Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1599 E. 2024/4501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl hesaplanması gerektiği ve fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçinin ücretinin hesabında, belirsiz süreli iş sözleşmesindeki ücret düzenlemesi ile toplu iş sözleşmesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenen ücretin işvereni sonraki dönemlerde ücret artışı yapmaya zorlamadığı, ancak her ay için asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceğine ilişkin hükümlerin ileriye etkili olduğu ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan zamların da dikkate alınması gerektiği, mahkemelerin bu hususları gözetmemesi ve ücret hesaplamasında Yargıtay’ın daha önceki kararlarında belirtilen hesaplama yöntemine uyulmaması nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2256 E., 2023/2990 K.

KARAR : Ek karar kaldırılarak istinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 32. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/865 E., 2023/272 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 03.08.2023 tarihli ek kararı ile kararın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

03.08.2023 tarihli ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ek karar kaldırılarak asıl karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının 01.01.2020-30.06.2022 tarihleri arasındaki ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, ayrıca işyerinde yürürlükte bulunan Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikasının (...-İş Sendikası) tarafı olan toplu iş sözleşmesinden yararlanan davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki ücretin esas alınmasını bir yandan da toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının istemesinin mümkün olmadığını, işveren vekillerince iş sözleşmesinde kararlaştırılan oranların davalı Bakanlık bakımından bağlayıcılığının bulunmadığını, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 03.08.2023 tarihli ek kararı ile kararın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili asıl karara ilişkin istinaf dilekçesinde; kararın kesin olarak verilmesinin hatalı olduğunu, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, kadroya geçirilmeden evvel işçilerin bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, bireysel iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin geçersiz olacağını, bireysel iş sözleşmesinin Bakanlık iradesini yansıtmadığını, ayrıca toplu iş sözleşmesi hükümlerinin askine bir uygulama olacağına ilişkin herhangi bir düzenlemeyi içermediğini, alacaklara uygulanan faiz oranının hatalı olduğunu, davacının ilave tediye alacağına da hak kazanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması isteminde bulunmuştur.

2. Davalı vekili ek karara ilişkin istinaf dilekçesinde; davacının hâlen işyerinde çalışmasına devam ettiğini, bu sebeple hükmün miktar itibarıyla ileriye yönelik etkisinin söz konusu olduğunu, bu hâlde kesin nitelikte bir karardan söz edilemeyeceğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ve asıl karara yönelik istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava tarihi itibarıyla davacının çalışmasının devam ediyor olması karşısında ücrete yönelik belirleme içeren kararın ileriye etkili olduğu ve kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceği, bu durumda davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf isteminin yerinde olduğu dikkate alınarak istinaf isteminin reddine dair İlk Derece Mahkemesinin 03.08.2023 tarihli ek kararının yerinde olmadığı gerekçesi ile ek kararın ortadan kaldırılmasına ve asıl karara yönelik istinaf başvurunun kabulü ile esas yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücretin asgari ücretin belirli bir oranda fazlası düzenleme bulunduğu, söz konusu düzenleme nedeniyle işçinin rızası olmaksızın ücretin tek taraflı olarak düşürülemeyeceği, davacının fark alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelere dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının fark ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ve alacakların hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."

4. Dairemizin 11.07.2023 tarihli ve 2023/10878 Esas, 2023/11385 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şu şekildedir:

"...

3. Dairemizin 06.10.2022 tarihli bozma ilâmında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının üyesi olduğu Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla mümkün olacağı açıklanmış olmakla, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin 'İkinci Yıl İkinci Altı Ay Zammı' başlıklı ücret zamlarına ilişkin 33 üncü maddesinin (d) bendi '01.07.2020 tarihinde işyerinde çalışmakta olan sendika üyesi işçilerin 30.06.2020 tarihi itibarıyla almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden geçerli olmak üzere %5,75 (yüzde beş yetmiş beş) oranında ücret zammı yapılacaktır (Bu zamma enflasyon farkı dahil edilmiştir.).' düzenlemesini içermektedir.

Buna göre, davacının 01.11.2020 tarihi itibarıyla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilse dahi ilgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammına ilişkin düzenleme söz konusu olmadığından; davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağını; ancak toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir. Bu durumda, davacının ücretinin tespitinde 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki varsa eksik ödenen ücret ile 2020 yılı Ekim ayı bordrosu ve toplu iş sözleşmesi fark ödeme cetvelinde görünen tahakkuklar mahsup edilmek suretiyle hüküm altına alınan diğer alacakların buna göre yeniden hesaplanması gerektiği anlaşılmakla; yazılı şekilde kurulan hüküm isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."

