"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1603 E., 2024/1936 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 06.08.2007-01.08.2013 tarihleri arasında davalı Şirkete ait yurt dışı şantiyelerinde seramik mermer döşeme ustası olarak kesintisiz çalıştığını, son aylık ücretinin net 1.750,00 USD olduğunu, üç öğün yemek, barınma ve tüm ihtiyaçlarının davalı Şirket tarafından karşılandığını, iş bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz olarak işten çıkardığını, çıkış sırasında hak ve alacaklarının ödeneceği belirtilerek içeriğini bilmediği çok sayıda evrak imzalatıldığını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, fazla çalışma yaptığını, iş yoğunluğu gerekçe gösterilerek ayda ortalama ancak bir gün hafta tatili kullanabildiğini, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, nadiren dinî bayramlarda sadece bir gün izin yapabildiğini, bu çalışmaları karşılığının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkili Şirkette kesintili olarak 4,4 USD saat/ ücreti karşılığı çalıştığını, aylık ücretinin 990,00 USD olduğunu, emsal ücret araştırmasını kabul etmediklerini, belirli süreli sözleşme ile çalıştığı için ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, sözleşmesinin süresi sona erdiği için haklı nedenle feshedildiğini, aralıklı çalışması bulunan davacının kıdem tazminatına da hak kazanmadığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile yıllık ücretli izin alacağına yönelik taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ücret bordrolarından görüleceği üzere bu taleplerine ilşkin olarak kendisine zaten ödeme yapıldığını, tanık dinletme taleplerine muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının yıllık ücretli izin talebinin de haksız olduğunu, müvekkilinin izin politikası gereği bütün işçilere bir yılın sonunda izin kullandırıldığını, izin ücretlerinin ise belli bazı aylarda banka hesaplarına ödendiğini, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, kullanmak istemediği izinler için ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesinin 12.02.2019 tarihli ve 2015/799 Esas, 2019/68 Karar sayılı kararıyla; davacı işçinin seramik mermer ustası olarak çalıştığı, son ücretinin dinlenen tanık beyanları, bordrolar ve emsal ücret araştırmasına göre 1.750,00 USD olup sosyal yardımlarla beraber giydirilmiş net ücretinin 1.950,00 USD olduğu, davacının giydirilmiş brüt ücretinin kıdem tazminatı tavanını aştığı için hesaplamanın kıdem tazminatı tavan tutarı esas alınarak yapıldığı, davacının ilk çalıştığı döneme ilişkin herhangi bir bilgi dosyaya sunulmadığı, ikinci dönemin iş sözleşmesinin ise sözleşme süresinin sona ermesi üzerine feshedildiği, haklı nedenle fesih hâllerini ispat yükü kendisine düşen işverenin haklı fesih nedenlerini ispatlayamadığı, iş bitiminin haklı fesih nedeni olmadığı, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesinin gerektiği, yıllık ücretli izinlerinin 43 gününün kullandırıldığının davalı tarafından ispatlandığı ancak 27 gününün kullanıldığını işverenin ispatlayamadığı, yıllık ücretli izin alacağının ödenmesinin gerektiği, davacı işçinin tanık beyanları ile ayda 2 hafta 28 saat ve 2 hafta 24 saat fazla çalışma yaptığını ispatladığı gerekçesiyle dava ve ıslah dilekçesindeki talepler doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2020/2281 Esas, 2022/2691 Karar sayılı kararı ile; dosyaya sunulan izin formlarından davacının toplam 43 gün izin kullandığının belirtildiği, toplam hizmet süresine göre hak ettiği 70 gün izinden kullandığı süre düşüldüğünde bakiye 27 gün yıllık ücretli izin süresi kaldığı, davalı tarafın bakiye izin süresine karşılık izin ücretini ödediğini kanıtlayamadığı, ancak Mahkemece gerekçeli kararda davacının yıllık ücretli izin alacağının 1.575,00 USD olarak tespit edildiği, hüküm fıkrasında 1.000,00 USD