"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde mali müşavir olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın sona erdirildiğini, davalı işyerinde günlük çalışma saatlerinin haftanın 6 günü 09.00-19.00 saatleri arasında olduğunu, ancak her yıl işlerin yoğun olduğu aralık, ocak, şubat ve mart aylarında saat 01.00'e kadar çalışmanın devam ettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafından, davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.09.2021 tarihli ve 2021/175 Esas, 2021/328 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafça iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği, davacının yıllık izin kullandığına veya ücretinin ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı delil sunulmadığı, tanık beyanlarıyla davacının fazla çalışma yaptığının ispatlandığı, davacıya asgari geçim indirimi alacaklarının ödendiğine ilişkin davalı tarafça yazılı delil sunulmadığı, davanın fazla çalışma ücreti yönünden belirsiz alacak davası olarak kabul edildiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 14.04.2022 tarihli ve 2022/574 Esas, 2022/715 Karar sayılı kararı ile; davalıya çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine Mahkemece çıkarılan ikinci tebligatın 07.06.2017 tarihinde davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı, bu nedenle tanık dinletme talebinin de reddedilmesinde hata bulunmadığı belirtilerek incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 24.11.2022 tarihli ve 2022/10412 Esas, 2022/15213 Karar sayılı ilâmı ile; somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti 30.10.2016 tarihine kadar hesaplanmış ise de tanıkların davacı ile 30.03.2016 tarihine kadar birlikte çalıştığı, bu nedenle tanık beyanlarına davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak itibar edilmesi gerektiği, davacının dava dilekçesinde tüm alacakların mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini talep ettiği, 11.06.2021 tarihli talep artırım dilekçesinde ise dava konusu taleplerin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği, kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti yönünden dava dilekçesi ile talep edilen kısma bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi yerinde ise de talep artırım dilekçesi ile artırılan miktarlara taleple bağlılık ilkesi gereği yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, bozma gerekçeleri doğrultusunda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; dava dilekçesinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan usulsüz tebliğ esas alındığı için cevap haklarının ve tanık dinletme taleplerinin kabul edilmediğini, zamanaşımı def'i ileri süremediklerini, davacının hiç yıllık izin kullanmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının başka bir işçinin açtığı davada tanık olarak beyanda bulunduğunu, bu beyanın göz önüne alınmadığını, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ve yıllık izin ücretlerinin kabulünün hatalı olduğunu, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, faiz yönünden de hükmün bozulmasına rağmen, bozma sonrası verilen karar ile yine aynı şekilde kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin mevduata uygulanan en yüksek faizle tahsiline karar verilmesinin bozmaya uygun olmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hüküm altına alınan fazla çalışma ücretinin hesap dönemi ve faiz hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 inci maddesi.
3. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta Dairemizin 24.11.2022 tarihli ve 2022/10412 Esas, 2022/15213 Karar sayılı ilâmında; davacının dava dilekçesinde tüm alacakların mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini talep ettiği, 11.06.2021 tarihli talep artırım dilekçesinde ise dava konusu taleplerin yasal faiziyle birlikte tahsilini istediği, bu durumda talep artırım dilekçesi ile artırılan miktarlara taleple bağlılık ilkesi gereği yasal faiz uygulanması gerektiği ifade edilmiş ise de talep artırım dilekçesi ile faiz türünün değiştirilmesi mümkün değildir. Bozma ilâmı belirtilen yönden maddi hataya dayalı olduğundan Mahkemece bozma gerekçesinin yerine getirilmemesi isabetlidir.
4. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler (2) numaralı paragrafta belirtilen ilave gerekçeyle kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.