"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... iş müfettişleri tarafından müvekkili Şirkete yönelik 14.04.2021 ile 16.04.2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve 01.01.2021 ile 16.04.2021 tarih aralığını kapsayan teftiş sonucunda 16.04.2021 tarihli tutanağın tutulduğunu ve 07.06.2021 tarihli inceleme raporunun düzenlendiğini, raporda yer alan “işletme müdürü sıfatıyla istihdam edilen...’nin hizmet süresi içinde sahip olduğu amir statüsü ile işçiler üzerinde psikolojik baskı (mobbing) oluşturduğuna dair belirlemelerin” 06.09.2021 tarihinde tebliğ edilen 25.08.2021 tarihli Kurum yazısı ile davacı işverene bildirildiğini, söz konusu iş müfettişi raporundaki değerlendirmelerin gerçeklere aykırı ve hatalı olduğunu ileri sürerek 16.04.2021 tarihli tutanağın 5. maddesi ile Kurumun hatalı teftiş raporuna dayalı 25.08.2021 tarihli belgenin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; 14.04.2021, 15.04.2021, 16.04.2021 tarihlerinde davacı işyerinde yapılan denetimlerde; işletme müdürü olarak istihdam edilen.... isimli işçinin 28.07.2020-16.12.2020 arası olan işe giriş ve işten çıkış tarihleri arasında amir statüsüyle, çalışanlar üzerinde psikolojik baskı oluşturduğu, çalışanlara bağırıp onları azarladığı, yaptıkları işi küçümsediği, pasifize etmeye, yıldırmaya çalıştığı, kısa sürede yapılamayacak işleri hemen yapıp sonuçlandırmalarını isteyerek aciz durumda bıraktığı, söz konusu davranışların süreklilik arz ettiği ve kasıtlı olarak yapıldığı, olumsuz davranışlardaki amacın çalışanları işten uzaklaştırmak olduğu, yaptığı baskının çalışanlar üzerinde psikolojik baskı oluşturduğu sonucuna ulaşıldığını, davacı işveren tarafından denetim sonucuna itiraz edildiğini, ancak denetim raporu ekinde yer alan işçi ifadelerinde adı geçen işletme müdürünün çalışanlara psikolojik baskı uyguladığının açıkça ifade edildiğini, psikolojik baskı olgusunun tek ispat yolunun işyerinde çalışmış olan işçilerin ifadeleri olabildiğini, teftiş esnasında 4 işçinin ifadesinin alınmış olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92/3 hükmünde “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.” düzenlemesinin yer aldığını, davacı işverenin tespite dayanak tutanakların ve raporun aksini kanıtlamasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Dâhili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı işyerinde 14.04.2021, 15.04.2021, 16.04.2021 tarihlerinde yapılan denetimlerde; işletme müdürü olarak istihdam edilen.... isimli işçinin amir statüsüyle, çalışanlar üzerinde psikolojik baskı oluşturduğu, çalışanlara bağırıp onları azarladığı, yaptıkları işi küçümsediği, pasifize etmeye, yıldırmaya çalıştığı, kısa sürede yapılamayacak işleri hemen yapıp sonuçlandırmalarını isteyerek aciz durumda bıraktığı, söz konusu davranışların süreklilik arz ettiği ve kasıtlı olarak yapıldığı, olumsuz davranışlardaki amacın çalışanları işten uzaklaştırmak olduğu, yaptığı baskının çalışanlar üzerinde psikolojik baskı oluşturduğu sonucuna ulaşıldığı, davacı işveren tarafından denetim sonucuna itiraz edildiği, ancak denetim raporu ekinde yer alan işçi ifadelerinde adı geçen işletme müdürünün çalışanlara psikolojik baskı uyguladığının açıkça ifade edildiği, psikolojik baskı olgusunun tek ispat yolunun işyerinde çalışmış olan işçilerin ifadeleri ile olabildiğini, teftiş esnasında 4 işçinin ifadesinin alınmış olduğunu, 4857 sayılı Kanun'un 92/3 hükmünde “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.” düzenlemesinin yer aldığını, davacı işverenin tespite dayanak tutanakların ve raporun aksini kanıtlamasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Dâhili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, 4857 sayılı Kanun'un 92/3 hükmünde " Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir" hükmünü