Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14514 E. 2025/1993 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin, işverenle imzaladığı ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersiz olduğu iddiasıyla açtığı iptal davasında, tutanağın yasal şartları taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arabuluculuk tutanağının yasal şartları taşımadığı ve itibar edilebilir nitelikte olmadığı, işçinin yıllık izindeyken iş sözleşmesinin feshedildiği ve arabuluculuk yoluna başvurulduğu, işçilere aynı arabulucuya yönlendirildiği, usulüne uygun bir başvuru ve arabuluculuk görüşmesi yapılmadığı ve usulüne uygun geçerli bir tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesinin iptal kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.06.2021-22.03.2022 tarihleri arasında Hırvatistan'da bulunan davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fesih sonrasında davacıya imzalatılan arabuluculuk anlaşma belgesinin davacının gerçek iradesini yansıtmadığını, davalının tek amacının, davacının dava açma hakkını engellemek olduğunu ileri sürerek müvekkili ile davalı Şirket arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesini kendi isteğiyle feshettiğini, davacıya arabuluculuğun mahiyeti hakkında detaylı açıklama yapıldığını, buna ilişkin arabuluculuk bilgilendirme tutanağı ve son tutanağın imzalatıldığını, alacakların müzakere edilmesinden sonra belgeler arabulucu huzurunda taraflarca imzalanarak sürecin usul ve kanuna uygun olarak tamamlandığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından davacıya ait 21.03.2022 tarihli istifa dilekçesinin ve 22.03.2022 tarihli ibranamenin dosyaya sunulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre işten çıkış tarihinin 22.03.2022 olduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan yıllık izin formuna göre, 22.03.2022-06.04.2022 tarihleri arasında davacının yıllık izinde olduğu, sunulan davacıya ait uçak biletlerinin tarihlerinin gidiş 22.03.2022 ve dönüş 06.04.2022 tarihli olduğu, davalının sunduğu belgelerin çelişkili olduğu, davacının yıllık izindeyken iş sözleşmesinin feshedildiği ve arabuluculuk yoluna başvurulduğu, nitekim birçok işçinin işverene karşı aynı arabulucuya yönlendirildiği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri dikkate alındığında, taraflar arasında yapılan işlemlerin geçerli ihtiyari arabuluculuk faaliyeti olarak nitelendirilemeyeceği, Kanun hükümlerine göre usulüne uygun bir başvuru olmadığı, arabuluculuk görüşmelerinin hiç yapılmadığı ve mevzuat hükümleri çerçevesinde usulüne uygun, geçerli bir tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve taraflar arasında düzenlenen ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yeminli beyanlarına başvurulan tanıkların beyanları da dikkate alındığında dava konusu arabuluculuk belgelerinin yasal şartları taşımadığı ve itibar edilebilir nitelikte olmadığı, İlk Derece Mahkemesince ihtiyari arabuluculuk belgelerinin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Arabulucunun aynı zamanda davalı Şirketin vekili olmasının arabulucunun tarafsız olmadığı şeklinde yorumlanamayacağını,

2. Davacının arabulucunun ofisine serbest iradesi ile gittiğini, işveren baskısı olmadığını,

3. Davacı ile menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, tanıkların görgüye dayalı bilgileri olmadığını, işçilerle müzakerelerin ayrı ayrı yapıldığını, gizliliğe önem verildiğini,

4. Arabuluculuk müzakerelerinde hiçbir işçiye baskı yapılmadığını, anlaşma sağlanamayan işçilerin anlaşma belgesini imzalamadığını, bu konuda herkesin hür irade ile karar verdiğini, ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 25.03.2022 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.