Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15103 E. 2025/1001 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı süre boyunca fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin eksik ödendiği iddiasıyla açtığı işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukuk ve fazla çalışma ücretinin hesabı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde yer alan hüküm ve dosya kapsamı gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde İsrail hukukunun uygulanması gerektiği, fazla çalışma ücretinin hesabında ise İsrail iş mevzuatı ve tanık beyanları doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiği değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... ... ... ... ... . Ltd. (... Şirketi) ve davalı ... Uluslararası Proje ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (... Şirketi) vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacının hizmet süresi, iddia edilen ücreti ve talep edilen alacakların niteliği ile bilirkişi raporu, dava ve ıslah dilekçeleri birlikte dikkate alındığında; hüküm altına alınan ve davalı Şirketler vekilince temyize konu edilen toplam miktarın (karar tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL'ye çevrilmekle hesaplanan), karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararın kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı Şirketler vekilinin temyiz dilekçelerinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının davalılar ... ..., ... ve ... tarafından yurt dışına götürüldüğünü, davalı ... ... ... ... . Ltd. (... Şirketi) nezdinde yurt dışında 03.01.2013-27.02.2018 tarihleri arasında demirci ustası olarak çalıştığını, en son 2.000.00 USD net ücret aldığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, haftanın 7 günü 06.15-19.15 saatleri arasında çalıştığını, iş durumuna göre bazen saat 18.00'de çıktığını, bazen saat 23.00'e dek çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları tekrar etmekle birlikte, birleşen davayı yönelttiği davalı ... Uluslararası Proje ... İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (... Şirketi) ile asıl davalı ... Şirketi arasında fiilî ve organik bağ bulunduğunu, davacının asıl dava dosyasındaki fiilî çalışma dönemi ile işbu davadaki fiilî çalışma döneminin aynı olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücreti alacaklarının davalı ... Şirketinden tahsiline karar verilmesini ve davaların birleştirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözümünde Türk mahkemelerinin görevli ve yetkili olmadığını, İsrail hukuku uygulanması gerektiğini, sözleşmede uygulanacak hukukun İsrail hukuku olduğunun kararlaştırıldığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının karşılığı ödenmeyen hak ve alacağının bulunmadığını, davacının işvereninin davalı ... Şirketi olduğunu, gerçek kişi diğer davalılar yönünden husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının iş sözleşmesinin kendisinin çıkış talebi gereğince feshedildiğini, fesih sonrasında davacıya tazminat ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözümünde Türk mahkemelerinin görevli ve yetkili olmadığını, İsrail hukukunun uygulanması gerektiğini, iş sözleşmesinde hukuk seçimi yapıldığını, diğer taraftan davacının müvekkili ... Şirketi nezdinde hiç çalışmadığını, husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli ortadan kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 03.01.2013-27.02.2018 tarihleri arasında davalı ... Şirketi nezdinde çalıştığı, ortadan kaldırma doğrultusunda İsrail iş hukuku doğrultusunda değerlendirme yapıldığı ve bilirkişi raporu alındığı, davalı Şirketlerin yöneticilerinin aynı olması, aynı projeye yer vermeleri, sunulan Şirketlere ait web sitesi kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamından davalı ... Şirketi ile ... Şirketi arasında organik bağ bulunduğu, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kısmen kabul edildiği, davacının Türkiye'de bulunduğu sürede ücretlerinin ödendiği bu sürelerde izinde olduğu anlaşıldığından yıllık izin ücretinin reddi gerektiği, davacı fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazandığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından bu taleplerin reddi gerektiği, davalılar ..., ... ve ... yönünden taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği gerekçesiyle davalı Şirketler yönünden asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar ... Şirketi ile ... Şirketi vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının asıl davalı ... Şirketi ile birleşen davalı ... Şirketine ait İsrail’de bulunan işyerinde çalıştığı, iki davalı Şirket arasında organik bağ bulunduğu, davalı Şirketlerin alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, taraflar arasındaki uyuşmazlığa İsrail hukukunun uygulanmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı işverence gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayanmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığının sabit olduğu, fazla çalışma yaptığını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalıştığını usulünce ispat edemediği, bu taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davalılar ..., ... ve ... hakkında açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddinin yerinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hizmet süresinin ve tazminata esas ücret miktarının isabetli bir şekilde saptandığı, alacakların hukuka uygun olarak hesaplandığı gerekçesiyle davacı ve davalı Şirketler vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

