"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3024 E., 2023/1791 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/49 E., 2022/324 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek davacının 01.01.2019-31.12.2019 (12 ay) tarihleri arası çalıştığı süreçte, davalı Kurumla imzalamış olduğu belirsiz süreli iş sözleşmesindeki oranın uygulanmaması nedeniyle kendisine eksik ödenen ücret farkı, bu eksiklikten kaynaklı ikramiye ve ilave tediye fark alacakları ile 2018 yılı Nisan-Aralık ayları arasındaki 9 ay boyunca 31 gün süren aylarda 1 günlük eksik yatan ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını, geçiş esnasında işçilerin herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını beyan ettiğini, davacının aldığı tüm ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini ve ihtirazı kayıt konulmadığını, yanı sıra talep edilen faiz oranı ile faiz başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, buna karşın 01.01.2019 tarihinde davacının 31.12.2018 tarihindeki ücretine sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genelgesi'ndeki Yüksek Hakem Kurulu kararında belirtilen %4 oranındaki ücret zammının uygulandığı gerekçesiyle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına ilişkin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının, 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince 02.04.2018 tarihinde kadroya alındığını, toplu iş sözleşmesinin ücret zammı maddesinde 01.01.2019 tarihindeki ücretlere %4 oranında zam yapılacağı belirtildiğinden ve davacının günlük çıplak brüt ücretinin 85,28 TL'yi aştığı tespit edildiğinden, müvekkili Kurumca bu miktarın üzerine ücretinin alt işverende aldığı ücret olarak belirlenip kadroya alındıktan sonra toplu iş sözleşmesi uyarınca %4 zam yapıldığını, ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin, asgari ücretin belli bir oranda fazlası olacağının açıkça belirlendiği, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, bu nedenle 01.01.2019 tarihinden itibaren anılan sözleşme hükmünün uygulanmaması sebebiyle davacının fark ücret alacağının bulunduğu, bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davacının davasının kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret, ilave tediye, ikramiye alacaklarının bulunup bulunmadığı, uygulanan faiz türü ve harç muafiyeti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 32 nci maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta; ikramiye alacağına dava ve ıslah dilekçesi kapsamında temerrüt tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi yürütülmesi talep edilmiştir. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemektedir. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri, 6356 sayılı Kanun'da öngörülen toplu iş sözleşmesi sürecinden geçilerek uygulanan bir toplu iş sözleşmesi niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle belirtilen toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara, 6356 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesindeki en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmaz. İkramiye alacağına uygulanması gereken kanuni faiz türü; bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizdir.
3. Şu hâlde hüküm altına alınan ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizi işletilmemesi yerinde ise de 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırı olacak şekilde bu alacak kalemine yasal faiz işletilmesi hatalıdır.
4. 492 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin (j) bendinde, genel bütçeye dâhil idarelerin bu Kanun'un 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olacağı belirtilmiştir. Somut dosyada, davalı ... harçtan muaf olmasına rağmen yargı harçlarından sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “yasal faizi” ibaresinin çıkartılarak yerine "bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi" ibaresinin yazılması;
Hüküm fıkrasının (2 ) ve (4) numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine;
"2-Davalı Bakanlık harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 80,70 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 199,30 TL harcın kararın kesinleşmesi ve istek hâlinde davacıya iadesine,"
"4-Davacının yapmış olduğu tebligat, posta ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 586,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.