Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14499 E. 2025/2209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçiye, kadroya geçiş tarihini takip eden dönemde iş sözleşmesinde belirlenen ücrete göre eksik ödeme yapıldığı iddiasıyla açılan işçilik alacakları davasında, hükmedilen ilave tediye alacağına uygulanacak faiz oranının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: İlave tediye alacağına, yasal dayanağı gereği yasal faiz uygulanması gerektiği, talebin toplu iş sözleşmesine dayandırılmasının sonucu değiştirmeyeceği ve en yüksek banka mevduat faizini aşmamak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken, mahkemece en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasının hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1940 E., 2024/1947 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/15 E., 2024/383 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin %50 fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek 01.01.2019 tarihinden itibaren ödenmeyen fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, davacı tarafça talep edilen faizin türüne de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.06.2023 tarihli kararının Bölge Adliye Mahkemesinin 05.12.2023 tarihli kararı ile ortadan kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı talebine ilişkin olduğu, davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde davacının aylık ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme bulunduğu, sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi yönünden bağlayıcı olduğu gerekçesiyle 21.05.2024 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 05.12.2023 tarihli ortadan kaldırma kararı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporunun Yargıtay kararında belirtilen hesap unsurları gözetilerek hesaplandığı, davacının dava konusu ettiği fark ücretlerinin eksik ödendiği sabit olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Ek bilirkişi raporuna karşı itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını,

2. Davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu,

3. 375 sayılı KHK'nın geçici 23/1 hükmü hükmü uyarınca davacının davalı İdare ile sulh sözleşmesi imzaladığını, alt işveren döneminden kaynaklanan uygulamaları talep etme hakkının bulunmadığını,

4. Ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 2018 yılı ücreti korunarak bunun üzerine %4 oranında zam yapıldığını, ücretin düşürülmediğini,

5. Davacının kendisine yapılan ödemeleri ihtirazı kayıt olmaksızın kabul ettiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen faiz konusundadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlave tediye alacağı, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun ile öngörülmüş bir alacak kalemi olup bu alacağa uygulanması gereken faiz oranı, kanunen yasal faizdir. Talebin toplu iş sözleşmesine dayalı olarak ileri sürülmesi sonucu değiştirmeyecektir. Davacı tarafça dava ve ıslah dilekçesinde ilave tediye fark alacağına en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de ilave tediye alacağına uygulanması gereken faiz oranı, kanunen yasal faiz olduğundan davacının talebi de dikkate alınarak en yüksek banka mevduat faizini aşmamak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde söz konusu alacağa en yüksek banka mevduat faizi uygulanması hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “en yüksek banka mevduat faiziyle” ibaresinin çıkartılarak yerine “en yüksek banka mevduat faizini aşmamak üzere yasal faizi ile” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.