a.Taraflarca imzalanan iş sözleşmesinin 16. maddesine göre uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, İsrail hukukuna göre sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu,

b.Dava açıldıktan sonra yapılan içtihat değişikliğinin somut davaya uygulanamayacağını,

c.Davacının imzasını içermeyen ve İbranice sunulan evraka itibar edilemeyeceğini, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri hesabının gerçek ücreti üzerinden yapılması ve imzasız bordrolar esas alınmadan değerlendirilmesi gerektiğini,

d.Ücret bordrolarındaki fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının sembolik olduğunu, bordroların hileli olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Taraflar arasında, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, ücret bordrolarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İsrail İş Mevzuatı yönünden yapılan incelemede; 5711-1951 Tarihli Mesai Saatleri ve İstirahat Kanunu'nun "İş günü" kenar başlıklı 2-(a) hükmüne göre bir iş günü sekiz çalışma saatini aşamaz. Aynı Kanun'un 3. maddesinde, haftalık çalışma süresinin kırk beş çalışma saati olduğu düzenlenmiştir. Kanun'un fazla çalışmaya ilişkin 16. maddesinde ise "Çalışan, fazla mesai yapmışsa, İşveren, çalışana, o günkü ilk iki fazla mesai saati karşılığında normal maaşın en az 1.25 katını ve ilk iki saatten sonraki her bir fazla mesai saati karşılığında normal maaşın en az 1.50 katını ödemek zorundadır." hükmü yer almaktadır.

Somut uyuşmazlıkta; taraflarca imzalanan İsrail iş sözleşmesinin 8. maddesinde “İşçilere, çalıştıkları ülkede uygulanan çalışma saatleri ve fazla çalışma saatleri ile ilgili mevzuat hükümleri uygulanır” hükmü mevcuttur.

Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararından sonra hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu alacak kalemleri yönünden İsrail hukukuna göre değerlendirme yapılmış, uyuşmazlığın çözümünde İsrail hukuku uygulanmıştır. Bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti ile diğer ücret alacakları değerlendirilirken; dosyaya sunulan ücret bordroları ile banka ve tediye makbuzlarına konu tutarların birbirleri ile örtüştüğü, söz konusu tahakkuk ve tediyelerin İsrail iş hukukuna göre düzenlendiği, iddia ve tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde; davacının hak ettiği fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkukları ile tediyesinin yapılması, hafta tatili çalışmasının ise davacının ispatlayamaması sebebiyle İsrail hukuku doğrultusunda alacak hesabı yapılamadığı belirtilmiştir. Mahkemece ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacak kalemlerinin reddine karar verilmiş ise de, verilen karar fazla çalışma ücreti yönünden isabetsizdir.

Dosyaya sunulan ücret bordroları incelendiğinde, bordroların imzasız olduğu, bordrolarda her ay davacıya ödenen ücret tutarı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti tutarlarının İsrail İş Mevzuatı doğrultusunda "... 125%, ... 150%" şeklinde tahakkuk ettirildiği ve toplam bedelin bankaya yatırıldığı tespit edilmiştir.

Şu hâlde yargılamada dinlenen davacı tanığının beyanları değerlendirmeye elverişli bulunmakla, tanık beyanı doğrultusunda tespit edilen fazla çalışma süreleri İsrail iş mevzuatına göre hesaplanmalıdır. İlgili Kanun'da günlük çalışma süresi en çok 8 saat olarak kabul edildiğinden 8. saatten sonraki 2 saat (8-10 saat arası) % 25 artırılarak, 2 saati aşan çalışmalar (10 saati aşan çalışmalar) ise %50 artırılmak suretiyle fazla çalışma ücreti hesaplandıktan sonra her ay için hesaplanan fazla çalışma ücretinden yine her ay için uygun oranda indirim yapıldıktan sonra hesaplanan ay için bordrolarda bulunan "... 125%, ... 150%" şeklindeki fazla çalışma ücreti tahakkukları, indirim yapılarak bulunan tutardan fazla ise o ay hesaplamadan dışlanarak, indirim yapılan tutardan daha az ise o ay için tahakkuk edilen miktar mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Açıklanan şekilde her ay için ayrı ayrı hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Şirketlerin Temyizi Yönünden

Davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.