Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14681 E. 2025/2253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından kaynaklı uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri taleplerini delil yetersizliğinden reddetmesi, kıdem ve ihbar tazminatlarını davacıya ödendiği ve yıllık izin ücretinden mahsubu yapılarak kalan kısmın hüküm altına alınmasının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1423 E., 2024/2162 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 14. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/411 E., 2024/218 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 10.08.2015 tarihinde işe başladığını ve en son Bursa Bölge Satış Sorumlusu olarak çalışırken, iş sözleşmesinin, işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklı sebepler gerekçesiyle 14.03.2019 tarihinde davalı tarafından feshedildiğini, akabinde davacının açtığı işe iade davasında davacının işe iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının işe başlatılma talebinde bulunduğunu ancak tekrar işe başlatılmadığını, iş sözleşmesi işverence haksız olarak feshedildiği hâlde kıdem ve ihbar tazminatları ile işe iadeye bağlı tazminat ve alacaklarının tam olarak ödenmediğini, davacının çalışma süresi boyunca fazla çalışma yapmasına, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerin ödenmediğini ve yıllık izinlerini kullanamadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili Şirketin ... markalı kozmetik ürünlerinin satış ve pazarlamasını gerçekleştiren bir şirket olarak Türkiye çapında doğrudan satış ağı ile yurt dışından ithal ederek getirdiği ürünlerin satış organizasyonunu İstanbul’da bulunan merkez ofisi ve Türkiye’ye dağılmış ekipler aracılığı ile yürüttüğünü, davacının davalı Şirkette satış organizasyonunda Merkez ofis dışında Bursa ilinde evden çalışma şekli ile bölge satış sorumlusu olarak görev yaptığını, tüm satış ekibinin sürekli olarak evden çalışma yöntemiyle çalıştığını, herhangi bir sabit işyeri ve kendisini sürekli olarak denetleyen bir yöneticisi bulunmadığını, çalışanların yöneticileri ile ancak ayda bir kez bir araya geldiğini, bunun dışında çalışmalarını esnek bir şekilde yürüterek, kendi insiyatiflerine bağlı hareket ettiklerini, evde bilgisayar başında kendi sorumluluğu altında bulunan doğrudan satış ekibini yönlendirdiğini, bu konuda kendisini denetleyebilecek bir mekanizma bulunmadığını, çalışma düzenini kendisinin belirlediğini, fazla çalışma ve tatil günlerine ilişkin çalışma iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iş sözleşmesi sona erdirildiğinde tüm hak edişlerinin davacıya ödendiğini, tüm yıllık izinlerini kullandığını, davacının herhangi bir fazla çalışması mevcut ise bile davacının iş sözleşmesinde fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair hüküm bulunduğunu, iş sözleşmesinin sona erdirilmesini müteakip kıdem tazminatı fark alacağı da hesaplanarak işe iadeye bağlı tazminat ve alacaklarının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdinde 3 yıl 11 ay 5 gün çalıştığı, davacı tarafından açılan ve kesinleşen işe iade davasında davacının brüt ücretinin 3.750,00 TL olduğu ve sosyal hak iddiası olmadığının tespit edildiği, davacının işe başlatılmadığı tespit edilen 11.07.2021 tarihinde davacıya emsal işçi ücretinin ibraz edilmediği, davacının ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, davacının Mart 2019 dönemindeki ücretinin, Temmuz 2021 dönemi asgari ücret tutarının altında olmadığı da gözetilerek geçersiz sayılan fesih tarihindeki ücret tutarının hükme esas alındığı, dosyaya davalı tarafından herhangi bir yazılı kayıt sunulmadığı, ücret bordrolarında fazla çalışma, tatil ücreti tahakkuku bulunmadığı, davacının evden çalıştığı, emek ve mesaisinin ne kadarının işverene ayrıldığının tespit edilemediği, davacı tanıklarının davalı nezdinde Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları bulunmadığı ve davacının evden çalıştığı dikkate alındığında davacı tanıklarının görgüye dayalı bilgileri olamayacağından çalışma şekline ilişkin ifadelerine ihtiyatlı yaklaşıldığı, davalı tanıklarının savunmayı teyit ettiği, ispatlanamayan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin reddi gerektiği, davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatları davacıya eksiksiz ödendiğinden taleplerin reddi gerektiği, davacının kıdem süresine göre 42 gün yıllık izin hakkı bulunduğu, davacıya yıllık izin ücreti yönünden bir kısım ödeme yapıldığı, işbu ödemenin mahsubu ile davacının bakiye yıllık izin ücretinin hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fesihten sonra davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığı, davacının geçersizliğine karar verilen ilk fesih tarihindeki ücretine zam yapıldığı sabit ve ispatlanmış olmadığından alacakların hesaplanmasında ilk fesih tarihindeki ücretin esas alınmasının yerinde olduğu, davacıya yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya karşılığının ödendiği kanıtlanamadığından davacının yıllık izin ücretine hak kazandığı, sunulan ücret bordroları ile taraf tanıklarının beyanlarına göre; davacının evden çalıştığı, emek ve mesaisinin ne kadarını işverene ayırdığının tespit edilemediği, davacı tanıklarının davalı işyerinde SGK kayıtlarının bulunmadığı, ispatlanamayan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin reddinin dosya kapsamına uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının işe başlatılmadığı tarihteki ücretinin tespiti açısından davalının emsal işçi ücretini sunmadığını, ücrete ilişkin ispat yükünün işçiye yükletilmesinin işçi işveren arasındaki dengeyi bozacağını, asgari ücrete yapılan zam oranı uygulanarak tahmini emsal ücret üzerinden hesap yapılan bilirkişi raporuna göre talep arttırımı yapıldığını, bu doğrultuda davanın kabulü gerektiğini,

b. Mahkeme huzurunda yemin ederek beyanlarını sunan davacı tanıklarının işveren nezdinde sigorta kaydı olmadığından, çalışma koşullarına ilişkin tanıklığına itibar edilmemişse de, tanıkların davalı Şirketten elde ettiği prim kazançlarına ilişkin belgelerin sunulduğunu, zaten davacının çalışma alanının bu tür prim ile çalışan personelin koordinesini sağlamak olduğu gözetildiğinde, davacının çalışma saatleri hakkında en sağlıklı bilgi elde edilebilecek kişilerin bu tanıklar olduğunu, davanın kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde;

a. Elektronik ortamda sunulan yıllık izin kullanım kayıtları değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu,

b. Cevap dilekçesinde dayanılmasına rağmen davacının isticvap edilmediğini,

c.Yemin delilinin dikkate alınmadığını,

d.Delillerin değerlendirilmediği yönünde istinaf başvurusunda bulunulsa da itiraz gözetilmeden reddedildiğini, kararın hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, ücret tespiti, davacının dava konusu alacak kalemlerine hak kazanıp kazanmadığı, delillerin değerlendirilmesi noktalarındadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.