"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/892 E., 2024/1152 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/633 E., 2023/654 K.
MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/455 E., 2019/504 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.03.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ..., davalılar ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ (... İnşaat AŞ), ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ (... Köprü AŞ) ve ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ (Eski ünvanı: ... Havalimanı İnşaatları AŞ) vekilleri Avukat ... ile davalı ... Türkiye Ankara Şubesi (... ) vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ve davalı ... İnşaat AŞ'nin Rusya'da Pulkova Havalimanı ve ST Petersburg yüksek hızlı batı çevre yolu inşaatlarını iş ortaklığı yaparak üstlendiklerini, davacının yurt dışındaki şantiyede 01.12.2011 tarihinde iş makinaları formeni olarak işe başladığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesi gereğince çalışma koşulları konusunda Rus İş Kanunu hükümlerinin geçerli olacağını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, davacının çıkış yapılırken çoğu Rusça olan birçok belgeye imza atmak zorunda kaldığını, ilk işe başladığından ayrılıncaya kadar aylık ücretinin 2.100,00 Euro olduğunu, aynı dönemde aynı işi yapan İtalyan işçilerin 6.000,00 Euro ücret aldıklarını, aynı işyerinde aynı ya da benzer işi yapan işçilerin ücretleri arasında bu şekilde fark olmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, yine çalışma şartları açısından Rus ve İtalyan işçilerle Türk işçiler arasında farklılıklar bulunduğunu, davacının fazla çalışma yaptığını, tatil günlerinde çalıştığını, karşılığı ücretlerin ödenmediğini, Rus hukukuna göre yıllık izin süresinin 34 gün olduğunu ileri sürerek ve TL cinsinden olmak üzere; fark ücret alacağı, ayrımcılık tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; gerçekte iş ortağı olan davalı ... Şirketi ve davalı ... İnşaat AŞ'nin her bir iş için ayrı bir anonim şirket kurduğunu öğrendiklerini, müvekkilinin zarara ve hak kaybına uğramaması için davalı ... Şirketi ve davalı ... İnşaat AŞ'nin ortaklığında kurulan proje şirketi olan davalılara davayı yöneltmek ve taraf yapmak için mevcut davayı açtıklarını ileri sürerek, bu kez Euro cinsinden olmak üzere, asıl davada talep edilen alacak kalemlerinin birleşen dosya davalısından tahsili ile davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... İnşaat AŞ vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirket işçisi olmadığını, davanın müvekkili Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şirketi vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının kendi işçileri olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacının çalıştığı iddia ettiği Pulkova Havalimanı inşaatının ayrı bir tüzel kişiliğe sahip dava dışı ... Havalimanı İnşaatları AŞ (Yeni ünvanı: ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ) tarafından yürütüldüğünü, müvekkilinin ise, 23.12.2016 tarihli hisse devrine kadar bahsedilen dava dışı Şirketin yalnızca ortaklarından biri olduğunu, çevre yolu işinin ise ... - ... WHSD İnşaat AŞ tarafından yürütüldüğünü, müvekkilinin bu Şirketin sadece ortağı olduğunu, davanın müvekkili Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Birleşen dosyada davalılar vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alacağının bulunmadığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, dava konusu uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiğini, Rus hukukunun uygulanması kabul edildiği takdirde davanın Rusya'da görülmesi gerektiğini, davacının belirli süreli sözleşme ile çalıştığını, davacının ücretine, yaptığı mesai çalışmalarının dâhil olduğunu, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, iddia edilen çalışma gün ve saatlerin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, eşitlik ilkesine aykırı davranılmadığını, davacı tanıklarının beyanlarına, davaları olması nedeniyle itibar edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinden ... taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanmasının 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 2 ve 8. maddelerinin bir gereği olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu ve resen dikkate alınması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 09.02.2016 olduğu, asıl davanın iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten 1 yıl 9 ay 22 gün sonra, birleşen davanın iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten 3 yıl 9 ay 6 gün sonra açıldığı ve Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi uyarınca sürenin kaçırılması hususunda geçerli bir nedenin de bulunmadığı ve alacakların hak düşürücü sürede talep edilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından, davacı ile birleşen davada davalı ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ (Eski ünvanı: ... Havalimanı İnşaatları AŞ) 25.02.2013-31.12.2013 tarihleri arasında, yine davacı ile davalı ... Köprü AŞ arasında imzalanan 22.04.2014 tarihli iş sözleşmesinin sunulduğu, taraflar arasında imzalanan ana sözleşmeye ek sözleşmeler ile sözleşme süresinin uzatıldığı, çalışma şartları ve uygulanacak hukuk seçiminin taraflar arasında asıl sözleşme ile belirlendiği, ek sözleşme/sözleşmelerin uygulamayı devam ettirdiği, asıl sözleşmeye göre çalışma koşullarının belirlenmesinde Rusya İş Kanunu'nun uygulanacağının kabul edildiği, uyuşmazlıkların çözümünün Rusya Federasyonu yasal mevzuatı uyarınca çözüleceğinin belirtildiği, bu nedenle uyuşmazlığa Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun uygulanması ve İlk Derece Mahkemesince Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde sözü edilen süreler hak düşürücü süre olarak kabul edilerek iş sözleşmesi 09.02.2016 tarihinde feshedildiğinden asıl dava ve birleşen davanın hak düşürücü sürede açılmadığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesinde bir aykırılık bulunmadığı, hüküm altına alınan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. 3 aylık ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin davacının Rusya'da yabancı işçi olması nedeniyle Rusya mevzuatına göre uygulanamayacağını,
b. Aksi durum kabul edilse bile bu sürelerin Türk kamu düzenine aykırı olduğundan uygulanamayacağını,
c. Hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine itiraz ettiklerini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi olmaksızın alacak kalemlerinin tümüyle hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Şirket yönünden pasif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini, davacının, müvekkili nezdinde hiç çalışmadığını, davacının işvereni olan Şirket ile müvekkili arasında organik bağ veya sair hukuki bağ bulunmadığını ileri sürmüştür.