amir olduğunu, buna göre Kanun’un müfettiş raporlarının yalnızca işçilik alacaklarına ilişkin kısımlara karşı dava açılabileceğini öngördüğünü, dava konusu psikolojik baskı yapıldığına ilişkin tespitlerden dolayı davacı işverene para cezası da verilmediğini, dolayısıyla teftiş raporunda işçilik alacaklarına ilişkin bir tespit bulunmadığını ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) mucibince maddi vakıaların tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağından davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı iş müfettişi tarafından, .... isimli çalışanın İşletme Müdürü.... tarafından psikolojik baskı uygulandığı iddiasıyla ve ayrıca isminin açıklanmasını istemeyen başka bir çalışanın ücretlerin zamanında ödenmediği iddiasıyla yapmış oldukları şikayetler neticesinde davacı işyerinde inceleme başlatıldığı, yapılan incelemeler sonucunda iş müfettişi tarafından 16.04.2021 tarihli tutanağın tutularak işveren yetkilileri ile birlikte imza altına alındığı, tutanağın 5. maddesinde İşletme Müdürü....'nin amir statüsü ile çalışanlar üzerinde baskı oluşturan davranışlar sergilediği yönünde tespitler yapıldığı, teftiş raporu içeriğinde bir kısım işçilerin ifadelerinin alındığı, davacı tarafça iş müfettişi tarafından tutulan 16.04.2021 tarihli tutanağın 5. maddesi ile yapılan tespitin iptali ve yine davalı ... tarafından kendilerine tebliğ edilen teftiş sonucuna ilişkin belgenin ( psikolojik baskı uygulamasına yönelik hususların belirtildiği 25.08.2021 tarihli kurum yazısı) iptalinin talep edildiği, teftiş raporu içeriğinde ücretlerin zamanında ödenmediği yönündeki şikayete ilişkin 4857 sayılı Kanun'un 102/a maddesi uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiğinin raporda belirtildiği ancak davacı tarafça bu hususlara yönelik olarak dava dilekçesinde iptal talebinin bulunmadığı, iptal talebinin yalnızca psikolojik baskı uygulamasına yönelik yapılan tespitlere hasredildiği, bu tespit yönünden davacı işverenliğe yönelik herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığı, somut dava dosyasında İşletme Müdürü ... psikolojik baskı uygulamalarına ilişkin tespitte belirlenmiş bir işçilik alacağının bulunmadığı ve yine tespit nedeniyle davacı işverenliğe herhangi bir idari yaptırım uygulanmadığı, maddi vakıanın tespitinin (psikolojik baskı uygulaması) iptaline yönelik açılan davada bu hususların tespitinin iptali talebinde 4857 sayılı Kanun'un 92/3 maddesi kapsamında hukuki yarar bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. 4857 sayılı Kanun’un 92/3 hükmü ile iş müfettişlerinin, teftiş rapor ve tutanaklarına karşı dava açılabilmesine cevaz verildiğini, İlk Derece Mahkemesince "işçilik alacaklarına ilişkin kısım" ibaresi hatalı yorumlandığını, hukuk normunun geniş yorumlanması gerektiğini, iş müfettişlerinin açıkça bir bedel tespit etmelerinin de mümkün olmadığını, kaldı ki bu durumun sorumluluğunun davacı Şirkete yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu,
2. İş teftiş raporlarının aksi kanıtlanıncaya kadar geçerliliği devam ettiğini, dâhili davalı tarafın kendisine mobbing uygulandığı gerekçesi ile Şirket aleyhine dava ikame ettiğini, tutanakta iddia edildiği gibi psikolojik baskı uygulanmasının söz konusu olmadığını, teftiş raporunda psikolojik baskının şartlarının gerçekleştiğine dair herhangi bir ibarede bulunulmadığını ancak genel geçer ifadelerle belirtildiğini, Şirketin ve herhangi bir Şirket yetkilisinin.... isimli işçinin çalışanlar üzerinde kurduğu psikolojik baskıdan haberinin bulunmadığını, dâhili davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, iş müfettişi tarafından işçilik alacağına ilişkin olmayan tespitlere ilişkin düzenlenen tutanak ve raporlara itiraz edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.