Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2377 E. 2024/6503 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, iş sözleşmesinde belirlenen ücrete göre ücret farkı alacağının olup olmadığı ve miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi, davacı işçinin ücretinin iş sözleşmesine uygun olarak hesaplanması gerektiğini kabul etmiş ancak İlk Derece Mahkemesinin davacının kabul etmediği bir tutarı hüküm altına alarak usul hatası işlemesi ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplanması gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ücreti ile fark ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlendiğini, ücretin belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının ücretine 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere %4 oranında zam yapıldığını, taraflar arasında davacının asgari ücretin belirli bir oranda fazlasını almasını gerektirir iş sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle yapılan ücret ödemesinin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılamada, davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca arabuluculuk son tutanak tarihine kadar yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının ücretinin 375 sayılı KHK hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücret üzerine %4'lük zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 zam uygulanmadığını, 2018 yılı ücretinin korunarak %4 oranında zam yapıldığını, ücretin düşürülmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu ve asgari ücret her değiştiğinde davacının ücretinin de oransal olarak değişmesi gerektiği ve buna göre alacağın hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark alacakların bulunup bulunmadığı, faiz oranı ve davalının usuli kazanılmış hakkının ihlal edilip edilmediği hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, uyuşmazlık konusu fark ücret alacağı, İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla Aralık ayı muaccel olmadığından 30.11.2020 tarihine kadar olan dönem için resen hesaplanarak 9.592,94 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Davacının bu kabule bir itirazı yoktur. Buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine arabuluculuk son tutanak tarihine kadarki dönem için yeniden hesaplama yapılmak suretiyle ve öncesinde asgari ücretin %50 fazlası üzerinden hesaplama yapıldığı hâlde sonra asgari ücretin %57 fazlası üzerinden yeniden hesaplama yapılmak suretiyle taleple bağlı kalınarak 10.335,74 TL olarak belirlenen ücret farkı alacağının hüküm altına alınması ve bu surette davacı tarafça istinafa konu edilmeyen alacak tutarının, davalı aleyhine olacak şekilde daha fazla tutarda belirlenmesi usul ve kanuna aykırı olmuştur.

3. Davalı harçtan muaf olduğu hâlde yargılama gideri içerisinde davalıya harç yükletilmesi de hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "10.335.74 TL brüt ücret farkı alacağının" ibaresi hükümden tamamen çıkartılarak yerine "9.592,94 TL brüt ücret farkı alacağının" ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 742,80 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," bendinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (9) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "9- Davacı tarafından bilirkişi ücreti, posta, müzekkere ve tebligat vb. işlemler için harcanan yargılama gideri olmak üzere toplamda 900,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları gözetilerek 837,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, peşin harç ve ıslah harcı için yatırılan 315,80 TL harcın davalı harçtan muaf olduğundan davacıya iadesine," bendinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan " 0,01 TL" ibaresi hükümden çıkartılarak yerine "0,84 TL" ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (11) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "11- 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücreti tutarı 680,00 TL'nin 632,40 TL'sinin davalıdan, 47,60 TL'sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.