alacağa hükmedildiği; oysa yıllık ücretli izin alacağının 4.083,33 USD olarak talep edildiği, buna rağmen Mahkemece taleple sınırlı hüküm kurulduğundan söz edildiği, bu noktada davacının istinafının yerinde olduğu, davacının bordrolarında fazla çalışma ve tatil günlerinde çalışmaya ilişkin kısmi tahakkuklar bulunduğu, dosyaya çalışma zaman ve sürelerini gösterir yazılı belgeler sunulmadığı, davacı tanığı haftada yedi gün ve belirtilen saatler arasında çalıştıklarını ifade etmiş ise de tanığın 2009 yılının Mart ayına kadar davacı ile birlikte çalıştığını belirttiği, davalı tarafın zamanaşımı def'i sebebiyle dava tarihinden önceki beş yıllık dönem için bu talepler değerlendirilebileceğinden 05.07.2010 tarihinden önceki döneme ilişkin olan alacakların zamanaşımına uğradığı, bu tarihten sonraki dönem için davacı taraf iddiasını kanıtlayamadığından, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine yönelik alacak taleplerinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin itirazlarının incelenmesine gerek olmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 24.05.2023 tarihli ve 2023/5978 Esas, 2023/7680 Karar sayılı kararıyla; henüz tanık dinlenmeden, davacının dinleteceği tanık sayısının sınırlandırılması konusunda ara karar tesis edilerek yargılamada tek tanık beyanı ile yetinilmesinin davacının hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlali mahiyetinde olduğu, davacının süresi içinde bildirdiği tanıklarının dinlenilmesi gerektiği, davacının yıllık ücretli izin kullandığı kabul edilen döneme ilişkin olarak ücrette kesinti yapılması hâlinde, işçinin ücretli izin hakkını kanuna uygun olarak kullandığından söz edilemeyeceğinden, ücretinde 31.07.2012-30.08.2012 dönemi için kesinti yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği ve ayrıca yurt dışında çalışan davacı işçinin brüt ücretinin belirlenmesinin farklılık arzettiği ve bu bağlamda 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 6. Maddesi hükümleri de dikkate alınarak isteğe bağlı sigortalılık durumunun ne olduğu açıklığa kavuşturulmadan davacının brüt ücretinin tespit edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak davacı tanıklarının dinlenildiği, ancak tanıklarının çalışma süreleri dikkate alındığında tanıklık yaptıkları dönemin zamanaşımına uğradığından davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının reddine karar verildiği, davacının topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı, isteğe bağlı sigortadan yararlanıp yararlanmadığının tespiti açısından gerekli yazışmalar yapılarak bozma kararı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporunda davacının ücretinin buna göre yeniden tespit olunduğu, davacının yıllık ücretli izin alacağının da yeniden hesaplandığı açıklanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde;
1. Davalının, süresi geçtikten sonra ileri sürdüğü zamanaşımı def'inin nazara alınmasının hatalı olduğunu, davalı tarafça uzayan cevap süresi içerinde zamanaşımı def'inde bulunulmuş olsa bile cevap süresinin uzatılması hâlinde dahi zamanaşımı def'inde bulunabilmeye ilişkin sürenin uzamayacağını ve cevap süresinin uzatılmasının zamanaşımı def'i için gereken sürenin uzatılmasını kapsamadığını,
2. Fazla çalışma ücretinin hatalı hesaplandığını, tanık beyanlarının davalı işyerindeki genel çalışma düzenine ilişkin olduğunu, benzer davalarda davalı işyerinde fazla çalışma yapılmış olduğunun kabul edildiğini, tanıkların işyerinden ayrıldıktan hemen sonra işyerindeki çalışma düzeninin bir anda tamamen değişemeyeceğini, buna rağmen davalının zamanaşımı def'i nedeniyle tanıkların çalıştıkları süre gözetilerek beyanlarına itibar edilemeyeceği yönündeki değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozmaya uygun karar verilip verilmediğine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.