"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2258 E., 2023/2193 K.
KARAR : Ek karar kaldırılarak istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 39. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/1394 E., 2022/592 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince 10.05.2023 tarihli ek karar ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ek kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ek kararının yerinde olmadığı belirtilerek asıl karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken davalı tarafından sözleşmeye aykırı ücret belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kısmi ya da belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının kadroya geçmeden önceki uygulamalara dayanarak talepte bulunamayacağını, davacının 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 01.01.2019 tarihinden itibaren Bakanlıktan alınan görüş yazıları doğrultusunda işçilerin 31.12.2018 tarihinde almakta oldukları ücretlerin %4 zamlı hâli ile ödendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacının herhangi bir ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ek kararı ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun miktardan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl ve ek kararlarına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının dava konusu itibarıyla ileriye yönelik etkisi bulunduğundan kesin nitelikte olmadığını, verilen ek kararın bu sebeple hukuka aykırı olduğunu, davacıya ücret ve mali haklarının tamamının ilgili toplu iş sözleşmesi de gözetilerek hesaplanıp ödendiğini, Bakanlıkça yapılan ödemelerin Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınarak bu doğrultuda yapıldığını, benzer bir dosyada Bakanlık uygulamasının hukuka uygun olduğu husususun Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından da teyit edildiğini, davacının ücret farkı alacağı talebinin yerinde olmadığını ve sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinde indirime gidilmediğini, seri hâlde açılan yüzlerce dava olduğu hâlde davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalışmaya devam etmesi ve verilecek kararın diğer aylardaki ücret alacağını da etkileyeceği gerekçesiyle hükmün kesin nitelikte olmadığı kabul edilerek İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ek kararının yerinde olmadığına karar verilmiş olup davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesi sonucunda; davacının kadroya geçirilirken imzalanan iş sözleşmesinde ücret miktarının asgari ücretin belli oranda fazlası olarak belirlendiği hâlde ücretin iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine uygun olarak ödenmediği, bu nedenle fark alacak talebinin yerinde olduğu; ancak hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların arabuluculuk son tutanak tarihini aştığı ve kararın bu yönden hatalı bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacıya ücret ve mali haklarının tamamının ilgili toplu iş sözleşmesi de gözetilerek hesaplanıp ödendiğini, Bakanlıkça yapılan ödemelerin Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınarak bu doğrultuda yapıldığını, benzer bir dosyada Bakanlık uygulamasının hukuka uygun olduğu husususun Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından da teyit edildiğini, davacının ücret farkı alacağı talebinin yerinde olmadığını ve sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinde indirime gidilmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.