"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/457 E., 2023/390 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/205 E., 2022/389 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 06.05.2022 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 30.06.2022 tarihlinde başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... (...-İş Sendikası) ile davalı işverenin üyesi olduğu Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi kapsamında bulunduğunu, buna rağmen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmayarak ücretinin eksik belirlendiğini ve haklarının eksik ödendiğini veya hiç ödenmediğini ileri sürerek ücret zammı, ikramiye, ilave tediye, fazla çalışma, vardiyalı çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, gece çalışma ücreti, iyileştirme zammı, ek ödeme, yemek yardımı, yol yardımı, sosyal yardım, giyim yardımı, arabuluculuk maktu vekâlet ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalının temerrüde düşürülmediğini, alacak kalemlerine faiz işletilmeyeceğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, alacak kalemlerinin her biri açısından arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerektiğini, sürekli işçi kadrosuna alınan işçilerin ücret ile mali ve sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, 12.04.2018 tarihinde yayımlanan bu toplu iş sözleşmesinin hükümlerinin geçici 23 üncü madde kapsamındaki idareler için 31.10.2020 tarihine kadar uygulanmasının kararlaştırıldığını, dolayısıyla 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin bağlı oldukları toplu iş sözleşmesinin 31.10.2020 tarihinde sona ermesiyle birlikte 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına başlanacağını, davacının sendikal haklardan yararlanmasının koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiğini, davacının hak ettiği tüm alacakların bordrolara yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ilgili maddeleri göz önüne alınarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin 10.08.2020 tarihinde ...-İş Sendikasına üye olduğunu, 01.01.2019 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerekirken İlk Derece Mahkemesince 01.11.2020 tarihinden ilgili toplu iş sözleşmesinden yararlanacağının kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin yürürlük tarihinin başlangıcından beri talep konusu alacaklara hak kazandığını, aksi yorumun örgütlenme özgürlüğü, serbest ve ihtiyari toplu pazarlık hakkı, toplu iş sözleşmesi yapma özerkliğine ve mülkiyet hakkına aykırılık teşkil ettiğini, Mahkeme gerekçesinin yeterince aydınlatıcı olmadığını, hukuki belirlilik ve eşitlik ilkelerinin de İlk Derece Mahkemesince ihlal edildiğini, vekâlet ücretinin de hatalı tespit edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile isitinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; taraflarınca ileri sürülen zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, 2020 yılı 10. ay bordrosunda yer alan 14 günlük toplu iş sözleşmesi farkına ilişkin ödemenin dikkate alınmadığını, gece zammı ücretinin ödemesinin bordrolarla sabit olmasına rağmen mahsup yapılmadığını, ikramiye alacağının hatalı hesaplandığını, davacının ...-İş Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden en erken tarih itibarıyla 01.11.2020 tarihinden itibaren yararlanabileceğini, davacının ücretinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri çerçevesinde tespit edildiğini, hükme esas alınan raporun ücrete ilişkin değerlendirmelerinin hatalı olduğunu, davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığını, hüküm altına alınan miktarların ve faizin yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 02.04.2018 tarihi itibarıyla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi kapsamında kamu bünyesinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiği, sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı bakımından ...-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlanmanın en erken 01.11.2020 tarihinde mümkün olabileceği dikkate alınarak hesaplama yapan bilirkişi ek raporu uyarınca karar verilmesinin yerinde olduğu, yapılan hesaplamaların dosya içeriğine uygun olduğu, davalı tarafından yapıldığı ancak bilirkişi tarafından dikkate alınmadığı belirtilen ödemenin hükmedilen alacaklara yönelik yapıldığının açık olmadığı ve alacakların zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere benzer gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile hüküm altına alınan fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması, miktarı ve arabuluculuk maktu vekâlet ücreti talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 ve 53 üncü maddeleri ile 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; davalı Bakanlığa bağlı işyerinde alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olan davacı işçi, üyesi olduğu ...-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.20200 tarihinde imzalanan 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığı gerekçesiyle bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebinde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, ilgili toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabulü ile toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümleri ve diğer ilgili hükümler dikkate alınmak suretiyle davacının talep konusu alacakları hesaplanmıştır.
3. Ancak 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemektedir. 375 sayılı KHK'nın ilgili hükmünün ve bu KHK gereğince 31.10.2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen toplu iş sözleşmesinin amacı gerek alt işverenin taraf olduğu ve 31.10.2020 tarihinden önce sona erecek olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmakta olan, gerekse alt işverenin taraf olduğu herhangi bir toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan işçileri belli bir süre için toplu iş sözleşmesi etkisinden mahrum bırakmamaktır. Bu nedenle 02.04.2018 tarihinde 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaya başlayan yahut alt işveren nezdindeki toplu iş sözleşmesinin bitimini müteakip kanun gereği kendiliğinden yararlanmaya başlayan işçilerin, aynı dönem içinde bir başka toplu iş sözleşmesinden yararlanmayı talep etmeleri, 375 sayılı KHK gereği mümkün değildir. Bir toplu iş sözleşmesinin geriye etkili olarak yürürlüğe konulabilmesi kural olarak mümkün olsa da sonraki toplu iş sözleşmesi hükümlerinin geriye etkili olabileceği en erken süre önceki toplu iş sözleşmesinin bitim tarihidir. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden yapılacak değerlendirmede de bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Buna göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin kadroya geçirildikleri işyerinde yürürlükte bulunan bir toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri için en erken tarih her hâlükârda 01.11.2020 tarihi olmalıdır.
