Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15094 E. 2025/2581 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işe iade davasının feshe bağlı alacaklara etkisinin tespiti, ücret, fark ücret ve ayrımcılık tazminatı taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2236 E., 2024/2177 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 34. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/108 E., 2024/159 K.

MAHKEMESİ : İstanbul 34. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/358 E., 2023/559 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait Hastanede 12.05.2014-01.07.2021 tarihleri arası çalıştığını, son ücretinin 9.169,37 TL olduğunu, ek olarak işyerinde yemek ve servis imkânı olduğunu, tüm ücretlerin banka kanalı ile ödendiğini, müvekkilinin 12.01.2021 tarihinde rızası dışında ücretsiz izne çıkarıldığını, 01.07.2021 tarihinde iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini, iş iade davası açtıklarını, 04.08.2021 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatı açıklaması ile 67.904,83 TL ödeme yapıldığını, ancak bu tutarın eksik olduğunu, yıllık ücretli izinlerin bir kısmının kullandırılmadığını, yapılan ödemenin eksik olduğunu, davalı işverenin diğer çalışanlara zam yaptığı hâlde davacıya hak ettiği ücret zamlarını yapmadığını, ayrıca rızası olmaksızın ücretsiz izine çıkartarak mağdur ettiğini, bu nedenle davacıya yapılmayan ücret zamlarının eklenerek yeni ücret tespitinin yapılmasını ve alacak kalemlerinin tespit edilecek ücret esas alınarak hesaplanması gerektiğini, pandemi döneminde davalı işyerinin kapanmadığını ve faaliyet alanı yönünden küçülmeye gitmediğini, ancak davacıyı yıldırmak ve istifaya zorlamak için zorla ücretsiz izne çıkartıldığını, 8 ay boyunca Devletin verdiği ücrete mahkum edildiğini, 2021 yılı ücret zammından da mahrum bırakıldığını, bu nedenle ücretsiz izin dönemine ait davalıdan alınması gereken ücretten Devletin ödediği kısmının mahsubu ile bakiyesinin ödenmesini talep ettiklerini, davalı işverenliğin her yıl Şubat ayında ücret zammı yapmasına rağmen, davacıya 2016 yılından beri zam yapılmadığını veya çok düşük zam verildiğini, davalı işverenin eşit işlem ilkesine aykırı davrandığını, bu durumun davacının ücret farkı alacağı ve ayrımcılık tazminatına hak kazanmasına neden olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı, ücret alacağı, zamlı ücret farkı ile ayrımcılık tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının net ücretinin 5.620,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin performans nedeni ile feshedildiğini, davacının son bordrosunda tahakkuku gerçekleşmiş 55.666,44 TL kıdem tazminatı, 12.238,39 TL ihbar tazminatı, 7.680,67 TL yıllık ücretli izin ödemesinin yapıldığını, müvekkili Üniversitede 360 derece performans değerlendirmesi yapıldığını, davacının 360 derece performans değerlendirmesinin üst üste 3 yıl düşük çıktığını, yönetici konumunda olan bir işçinin performansının düşük olmasının, işleri ve emrindeki birden fazla kişiyi de olumsuz etkileyeceğini, davacının eşitsizlik veya ayrımcılığa uğramasının söz konusu olmadığını, mevzuat gereği davacının 17.03.2021 tarihine kadar ücretsiz izinli sayılmasına karar verildiğini, ancak davacının ilgili yazıyı tebliğ almadığını, işten çıkarma yasağının kalktığı 01.07.2021 tarihinde de davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, 3 yıl üst üste yetersiz performans gösteren bir işçiye, pandemi koşullarında yüksek zam verilmesinin hiçbir işverenden beklenemeyeceğini, işverenin bu konuda yasal bir zorunluluğunun da bulunmadığını, bu nedenle davacının ücret alacağı, ücret farkı alacağı ve ayrımcılık tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının aylık net ücretinin 5.620,00 TL olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği brüt ücretin nasıl hesaplandığının bilinmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işe iade dosyasının sonuçlandığı ve kesinleştiği, davacının 30.03.2023 tarihinde noter vasıtasıyla işe iade başvurusunun yapıldığı, davalı tarafça 26.04.2023 tarihinde iş güvencesi tazminatı ve boşta geçen süre ücretine ilişkin ödeme yapıldığı, kararın kesinleştiği, davacının başvuruda bulunduğu, ancak işverenin davacıyı işe başlatmadığı anlaşıldığından işbu davanın feshe bağlı alacaklar açısından erken açıldığının kabulü ile davanın reddine karar vermek gerektiği, davacının ücretsiz izinli olduğu tarihlerde kısa çalışma ödeneği ve/veya nakdi ücret desteğinden yararlandığı, bu nedenle buna ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, zamlı ücret farkı alacağı ve ayrımcılık tazminatı talep etmiş ise de dosya kapsamındaki deliller ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre davalı Şirkette performans değerlendirme sistemi prosedürünün olduğu, davacının 2015 yılından itibaren performansının standart yeterli düzeyde olsa da düşme eğilimi gösterdiği ve 2020 yılında yetersiz olarak değerlendirildiği, 2018 yılından itibaren performans puanının benzer/eş değer pozisyonların ortalamalarının altında kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. İşe iade davasının bekletici mesele yapılarak sonuca göre karar verilmesinin gerektiğini, kaldı ki davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,

2. Ücretsiz izne çıkarıldığı dönemde çalıştığı ispatlanmasına karşın ücret alacağının dosya kapsamında yer almayan tanık beyanlarına göre reddinin yerinde olamadığını,

3. Müvekkilinin performansı ile ilgili bilgilendirilmediği ve itiraz hakkının elinden alındığı gözetilmeden ve işverenin keyfî kriterleri dikkate alınarak ücret farkı ve eşit işlem tazminatı alacağının reddine karar verilmesinin de kabul edilebilir olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davacının işe iade davasının feshe bağlı alacaklara etkisinin tespiti ile davacının ücret alacağının olup olmadığı, işverenin ücret artış oranlarında keyfî davranıp davranmadığı, buna bağlı fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve davacının ayrımcılık tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.