Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14811 E. 2025/1028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, yurt dışında bulunan Kuveyt Havalimanı inşaatı işyerinde çalıştığı dönemden kaynaklanan işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Uygulanacak hukuk, zamanaşımı, fazla mesai alacağının hesabı, davalının sorumluluğu ve yargılama giderlerine ilişkin hususlarda yerel mahkemenin yanılgılı uygulamaları ve hüküm altına alınan ihbar tazminatına uygulanacak faiz oranı ile başlangıç tarihinin hatalı belirlenmesi gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışında bulunan Kuveyt Havalimanı inşaatı işyerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığını, ücretinin net 600,00 Kuveyt dinarı (KWD) olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, müvekkilinin haftanın 7 günü ulusal bayram ve genel tatil günleri dâhil 06.00-19.30 saatleri arasında çalıştığını, işverence müvekkiline iş sözleşmesinin devamı sırasında işçilik alacaklarının ödeneceği vaadiyle içeriğini bilmediği birçok evrak imzalatıldığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili nezdinde çalışmadığından davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar Kuveyt mevzuatına tâbi olduğundan davada uygulanması gereken hukukun Kuveyt hukuku olduğunu, istifa eden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının çalışma gün ve saatlerine ilişkin iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili işyerinde her işçiye haftada bir gün izin kullandırılmakta olduğunu, çalışma yapıldığı takdirde bunun bordrolarda gösterilerek ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2022 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 01.02.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 tarihli kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 30 Mart 2008 tarihinde Ankara'da imzalanan ve 21.01.2010 tarihli ve 5949 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında İşgücü Değişimi Hakkında Anlaşma'nın 8. maddesi hükmü uyarınca; işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın çalışılan ülke hukukuna göre çözümleneceğinin kararlaştırıldığı, buna göre uyuşmazlığa çalışılan ülke olan Kuveyt hukukunun uygulanması gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davacının alacaklarından davalının sorumlu olmadığını,

b. İşçinin istifa ettiğini,

c. Fazla çalışmalara ilişkin olarak yapılan ödemelerin mahsup edilmesinden önce indirim yapılması gerektiğini,

d. Kuveyt hukuku mevzuatında alacak kalemlerine işletilecek faiz ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığını, ihbar tazminatına yasal faiz uygulanmasının isabetli olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk, zamanaşımı, talep edilen alacaklara hak kazanılıp kazanılamayacağı, fazla çalışma alacağının hesabı, davalının dava konusu alacaklardan sorumluluğu ile vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Usul hukukuna ilişkin yasal karineler ve ispat yükü hâkimin hukukuna (lex fori) tâbidir (..., Devletler Hususi Hukuku 21. Baskı, İstanbul, 2015). Yabancılık unsuru taşıyan ve Türk mahkemelerinde görülen bir davada ispat hukukuna ilişkin konulara Türk hukukunun uygulanması gerekecektir.

Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin tanık anlatımları ile ispat edilmesi hâlinde, hesaplanan alacaklardan indirim yapılması gerektiğine dair Yargıtay içtihatları istikrarlı bir uygulama hâlini almıştır. Bu indirim, dosya kapsamındaki delillerin durumu ve niteliği ile işçinin çalışma düzenine göre yapılması gereken uygun bir indirimdir. Diğer taraftan söz konusu alacaklara ilişkin hesaplamaların tanık anlatımları yerine yazılı belgelere veya işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.

Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince Kuveyt hukukuna göre hesaplanan fazla çalışma ile hafta tatili alacaklarından davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilmiş ve söz konusu alacakların tanık beyanlarına göre ispatlandığı gözetilerek alacaklardan uygun indirim yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince fazla çalışmalardan yapılan indirim uygulamasının ispat hukukuna ilişkin ve dolayısıyla hâkimin hukukuna tâbi olduğunun gözetilmesi isabetli ise de bilirkişi tarafından hesaplanan fazla çalışma ile hafta tatili alacaklarından uygun indirim yapıldıktan sonra belirlenecek tutardan, ödendiği anlaşılan miktarın mahsubu sonrasında bulunacak miktarın hüküm altına alınması gerekirken, önce mahsup yapılıp sonra uygun indirim uygulanması bozmayı gerektirmiştir.

3. Diğer yandan yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, bu ret sebebi ile davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın kısmen reddine karar verilmesi nedeniyle, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine bir kısım yargılama giderine hükmedilmesi de ayrıca hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi; "Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır." şeklindedir.

3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi ve dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu ihbar tazminatının yabancı parayla tahsilinin talep edilmiş olduğu dikkate alındığında; hüküm altına alınan ihbar tazminatına, 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca KWD üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.

Ayrıca somut olayda; arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüt oluşmuş olduğundan hükmedilecek faizin başlangıç tarihi, arabuluculuk son tutanak tarihidir. Bu nedenle hükmün sonuç kısmında dava konusu alacaklara işletilecek faizin başlangıç tarihine ilişkin olarak "vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar" ibaresi kullanılmak suretiyle hem arabuluculuk son tutanak tarihi olan temerrüt tarihinden hem de vade (muacceliyet) tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması infazda tereddüte yol açacak mahiyette olduğundan hatalıdır. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.