"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/230 E., 2024/345 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçen davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu, görev, yetki, husumet itirazlarında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davacının ücretinin hatalı belirlendiği iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddi gerektiği, diğer alacak talepleri yönünden ücret bordroları, puantaj kayıtları ile banka kayıtlarına göre davacının ödenmeyen bir kısım alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2023 tarihli kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, fark alacakların reddinin yerinde olduğu; diğer alacaklar bakımından da ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, alacaklara uygulanan faizin oranı ve başlangıç tarihi hususunda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2023 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairece, İlk Derece Mahkemesinin gerekçe kısmında, davacının hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda çelişki bulunduğu; kararın hüküm kısmında ise fazla çalışma ücreti, gece zammı ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dava dilekçesindeki miktar ile sınırlı olacak şekilde hüküm altına alınmış ise de dosya kapsamında yer alan 19.01.2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile 19.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda fazla çalışma ücreti alacağı farklı şekilde hesaplanmış olup Mahkemece dava dilekçesindeki miktarla bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurulduğundan ve söz konusu miktara göre de hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığı hususu anlaşılamadığından fazla çalışma ücreti bakımından kurulan hükmün denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında, davacının ücretinin asgari ücretin belirli oranda fazlası üzerinden ödeneceğine ilişkin sözleşmede açıkça belirli bir oranın düzenlenmediği anlaşıldığından davacının fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ücreti alacağı taleplerinin reddine karar vermek gerektiği; davacının pandemi döneminde dosyada mevcut davalı Bakanlık genelgeleri dikkate alınarak çalıştırıldığı, 19.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda bir önceki rapordaki hesaplama hatalarının giderildiği, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, gece zammı alacaklarının yazılı delil olan puantaj kayıtlarına göre hesap edildiği görüldüğünden 19.08.2022 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve taleple bağlı kalınarak davacının fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı alacaklarının kabulüne; hafta tatili alacağının varlığı ispat edilemediğinden bu talebin reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a) 31.10.2020 tarihinden sonra yapılan hesaplamalar bakımından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi hükmü gözetilerek davacının dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürülükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığı hususunun gözetilmesi gerektiğini,
b) Davacının çalışma şekline ilişkin bilgi ve belgeler talep edilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini,
c) Yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini,
d) Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını,
e) Ücret farkı alacağından bağımsız olarak günlük 11 saati, gece 7,5 saati, haftalık 45 saati, yıllık 270 saati geçen çalışmaların ödenmediğini,
f) Pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını,
g) Hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini,
h) Bilirkişi raporunda kabul edilen hesaplama döneminin ve mahsup şeklinin hatalı olduğunu,
ı) Davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı ile fazla çalışma ücreti alacağının miktarına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.