3. Davalı ... İnşaat AŞ vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirketin işçisi olmadığını, davanın müvekkili Şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
4. Davalılar ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ (Eski ünvanı: ... Havalimanı İnşaatları AŞ) ve ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ vekili temyiz dilekçesinde; lehlerine vekâlet ücretinin hatalı olarak hüküm altına alındığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, husumet, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ (Eski ünvanı: ... Havalimanı İnşaatları AŞ) ve ... Köprü AŞ vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... ve davalı ... İnşaat AŞ vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.
Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de, yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; dava tarihi itibarıyla Rusya hukukuna tâbi geçen çalışmalar yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu ve birleşen davada davalı tarafça usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle birleşen davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.
3. Bir davada davacı ve davalı olmak üzere daima iki taraf bulunur. Davada taraf olarak gösterilen bu kişilerin gerçekten o dava ile ilgili olup olmadığı ise taraf sıfatı ile ilgilidir. Sıfat, dava konusu subjektif hak olan dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka yöneliktir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan davacı sıfatı (aktif husumet), yani davacı olma yetkisi de o hakkın sahibine ait olacaktır. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi ise, o hakka uymakla borçlu olan kişiye (davalı sıfatı, pasif husumet) ait olacaktır (... Kuru, Medeni Usul El Kitabı, Ankara, 2020, C.I, s. 332).
Mahkemenin de taraflar arasındaki dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili tarafından asıl dava davalılarına yöneltilen dava dilekçesinde; davacının davalılara ait Rusya'da bulunan şantiyelerde iş makinaları formeni olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği ileri sürülerek karşılığı ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili talep edilmiştir. Devam eden süreçte aynı iddialar ileri sürülerek birleşen dava davalılarına karşı işçilik alacaklarının tahsili talebiyle birleşen dava açılmış ve davaların birleştirilmesi talep edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile delillerin incelenmesinde; davacının uyuşmazlığa konu çalışma döneminde Rusya'da çalıştığı, davacı ile iş sözleşmesi imzalayan Şirketin birleşen dava davalısı Şirketler olduğu, banka kayıtlarına göre davacıya çalışma süresi boyunca ücret ödemelerinin birleşen dava davalıları tarafından yapıldığı, Rusya Federasyonu Göçmenlik Kartı belgesine göre davacının yurt dışına çalışmak amacıyla gittiği ve davacıyı davet eden tarafın ... Köprü AŞ yani birleşen dava davalısı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 15.11.2019 tarihinde açılan birleşen davada; davacı adına, ... İnşaat AŞ ve ... Şirketi aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için dava açtıkları, davalı iki Şirketin Rusya'da “Pulkova Havalimanı” ve “St. Petesburg Yüksek Hızlı Batı Çevre yolu” inşaatlarını, iş ortaklığı yaparak üstlenip yaptıkları, ancak ilerleyen aşamalarda; gerçekte iş ortağı olan bu iki Şirketin her bir iş için ayrı bir anonim şirket kurduğunu öğrendikleri, sadece bir projeyi yapmak amacıyla ve sınırlı süreli kurulan bu Şirketlerin gerçekte adi ortaklık olduğunu ileri sürmüş iseler de, davalılar aleyhine açılan başkaca dava dosyalarında husumet yönünden ret kararları verildiğini tespit etmeleri üzerine her durumda davacının zarara uğramaması için iki ana Şirketin ortaklığında kurulan proje şirketine de yani birleşen dava davalılarına da dava yöneltip taraf yapmak için birleşen davanın açıldığı ileri sürülerek davaların birleştirilmesi talep edilmiştir.
Şu hâlde; davacının asıl davanın davalıları ... İnşaat AŞ ve ... nezdinde birlikte istihdam edildiğine yahut davalılar ... İnşaat AŞ ve ... 'nın davacıya karşı sorumluluğunu gerektirir bir başka hukuki ilişkinin varlığına dair dosyada delil bulunmadığından, asıl davanın davalıları hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece asıl dava davalıları yönünden davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle ret kararı verilmesi hatalıdır. Bununla birlikte davanın husumetten reddine karar verilmesi hâlinde asıl davanın davalıları lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama gideri bakımından değerlendirme yapılması gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır.
5. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, bu ret sebebiyle davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle somut dosyada; birleşen dava tarihinin 15.11.2019 olması ve birleşen davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, birleşen davada davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin, davalı ... Köprü AŞ ve ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ'ye yükletilmesine,
Davalı ... İnşaat AŞ ve davalı ... yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.