile alt işveren arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının ilave tediye ile toplu iş sözleşmesinden doğan haklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, davacının alt işveren işçisi olduğu ve bu nedenle davalıya ait toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, ancak daha önceki yargılamada muvazaanın tespit edilmiş olması nedeniyle davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ...İşletme Müdürlüğünde hizmet alımı yoluyla iş üstlenen alt işverenler bünyesinde kırma eleme işçisi olarak çalıştığını, çalışılan işin Kurumun asli ve sürekli işi olduğunu, alt işverenlerin asıl işi idari ve teknik açıdan yürütebilecek organizasyona ve yeterliliğe sahip olmadığını, aksine alt işveren işçilerinin Kurum yetkililerinden emir ve talimat alarak çalıştıklarını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi temininden ibaret olduğu dikkate alındığında davalı ile değişen alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının açık olduğunu, muvazaa olgusunun emsal mahkeme kararları ile de sabit görüldüğünü, bu sebeplerle ... Sendikası üyesi olan davacı, baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olarak kabul edilerek davacıya kadrolu sendikalı emsali işçiye ödenen ücretin ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden de yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek ilave tediye alacağı ile birlikte toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan taban ücret yevmiye alacağı, prim alacağı, vardiya zammı alacağı, iş riski primi alacağı, ikramiye alacağı, yemek yardımı iaşe bedeli alacağı, sosyal yardım alacağı, giyim yardımı alacağı, kira ve aydınlatma ek ödeme alacaklarının bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, İdarenin ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, bu kapsamda üretim faaliyetine ait olmayan ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4. maddesinde sayılan işlerin ihale ile dışarıdan satın alındığını, böylece asıl işin üretim faaliyetlerini oluşturan kimyasal ve metalurjik süreçler kapsamında olmayan ve doğrudan üretimle ilişkisi bulunmayan yardımcı işlerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisine konu edildiğini, davacının Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme kapsamında ihaleyi üstlenen değişik şirketler bünyesinde görev yaptığını, ihale konusu işin dışında bir işte çalıştırılmadığını, muvazaa bakımından emsal olduğu ileri sürülen mahkeme kararlarının ait oldukları döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bakımından bağlayıcı olabileceğini, davacının davalı Kurumun işçisi olarak kabul edilmeyeceğini, alt işveren işçisi olarak davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2. maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereğince ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı gibi asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden de yararlanamayacağını, bu sebeple ilave tediye ücreti alacak talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. İhbar olunan ... ... Lojistik AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın Şirkete ihbar edilmesini kabul etmediklerini, davalı Kurum ile Şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayanmadığını, ilave tediye alacağı bakımından davacının veya Şirketin 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıcı ve faiz oranına da itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının daha önce davalıya karşı açtığı davada yapılan keşifte davacının ... ...İşletme Müdürlüğü bünyesinde ihbar olunan alt işveren şirketlerin işçisi olarak kırma-eleme (proses) işlerinde çalıştığı, alt işverence üstlenilen asıl işin bir bölümünün uzmanlık gerektirecek nitelikte bir iş olmadığı, davacının emir ve talimatları asıl işveren yetkililerinden aldığı, alt işverenin asıl işverenden bağımsız ayrı bir organizasyona sahip olmadığı, bu çerçevede davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki sözleşmenin tamamen işçi teminine dayalı muvazaalı bir sözleşme olduğunun belirlendiği, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmasına göre davacı işçinin baştan itibaren asıl işveren işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğni, davacı işçinin sendika üyeliğinin işverene açıkca bildirilmediğine göre işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, bu durumda davacıya emsal sendikasız işçi bulunmadığından davacının ancak kendi ücreti üzerinden ilave tediye alacağına hak kazanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; muvazaa tespitine dair Mahkeme kararının hukuka uygun olduğuna karar verildiği, bu karar dikkate alındığında işbu davadaki muvazaa tespitinin ve buna bağlı olarak davacının 6772 sayılı Kanun'a göre ilave tediye alacağına hak kazandığı, muvazaa tespitinin davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından faydalanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Kamu iktisadi teşebbüsü olan Kurumun ana faaliyet alanının bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesinden ibaret olduğunu, bor madeninin aranması ve işletilmesi işlerini Devlet adına yerine getirdiğini, bu kapsamda davacının çalıştığı hizmet alım işinin üretimi aksatmayacak durumda olan yardımcı bir iş olduğunu, ...İşletme Müdürlüğünün İhtiyacı Olan 63 Kişi İle Temizlik ve Hammadde Hazırlama İşçiliği Hizmet Alımı işinin son yüklenicisi olan ... ... Lojistik AŞ ile Kurum arasında imzalanan ihale sözleşmesinin teknik şartnamesinde işin konusunun ürün kalitesini iyileştirme amaçlı tüm düzen ve temizlik işlerinin yapılması olduğunu,

2. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı ile dava dışı alt işveren arasındaki hukuki ilişki muvazaalı kabul edilmiş ise de 09.11.2009 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ... Ana Statüsünün ''... Faaliyet Alanı ve Görevleri'' başlıklı 6 ncı maddesinin (a) bendinde Kurumun görevleri arasında ''... ... faaliyet alanındaki görevlerini gerçekleştirmek üzere ihtiyaç duyduğu mal ve hizmeti almak, yapım işlerini yapmak, yaptırmak ...'' işlerinin sayıldığını, dolayısıyla yardımcı işin alt işverene verilmesinde muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilemeyeceğini,

3. Davacının 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye alacağına da hak kazanmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.