Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14684 E. 2025/59 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının murisinin ücretinin miktarının tespiti ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarının hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında davacının murisinin belirli bir tarih aralığındaki ücretinin net 18.000 TL olduğu hususunda bozma yapılmayıp bu husus bozma kapsamı dışında bırakılarak davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, yerel mahkemenin ise bozma sonrası verdiği kararda bu kazanılmış hakkı gözetmeyerek ücretin daha düşük bir miktar üzerinden hesaplama yaptığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/520 E., 2024/226 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisinin davalı nezdinde anestezi uzmanı olarak çalışmakta iken 11.04.2011 tarihinde görevi başında vefat ettiğini belirterek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının murisinin tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücretinin doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.01.2015 tarihli kararı ile; toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkemenin 08.01.2015 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek 17.09.2010 tarihine kadar murisin ücretinin net 18.000,00 TL, bu tarihten sonra ise brüt 3.000,00 TL kabul edildiği ancak 17.09.2010 tarihinden sonraki ücret tespitinin eksik incelemeye dayalı olduğu, bu itibarla murisin 17.09.2010 tarihinden itibaren davalı işyerinde kısmi zamanlı olarak çalışıp çalışmadığı hususu netleştirilerek varılacak sonuca göre 17.09.2010-11.04.2011 tarihleri arasındaki ücret seviyesi tespit edilerek sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak aldırılan 03.04.2019 ve 24.01.2020 tarihli bilirkişi raporlarında hesaplandığı şekliyle davacının ücret seviyesinin ve ücret alacağının tespit edildiği ve buna göre alacakların hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının murisinin tam zamanlı çalışan uzman doktor olduğunu ve aylık net 18.000,00 TL ücret ile çalıştığını, almış olduğu ücretin sözleşme ve kayıtlarla belli olduğunu, murisin 18.000,00 TL ücretle çalıştığının sözleşme süresince kabul edilmesi gerektiğini, davacı murisinin ücretinin 6.000,00 TL olarak kabulünde hangi kriterlerin esas alındığının belli olmadığını,

2. Murisin ücret seviyesi eksik tespit edildiğinden buna bağlı olarak tüm alacakların eksik ve hatalı belirlendiğini,

3. Davalı tarafça ödenen miktarın kıdem tazminatı olmadığını, bu nedenle kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının murisinin 17.09.2010 tarihinden sonraki ücretinin miktarına ilişkindir.

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar). ..." Bozma kararına uymuş olan Mahkemenin bozma gereklerini yerine getirmesi usuli bir zorunluluktur. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Bir başka ifadeyle Mahkemece Yargıtay bozma kararına uyulmasıyla bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar.Somut uyuşmazlıkta; bozma kararından önce Mahkemece 24.03.2009-17.09.2010 tarihleri arasında davacının murisinin davalı işyerinde tam zamanlı uzman hekim olarak net 18.000,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.05.2018 tarihli bozma kararında bu tarih aralığı için tespit edilen ücret miktarı ile ilgili bir bozma yapılmamıştır. Bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının murisinin 24.03.2009-17.09.2010 tarihleri arasındaki dönemde net 6.000,00 TL, 17.09.2010 tarihinden sonraki dönemde ise net 3.000,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hesaplanmıştır. Ancak ilk kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince, davalının tüm temyiz itirazları reddedilmiş ve davacı lehine yapılan bozmada davacının murisinin 24.03.2009-17.09.2010 tarihleri arasındaki dönemdeki ücret seviyesinin 18.000,00 TL olduğu hususu bozma kapsamı dışında bırakılmakla bu hususta davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur.

Şu hâlde bozma kararından sonra murisin 17.09.2010 tarihine kadar olan ücretinin net 6.000,00 TL olduğunun kabul edilmesi, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olmuştur. Bu itibarla davacının murisinin 17.09.2010 tarihine kadar tam zamanlı uzman hekim olarak net 18.000,00 TL, 17.09.2010 tarihinden sonra ise kısmi zamanlı uzman hekim olarak net 3.000,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmeli ve hüküm altına alınan alacaklar buna göre yeniden hesaplanmalıdır.

Davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.