5. Öz Sağlık-İş Sendikası ile Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesine göre 2021-2022 ücretinin tespitine ilişkin usul ve esaslar Dairemizin 05.10.2023 tarihli ve 2023/6531 Esas, 2023/13812 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesine göre 2021 yılı ücretinin belirlenmesi şu şekilde olmalıdır:

01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında belirlenen ücret 136,67 TL’nin altında kalıyorsa davacının ücreti toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (1) inci bendinde taban ücreti olan 136,67 TL olarak kabul edilir. Bu miktara toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır. Böylelikle başka bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girmiş olsa dahi iş sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin fazlası tutarındaki oran uygulanamaz. Bir başka ifade ile işçinin ücretinin, bireysel iş sözleşmesinde öngörülen asgari ücret fazlası tutarındaki oranla bağı kesilir. 01.01.2021 tarihinde asgari ücrete iş sözleşmesindeki oran uygulandığında bulunan ücret 136,67 TL’nin üzerinde ise yukarıda belirtilen şekilde bağın kesildiğinden söz edilemeyeceğinden, iş sözleşmesine göre belirlenen bu ücrete ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanır.

3. Taban ücreti uygulaması sebebiyle iş sözleşmesi ile belirlenen asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde öngörülen ücret ile bağlantı kesilmiş ise bu şekilde belirlenen ücrete 2022 yılı ve sonrasında yürürlüğe girecek toplu iş sözleşmelerinde öngörülen zamlar uygulanır.

4. Belirtilen şekilde bağlantı kesilmemişse; 2022 yılı birinci dönem ücreti tespit edilirken, 31.12.2021 tarihinde ödenmesi gereken ücrete 01.01.2022 tarihinde başlayan dönemdeki ilk altı ay için %5 oranında ücret zammı ile toplu iş sözleşmesinin 33 üncü maddesinin (2) nci bendinin (b) alt bendinin ikinci paragrafında belirtilen enflasyon farkı (%25,47) ve bu şekilde bulunan son ücrete 03.02.2022 tarihli 2021 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Anlaşma Protokolü’ne Ek Çerçeve Anlaşma Protokolü (III) uyarınca %2,5 oranında zam uygulandıktan sonra bulunacak ücret, iş sözleşmesinde belirlenen 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası uygulanarak bulunan ücretten daha yüksek ise artık bireysel iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret değil toplu iş sözleşmesine göre belirlenecek ücret uygulanır. Şayet 01.01.2022 tarihindeki asgari ücretin belirli bir oran fazlası tutarındaki ücret, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücretten yüksek ise bu durumda da sadece iş sözleşmesi ile belirlenen ücret uygulanır.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, iş sözleşmesindeki orana göre belirlenen ücretin üzerine ayrıca toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret zammının uygulanmaması gerektiğidir. Zira toplu iş sözleşmesi hükmü ile asgari ücrette 01.01.2022 tarihinde meydana gelen artıştan önceki (31.12.2021 tarihli) ücrete zam yapılması öngörülmüştür. Bu durumda yukarıda belirtildiği üzere işçi, toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret ile bireysel sözleşme uyarınca ödenmesi gereken ücretten hangisi yüksekse onu talep edebilir.

..."

3. Değerlendirme

1. Somut davanın ileriye yönelik etkisi nedeniyle Dairemiz uygulamasına göre miktar bakımından kesinlik sınırı gözetilmemektedir. Buna göre yapılacak ücret tespitinin doğru olup olmadığı da temyiz incelemesinin konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda değerlendirme yapıldığında; 2019, 2020 ve 2021 yıllarında uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenen ücret zammı oranı, yeni asgari ücretin belirlendiği tarih itibarıyla uygulandığından belirtilen yıllar için fark ücret alacağının doğması mümkün hâle gelmektedir. 2022 yılı için ise asgari ücretle bağlantının kesilmediği durumda, bireysel sözleşme ve yeni asgari ücrete göre belirlenen yevmiyenin 2022 yılı toplu iş sözleşmesi zamlarının 31.12.2021 tarihindeki ücrete uygulanması ile oluşan yevmiyeden fazla olması durumu fark ücretin doğmasına sebebiyet verebilecektir. Bu hâlde hangi ücret fazla ise ona göre işçinin fark alacağının bulunup bulunmadığının tespiti gerekecektir.

2. Davacı tarafça 01.01.2020-30.06.2022 tarihleri arasındaki ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının hüküm altına alınması talep edilmiştir. Ancak İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen davacı işçinin üyesi bulunduğu Öz Sağlık-İş Sendikası ile TÜHİS arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi hükümleri ile 08.09.2021 tarihinde imzalanan ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerin, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) ve (5) numaralı paragrafında yazılı Dairemiz kararlarında gösterilen hesaplama yöntemleri ile uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının ücretinin yukarıda belirtilen hesaplama yöntemine uygun şekilde tespit edilerek fark alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı ve hak kazanıldığının sabit olması hâlinde de miktarının buna göre belirlenmesi gerekir.

3. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince tüm bu değerlendirmeler yapılırken yalnızca davalı tarafın istinaf ve temyiz talebi bulunduğu hususu dikkate alınarak, dönemler itibarıyla tespit edilecek ücretin miktarı ile hüküm altına alınacak fark alacakların miktarları bakımından bozma ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın korunması gerektiği hususu da ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.