"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/162 E., 2024/67 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/550 E., 2024/210 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 04.05.2023 tarih ve 249352 sayılı olumlu yetki tespiti yazısının, 04.05.2023 tarihinde davacılara tebliğ edildiğini, müvekkili Şirketlerin 10.05.2023 tarihinde olumlu yetki tespitine itiraz dilekçesini görevli makama kayıt ettirdiklerini, davalı Sendikanın yetki alabilecek üye sayısına sahip olmadığını, Bakanlıkça müvekkillerinin yalnızca Kahramanmaraş ilindeki işçi sayısı ve üye sayısının dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu, Türkiye genelinde davacı Şirketlerin ortak girişim oluşturduğu tüm işyerlerinin irdelenerek işkolu tespiti sonrasında belirlenecek işçi ve üye sayısının değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek Bakanlığın 04.05.2023 tarih ve 249352 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça yasal süre içerisinde itiraz dilekçesinin görevli makama kayıt ettirilmediğini, dava dilekçesi ve ekinde dava konusu yetki tespitinin hatalı olduğuna dair herhangi bir somut delile yer vermediğinden 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 43/3 maddesi uyarınca itirazın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı Şirketlerin meydana getirdiği adi ortaklığa ait tek bir işyeri bulunduğunu, davacıların iddia ettiği gibi birden fazla işyeri söz konusu olmadığını, davacının itirazlarının hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, açılan davanın amacının toplu iş sözleşmesine ilişkin süreci uzatmak olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; başvuru üzerine e-Devlet kapısı üzerinden yapılan üyelik işlemleri ile işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işçi bildirimleri doğrultusunda alınan dökümlerde başvuru tarihi itibarıyla davacılara ait işyerinde 220 işçinin çalıştığı, bunlardan 112'sinin davalı Sendika üyesi olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin 04.05.2023 tarih ve 249352 sayılı yetki tespit yazısı taraflara gönderildiğini, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Sendika Yetki Sistemi'ne SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, davacı Şirketin aynı işkolunda bir işyeri olduğu için işyeri düzeyinde tespit yapıldığını, Bakanlık tarafından usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu yetki tespitinin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;
1. Bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu,
2.Başvuru tarihinde işyerinde çalışan sayısının belirlenmesi için SGK'dan kayıtların istenmediğini,
3. Tek bir ildeki çalışan işçi sayısının dikkate alınmasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.