4. Ancak sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin 375 sayılı KHK gereğince üyelik şartı aranmaksızın yararlandıkları toplu iş sözleşmesinin süresi 31.10.2020 tarihinde sona erdiğinden, bu tarihten sonra 6356 sayılı Kanun kapsamında işveren ile yetkili sendika arasındaki toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için bu Kanun'da öngörülen şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin işyerinde uygulanmaya başlanan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacakları belirlenirken 31.10.2020 tarihinden önceki ve sonraki dönem bakımından yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
5. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının 01.11.2020 tarihi ile 31.12.2020 tarihi arasındaki ücreti tespitinde işyerinde yürürlükte bulunan ...-İş Sendikası ile TÜHİS arasında imzalanmış olan 10.08.2020 imza tarihli, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümleri dikkate alınmıştır. İlgili toplu iş sözleşmesi doğrultusunda, davacının 31.10.2020 tarihinde almakta olduğu ücretine 01.11.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere %5,75 oranında zam yapılması gerektiği kabul edilerek davacının 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücreti tespit edilmiştir. Belirtmek gerekir ki, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin "İkinci Yıl İkinci Altı Ay Zammı" başlıklı ücret zamlarına ilişkin 2 nci maddesinin (d) bendi "01.07.2020 tarihinde işyerinde çalışmakta olan sendika üyesi işçilerin 30.06.2020 tarihi itibariyle almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden geçerli olmak üzere %5,75 (yüzde beş yetmiş beş) oranında ücret zammı yapılacaktır (Bu zamma enflasyon farkı dahil edilmiştir.)." düzenlemesini içermektedir. Buna göre davacının 01.11.2020 tarihi itibarıyla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilse dahi ilgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammına ilişkin düzenleme söz konusu olmadığından davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağı; ancak toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir. Buna göre davacının 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının buna göre hesaplanması gerekirken %5,75 ücret zammının dikkate alınması hatalıdır.
6. Diğer taraftan kadroya geçiş aşamasında imzalanan iş sözleşmesinde, ücret asgari ücretin "%0" fazlası şeklinde kararlaştırılmış olup iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden davacının bireysel iş sözleşmesindeki oranın eksik ödenmesinden kaynaklanan fark alacağının bulunmadığı hususu da ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre de 01.01.2019-31.10.2020 tarihleri arasında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri esas alınmak suretiyle yapılacak hesaplamada da davacının ücret farkı alacağına hak kazanamayacağı açıktır. Ancak bilirkişi raporunda bu dönem için de altı aylık dönemler için uygulanacak olan %4 oranında zammın mükerrer uygulanması suretiyle fark alacakların hesaplandığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki örneğin, bilirkişi raporunda 2019 yılı asgari ücretinin 85,28 TL olduğu isabetli şekilde belirtilmiş olmasına rağmen ilgili toplu iş sözleşmesi hükmüne göre davacının 01.01.2019 tarihindeki günlük brüt ücreti 88,69 TL olduğundan, bu ücrete %4 zam uygulanmak suretiyle davacının 01.01.2019-30.06.2019 tarihleri arasındaki ücreti günlük brüt 92,24 TL olarak kabul edilmiştir. Oysaki bordroda yer alan günlük brüt ücret olan 88,69 TL, asgari ücrete 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükmü uyarınca %4 zam uygulanmak suretiyle hesaplanan miktar olup yeniden bu ücrete %4 zam uygulanarak hesaplama yapılması hatalı olmuştur. Dolayısıyla ücret bordrosunda ödenen miktarlar ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken miktarlar dikkate alındığında davacının 01.01.2019-31.10.2020 tarihleri arasındaki dönem için ücret farkı ve bu farktan kaynaklanan diğer alacaklara hak kazanamayacağı açıktır.
7. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gece çalışmalarına ilişkin bordrolarda yer alan tahakkukların hiç dikkate alınmadığı; 2020 yılının 10. ayına ilişkin bordroda yer alan "Sosyal yardım ve toplu iş sözleşmesi farkı 14 gün (Md.35-36-38-40-41-57)" adı altında yer alan tahakkukların ise hangi alacak kalemine ilişkin olduğu anlaşılmadığından mahsubunun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ancak gece zammı ücretine ilişkin tahakkukların ödendiğinin anlaşılması hâlinde ilgili alacaktan mahsup edilmesi gerekir. Diğer yandan, 2020 yılının 10. ayına ilişkin bordroda yer alan tahakkukların hangi alacaklara ilişkin olduğu hususu davalı tarafa sorulmak suretiyle netleştirilerek ödendiğinin sabit olması hâlinde ilgili alacaklardan mahsubu gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi de hatalı olmuştur.
8. İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmında ek ödeme alacağı, sosyal yardım, ilave tediye, giyim yardımı alacaklarının reddine karar verilmiş olmasına rağmen, kararın gerekçe kısmında ilgili alacakların kısmen kabulüne karar verildiğinin belirtilmesi de çelişkili olmuştur.
9. Ayrıca davacı tarafça dava dilekçesinde miktarlandırılmak suretiyle talep edilen arabuluculuk maktu vekâlet ücreti alacağı bakımından İlk Derece Mahkemesi tarafından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.