Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15015 E. 2025/2059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin açtığı işçilik alacakları davasında, hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, cevap dilekçesinde yabancı hukukun uygulanması gerektiğini belirterek zamanaşımı def'inde bulunması ve uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği gözetilerek, davanın zamanaşımından reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 2017-2020 tarihleri arasında iş makinesi operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının dava konusu ettiği alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının fiilen Rusya' da çalıştığı bu nedenle uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği, dava tarihinin 16.05.2022 olduğu, iş sözleşmesinin ise 25.11.2019 tarihinde feshedildiği, davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunulduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre dava tarihi itibarıyla 1 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, davacının iş sözleşmesi 25.11.2019 tarihinde feshedildiği, davanın ise Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde öngörülen yasal süre dolduktan sonra 16.05.2022 tarihinde açıldığının sabit olduğu bu doğrultuda davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Yargıtayın içtihat değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verildiği, bu doğrultuda vekâlet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesinin de emsal içtihatlara uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Davalı işverenin, uyuşmazlığa Türk iş hukuku hükümleri uygulanarak çözüme kavuşturulması hususunda seçimlik hakkını kullandığını,

b. Yargıtay tarafından içtihat değişikliğine gidilmesinin olağan bir durum olduğunu ancak bu değişikliğin uygulanabilmesi için Yargıtay Dergisinde veya başka yolla yayınından sonra açılacak davalara uygulanması gerektiğini,

c. Somut uyuşmazlığa Rus hukukunda yer alan mahkemeye başvuru süresine ilişkin hükmün uygulanmasının mümkün olmadığını,

d. Rusya Federasyonu İş Kanununda zamanaşımı veyahut hak düşürücü süre kavramı bulunmadığını, Mahkemece yapılan tespitin hatalı olduğunu,

e. Dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini

f. İmzalanan matbu sözleşmeye dayanılarak hukuk seçimi yapıldığından bahsedilemeyeceğini,

g. Yapılan yargılama gideri ve arabuluculuk ücretlerinin davalıya yükletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; reddedilen miktar üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir.

Somut uyuşmazlıkta ise davacı işçinin, davalı nezdinde yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya içeriğine göre davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde, uyuşmazlığa çalışılan ülke iş mevzuatının uygulanması gerektiğini savunmuş, ayrıca zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece uyuşmazlığa Rus hukuku uygulanmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

Diğer taraftan Mahkemece Yargıtayın daha önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açmamak amacıyla davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kabul edilmiştir. Ancak eldeki dava, 16.05.2022 tarihinde açılmış olup dava tarihi dikkate alındığında davacının Dairemizin önceki uygulamalarına güvenerek dava açtığı ve bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı söylenemeyeceğinden, davalı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin hüküm altına alınması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. Davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) ve (7) numaralı bentlerinin çıkartılarak yerlerine,

"4- Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan 1.275 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

"7- Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.202,82 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibarelerinin (4) ve (7) numaralı bentler olarak yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.