Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1756 E. 2024/6771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle işverenden prim alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının iş sözleşmesinde prim ödemesine dair açık bir hüküm bulunmasa da, işveren tarafından düzenli olarak yapılan prim ödemesinin bir işyeri uygulaması haline geldiği ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca işçinin yazılı izni olmadan bu uygulamanın kaldırılamayacağı gözetilerek, davacının prim alacağına hak kazandığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 28.04.2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2020 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, yeniden yapılması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.11.1993 tarihinden 30.11.2014 tarihleri arasında davalı Doğan Holding İcra Kurulu Üyesi ve CNN Türk İcra Kurulu Başkan Yardımcısı pozisyonlarında çalıştığını, yıllardır Doğan Holding Onursal Başkanı A.D'nin danışmanlığını yaptığını, 25 yıldan beri çalıştığı Doğan Holding bünyesinde şirketlere büyük faydalar sağladığını, 30.11.2014 tarihinde iş sözleşmesinin tek taraflı ve kötüniyetli olarak feshedildiğini; fesihte prim alacaklarının ödenmediğini, iş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan prim ödemesinin bir işyeri şartı niteliğinde olduğunu, davacıya işverenlikçe primlerin ödenmeyeceği bildirilmediği gibi davacının yazılı olarak kabulünün de söz konusu olamayacağını, davacının görev yerlerindeki emsal nitelikte çalışanlara aynı dönemde ödenen prim miktarının bilirkişi tarafından tespit edilerek hak kazandığı prim alacağının hesap edilmesi gerektiğini ileri sürerek prim alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; davalı Şirketin davacıya pim ödemeye ilişkin hiçbir taahhüdünün bulunmadığının iş sözleşmesinin incelenmesinde görüleceğini, böyle bir uygulamanın da söz konusu olmadığını, dosyaya ibraz edilen Ocak 2008 tarihli banka dekontunun prim ödemesi olarak kabul edilmesinin düşünülemeyeceğini, 7 sene öncesine ait ve hiçbir açıklama taşımayan banka dekontunun 7 sene sonra davacı tarafından prim alacağı davasına delil olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, zarar eden Şirketin çalışanına prim vermesinin düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uzman bilirkişi heyeti ile yapılan inceleme neticesinde, davalı Şirket tarafından yayımlanan 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yılları faaliyet raporları, bağımsız denetimden geçmiş, genel kurulca ibra edilen konsolide bilanço ve gelir tablosu rakamlarına göre 2009 yılı haricinde davalı Şirketin nakdi kâr sağlanarak kısa vadeli hedeflerine ulaştığının tespit edildiği, davacının en son prim aldığını iddia ettiği 2007 yılında da davalının nakdi kâr elde ettiğinin anlaşıldığı, bordroları ibraz edilen emsal çalışanlardan olan A.Ö'nün, Ö.Ş'nin, A.F.B'nin ve S.B.B'nin ücret bordrolarında prim açıklaması ile ücret tahakkukunun yapıldığı ve prim ödemesi yapılan dönemlerin Şirketin nakdi kâr sağladığı dönemlerle doğru orantılı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça davacıya talepte bulunulan döneme ilişkin prim ödemesinin yapıldığına ilişkin belge sunulmadığı ve davacının imzasını içerir prim uygulamasının kaldırıldığına ilişkin bilgi ve belge de sunulmadığı, açılan davanın kısmi dava olduğu ve davalının sunmuş olduğu zamanaşımı def'i de dikkate alındığı gerekçeleriyle bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davanın niteliği itibarıyla belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, davanın kısmi dava olduğu nitelendirilerek alacağın büyük bir kısmından davacının yoksun bırakılmasının hakkın özünü zedeler nitelikte olduğunu, ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunulamayacağını, ıslah ile arttırılan bölümün zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, dava konusunun ıslah yolu ile arttırılmasının ek dava olarak nitelendirilemeyeceğini, dava değerinin ıslah yolu ile arttırılmasının ek dava niteliğinde olmadığını, davacıya 5 yıllık priminin tamamının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacı ile imzalanan iş sözleşmesinde kendisine prim ödenmesine yönelik herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, olmayan bir taahhüde göre davalı Şirketin ödeme yapmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacının çalıştığı şirkette prim ödemesinin yapılması için birden fazla kriter söz konusu olup davacının bu kriterleri sağlayamadığını, davacının çalışırken eğitimini sürdürmesi ve çalışmasının son yıllarında fiilen aktif görev almadığı gözetildiğinde prime hak kazanmasının kabulünün mümkün olmadığını, Mahkemece brüt ücret üzerinden verilen karar için mevzuata aykırı olarak davalı Şirket aleyhine fazladan bakiye karar harcına hükmedildiğini, Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmi dava olarak açıldığı, zamanaşımı def'inin dikkate alınmasının yerinde olduğu, ayrıca Mahkemece net prim alacağına hükmedildiği belirtilmişse de brüt prim alacağına hükmedildiği, bunun mahalinde düzeltilebilecek maddi hata olduğu, davacının prim alacağına hak kazandığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi kapsamında işçinin yazılı izni olmadan prim ödemesinin kaldırılamayacağı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

2. 4857 sayılı Kanun'un 32 ncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.