Logo

9. Hukuk Dairesi2024/15160 E. 2025/668 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işveren tarafından kapsam dışı personel olarak değerlendirilmesine rağmen toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarını talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kapsam dışı personelin de toplu iş sözleşmesinde düzenlenen bazı haklardan yararlanabileceği ve davacının da fiilen bu haklardan yararlandırıldığı gözetilerek yerel mahkemenin davacı lehine verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/79 E., 2024/388 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 03.03.1999 tarihinde davalının Mühendislik Hizmetleri Müdürlüğü Teknik Büro Bölümünde konstrüktör ressam ve saha kontrol elemanı olarak çalışmaya başladığını ve aralıksız çalıştığını, davalının bir kısım yükümlülüklerden kaçınmak ve müvekkilinin sendikal haklardan yararlanmasını engellemek için, müvekkili çalıştığı süre boyunca muvazaalı olarak alt işveren Şirket işçisiymiş gibi gösterdiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin gerçekte aldığı ücretin çok altında gösterildiğini, bunun için hizmet tespiti davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, davalı Şirket ile Petrol İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesinin olduğunu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını ileri sürerek kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatları ile ikramiye, kıdem ikramiyesi, yıllık izin ve sosyal yardım ödemeleri, çocuk zammı, aile zammı, tahsis ödemesi, ücret zammı, yemek alacağı, ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ve fazla çalışma yapılan günler için yol masrafı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının, müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, SGK kayıtları gereğince davacının 15.03.1999-05.04.2002 tarihleri arasında .... Dizayn Montaj ve Servis Hiz. San. Tic. Ltd. Şti, 13.02.2002-30.04.2006 tarihleri arasında .... Mimarlık İnş. Taah. San. Ltd. Şti, 01.05.2006-13.03.2008 tarihleri arasında .... İnş. Müh. Nakl. San. Tic. Ltd. Şti. (12.01.2011 tarihinden itibaren ticaret ünvanının .... Tasarım Mimarlık Müh. Nak. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olarak değiştiği beyan edilmiştir.) isimli işyerlerinde çalıştığını, muvazaa iddiası kabul edilse dahi davacının sendika üyesi olmadığını, toplu iş sözleşmesi gereğince kapsam dışı çalışan olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli kararı ile; hizmet tespitine ilişkin dosyadaki tüm belgeler değerlendirildiğinde davacının 15.03.1999–11.06.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında işçi olduğu, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamaların denetime elverişli olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 27.09.2023 tarihli kararı ile; hizmet tespiti davasında dinlenen tanık beyanları ve belgelerden davacının davalı işyerinde konstrüktör ressam ve saha kontrol elemanı olarak çalıştığı, toplu iş sözleşmesi hükümleri nazara alındığında davacının saha kontrol elemanı olarak da görev yaptığı, bu doğrultuda Mahkemece toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalandırılmasının yerinde olduğu, muvazaa olmadığına ilişkin iddialar bakımından hizmet tespiti davasındaki bozma kararı dikkate alındığında talebin yersiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.09.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, Mahkemece hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak o davada verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davalı Şirkette konstrüktör (teknik) ressam ve saha kontrol elemanı olarak çalıştığı, toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerden olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının davalı Şirket çalışanı olmadığını,

2. Davacının işvereni ile müvekkili Şirket arasında hizmet satın alımının söz konusu olduğunu,

3. Davacı sendika üyesi olmayıp sendikal haklardan yararlanmasının mümkün olmadığı,

4. Davaya konu iş ilişkisinde muvazaa veya kanuna aykırılık söz konusu olmadığını,

5. Davacının baştan itibaren müvekkili Şirket çalışanı sayılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sümüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; davacının kapsam içi mi yoksa kapsam dışı personel mi olduğu ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları talep hakkı olup olmadığına ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Somut uyuşmazlıkta; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davacının kapsam içi personel olduğu kabul edilmiş ise de dosya kapsamından davacının kapsam dışı personel olduğu ve Bayer Türkiye Çalışan El Kitabı'na göre toplu iş sözleşmesinde düzenlenen bazı haklardan yararlandırıldığı anlaşılmaktadır. Kapsam dışı personelin toplu iş sözleşmesinden doğan haklardan da yararlandırılmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkeme kararı sonucu itibarıyla isabetlidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yukarıdaki paragrafta yer alan ilave gerekçeye göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.