Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14841 E. 2025/2285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alımı sözleşmesi kapsamında çalışırken 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilen davacının, kadroya geçirilme talebinin reddi ile kadroya geçirildiği tarih arasında oluşan ücret ve sosyal hak alacaklarının adli yargıda talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taleplerinin, idari işlemin geç veya eksik tesisinden kaynaklanan statü farklılığına dayalı bir alacak talebi niteliğinde olup, iş sözleşmesinden kaynaklanmadığı ve bu nedenle adli yargının görev alanına girmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin yargı yolu caiz olmadığından davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/900 E., 2024/1823 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 54. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/46 E., 2024/77 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi için başvuruda bulunmasına rağmen talebinin reddedildiğini bunun üzerine İdare Mahkemesinde redde ilişkin işlemin iptali için dava açtığını, dava neticesinde idari işlemin iptaline dair karar verildiğini ve kesinleştiğini, bunun üzerine kadroya geçen davacının davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idari işlemin iptali sonrasında kadroya geçirildiği tarih arasında kadroya geçirilen işçilerin almış olduğu ancak müvekkiline eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen ücret, ilave tediye, ikramiye, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, gece çalışma ücreti ile fazla çalışma ücreti alacakları olduğunu ileri sürerek davacıya ödenmeyen söz konusu alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu itirazında bulunduklarını, davacının idari işlemin iptaline karşı dava açtığını ve söz konusu dava neticesinde idari işlemin iptaline karar verildiğini, bu karar sonrasında davacının kadroya geçirildiğini, idarenin işlem ve eylemi neticesinde meydana geldiği ileri sürülen zarardan dolayı idari yargıda tam yargı davası açması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, İdare Mahkemesince idari işlemin iptaline karar verilmesinden sonra 10.09.2020 tarihinde kadroya geçirildiği, davacının talebinin idari işlemin geç tesis edilmesi sebebiyle davacının mahrum kaldığı hakların iadesine yönelik olduğu, davacının idari işlemin iptalinden sonra kadroya geçirilmesi sonucunda 696 sayılı KHK hükümlerinin uygulamaya konulduğu tarihten bu yana işçi statüsünü kazanmış olduğu, dava edilen taleplerin hukuki niteliğinin idari işlemin geç veya eksik tesisinden kaynaklanan statü farklılığına dayalı alacak talebi niteliğinde olduğu ve bu nedenle adli yargının görev alanına girmediği belirtilerek yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kadrolu statüde çalışmadığı döneme ilişkin eksik aldığını iddia ettiği taleplerin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre iş sözleşmesinden kaynaklanmayıp 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre idari işlemin geç veya eksik tesis edilmesine dayalı olduğunu belirterek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

Davacı vekili temyiz başvurusunda;

1. Davacının İdare Mahkemesinin kararı ile kadroya alınmadığını, İdare Mahkemesince alım şartları yönünden eksik inceleme yapılması sebebiyle işlemin iptaline karar verildiğini, bu karardan sonra yeniden yapılan inceleme ile davacının kadroya geçirildiğini,

2. Davacının 01.04.2018 tarihinden itibaren kadrolu işçi olarak kabul edilmesi gerektiğini, kesinleşmiş idari yargı kararıyla da sabit olduğu üzere kadroya alınması gereken 01.04.2018 tarihinden itibaren taraflar arasında iş sözleşmesine dayalı iş hukuku ilişkisinin bulunduğunu, bu nedenle eldeki davada adli yargının görevli olduğunu, Mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesinin hukuki mesnedi olmadığını,

3. Huzurdaki davada toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret ve sosyal haklar talep edilmiş olup Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların iş mahkemesinde karara bağlanması gerektiğinin ifade edildiğini,

4. Talep etmiş oldukları ücret, ücret farkı ve diğer alacakların müvekkilinin işçi kadrosunda çalışmasına ilişkin olup 4857 sayılı İş Kanunu'na tâbi çalışmalara ilişkin olduğundan iş mahkemelerinin ve adli yargının görevli olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, görevli yargı yerine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.