Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14619 E. 2025/1324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacının, kadroya geçiş sonrası ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücretlerinin ödenip ödenmediği noktasında çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacakların kapsamının mahkemelerce eksik değerlendirildiği, işyeri kayıtlarının ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinin tüm yönleriyle incelenerek alacakların hesaplanması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davacının ücretinin hatalı belirlendiği iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddi gerektiği, diğer alacak talepleri yönünden de davacı pandemi döneminde sabit vardiya sistemine geçilerek 15 gün kesintisiz çalışma yapıldığı iddiasıyla söz konusu fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuşsa da dosyada yer alan 10.03.2021 tarihine kadar olan nöbet listelerine göre davacının sabit vardiya sisteminde çalışması tespit edilemediğinden ilgili alacakların da reddi gerektiği, ayrıca davacının gece zammı alacağının varlığını usulüne uygun delillerle de ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, alacakların arabuluculuk son tutanak tarihine kadar hesaplanmasının yargısal içtihatlara uygun olduğu, faiz başlangıcının da doğru belirlendiği, tarafların karara yönelik istinaflarının yersiz olduğu, somut uyuşmazlık bakımından iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle tarafların başvuru vekillerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. 696 sayılı KHK gereğince sürekli işçi statüsünde istihdam edilen işçilerin iş sözleşmelerinin 02.04.2018 geçiş tarihi itibarıyla sonlanmadığının kesintisiz devam ettiğinin, buna bağlı olarak iş sözleşmesinin bütün hak ve borçları ile yeni işveren nezdinde devam ettiğinin kabulü gerektiğini,

2. Dosyada mevcut bordrolarda ve puantaj kayıtlarında talep konusu alacaklara ilişkin herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını,

3. Yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini,

4. Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını,

5. Ücret farkı alacağından bağımsız olarak günlük 11 saati, gece 7,5 saati, haftalık 45 saati, yıllık 270 saati geçen çalışmaların ödenmediğini,

6. Pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını,

7. Hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini,

8. Bilirkişi raporunda kabul edilen hesaplama döneminin ve mahsup şeklinin hatalı olduğunu,

9. Davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

10. Hükme esas alınan raporda davacıya yapılan ödemelerin denetlemeye elverişli şekilde belirtilmediği, İlk Derece Mahkemesince yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulmasının âdil yargılanma hakkı ve hak arama hürriyetinin ihlali mahiyetinde olduğunu beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususlarındadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

Aynı ilkeler, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ispatı bakımından da geçerlidir.

Davacı vekili dava dilekçesinde, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı ücreti alacaklarına ilişkin olarak pandemi dönemindeki çalışma şartlarını özel olarak somutlaştırmakla beraber açıkça 02.04.2018 tarihinden itibaren tüm çalışma ve nöbet listelerinin, gece çalışma listelerinin, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin nöbet listelerinin de kapsama kazandırılmasını talep etmiştir. Ayrıca dava dilekçesinde söz konusu alacakların yalnızca pandemi dönemi ile sınırlı olarak talep edildiğine ilişkin kısıtlayıcı bir ibareye de yer verilmemiştir.

Ne var ki dosya kapsamında yer alan 11.03.2022 tarihli kök raporda yalnızca pandeöi dönemi için değerlendirme yapılmak suretiyle davacı tarafça pandemi döneminde sabit vardiyaya geçilerek 15 gün kesintisiz çalışma yapıldığı iddiasıyla fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları talebinde bulunulmuşsa da dosya kapsamında yer alan 10.03.2021 tarihine kadar olan nöbet çizelgelerinde davacının sabit vardiya döneminde çalışması tespit edilemediğinden söz konusu alacakların da hesaplanmadığı ifade edilmiştir. Davacı tarafça sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde 02.04.2018 tarihinden itibaren işyeri kayıtlarına dayanıldığı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı ücreti alacaklarının 02.04.2018 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği ifade edilmiş ise de bu itiraz dikkate alınmamıştır.

Diğer yandan, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 13.06.2023 tarihli kaldırma kararı sonrasında kapsama alınan ek bilirkişi raporu içeriğinde de, kök raporda davacının pandemi döneminde sabit vardiyada çalıştırılmamış olması, diğer dönemlerde de dosyada çalışma saatlerini gösterir hesaplamaya yarar imza çizelgesi gibi bir belge de bulunmaması nedeniyle hesaplama yapılamadığı ifade edilmiş olup İlk Derece Mahkemesince söz konusu alacaklar pandemi döneminde sabit vardiya sistemine geçilerek 15 gün kesintisiz çalışma yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle reddedilmiştir.

Ancak dava dilekçesi içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, gece zammı ücreti alacaklarına ilişkin talebinin 02.04.2018 tarihinden itibaren olduğunun kabulü gerekmektedir. Buna göre 02.04.2018 tarihinden itibaren işyeri kayıtları esas alınarak, o dönem yürürlükte bulunan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca talep konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Belirtmek gerekir ki, pandemi dönemi öncesine işyeri kayıtları incelendiğinde puantajlarda vardiyaların "0,5", "1", "12", "16" şeklinde numaralandırıldığı söz konusu numaraların hangi vardiyaya denk geldiği konusunda herhangi bir açıklamanın ise yer almadığı görülmektedir. Buna göre söz konusu vardiyaların anlamları da davalı tarafa sorularak netleştirilmek suretiyle davacının çalışma şeklinin belirlenmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır.

3. Diğer yandan, gece zammı ücreti alacağı bakımından ise gerek kök raporda gerekse de ek raporda herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş olup İlk Derece Mahkemesince de davacının gece zammı alacağının varlığını usulüne uygun delillerle de ispatlayamadığı gerekçesiyle ilgili alacağın reddine karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamında yer alan puantaj kayıtlarının ve bordroların incelenmesinden, davacının gece çalışma saatlerine ayrıca ve açıkça yer verildiği anlaşılmaktadır. Davacının 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerden olduğu, bu sebeple sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten 31.10.2020 tarihine kadar Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Hakların Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'ne tâbi olduğu hususunda ihtilaf bulunmamakta olup ilgili toplu iş sözleşmesinde yer alan "Saat 20.00-06.00 arasında yapılan çalışmalar gece çalışmalarıdır. Güvenlik görevlileri hariç bu saatlerde çalıştırılan işçilere ücretleri % 10 zamlı ödenir.

" hükmü uyarınca, davacıya kayıtlarda belirtilen gece çalışma süreleri boyunca hak kazandığı gece zammı ücreti alacağının %10 zamlı ücret üzerinden ödenip ödenmediği hususunun denetlemeye elverişli şekilde belirtilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.