"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/298 E., 2024/493 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31.10.2016-11.06.2018 tarihleri arasındaki ücret alacağına ilişkin ödenmemiş Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiğinin tespitine, aynı tarihler arasında geçen sürenin çalışılmış süre olarak hesaplanarak yıllık ücretli izin hakkının tespitine ve fark ücret, asgari geçim indirimi, ikramiye, doğum yardımı, kira yardımı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli kararı ile; davacı vekillinin 30.05.2019 tarihli dilekçesinde belirtilen Kamu Denetçiliği Kurumunun, yine davalı işverene ait işyerinde çalışmaktayken işine son verilen ve tekrar iade edilen bir çalışanın başvurusuna ilişkin verdiği tavsiye kararı dikkate alınarak davacının tüm mali ve sosyal haklarının ödenmesine dair talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.06.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.06.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; 31.10.2016-11.06.2018 tarihleri arasındaki ücret alacağına ilişkin ödenmemiş SGK primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiğinin tespiti ve birtakım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ettiği, SGK primlerine yönelik tespit talebinin sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olduğu, her iki davanın ayrılarak ve yargılamanın birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2023 tarihli kararı ile; bozmaya uyulması sonrasında SGK primlerinin SGK'ya geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiği tespitine yönelik talep ile ilgili tefrik kararı verilerek davacının diğer işçilik alacakları bakımdan da davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; davacının Komisyon kararıyla kamu görevine iade edilmesi işleminin idari bir işlem olduğu, davacının idari işlemle işe başlatıldığına göre idari işlemin mali sonuçlarına ilişkin uyuşmazlığın da idari yargıda çözüme kavuşturulması gerektiği, buna göre uyuşmazlığın çözüm yeri idari yargı olup Mahkemece davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114/1-(b) ile 115. maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle davanın 6100 sayılı Kanun'un 114/1-(b) ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı ve iş mahkemeleri olduğunu, davacının kamu görevlisi olmadığını,
2. Davacının taleplerinin hukuki dayanağı olmadığını, sunulan belgelerin hatalı değerlendirildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, yargı yolunun belirlenmesine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.