"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1300 E., 2023/1179 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/387 E., 2022/395 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Bankanın Şanlıurfa şubesinde müdür olarak 03.11.2015 tarihinde çalışmaya başladığını ve 9 ay çalıştığını, iş sözleşmesinin davalılarca19.07.2016 tarihinde herhangi bir geçerli hukuki sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, bu fesih işleminde geçerli ve somut herhangi bir gerekçe sunulmadığını, işe iade davasının davacı lehine kabulle sonuçlandığını ve kesinleştiğini, ancak kesinleşen yargı kararına rağmen işe iade başvurunun kabul edilmediğini, davacının Bank Asyadaki görevinden 20.07.2014 tarihinde istifa ettiğini ancak bu kısa çalışmasından dolayı davalılar tarafından FETÖ'cü olduğu ima edilerek iş sözleşmesine son verildiğini, davacının Kredi Garanti Fonu Anonim Şirketinde işe iade edilmediği gibi başvurmuş olduğu hiçbir yerde de iş bulamadığını, davalıların müvekkiline yönelik haksız ithamları ve eylemleri sonucu terör örgütü üyeliği ile yaftalandığını, bu nedenle sosyal çevresinde dışlandığı gibi asılsız suçlamalar nedeniyle iş de bulamadığını, meslek hayatının bittiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve yetki itirazında bulunduklarını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, şahıs davalılara husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacının ikame ettiği işe iade davası sonucu verilen kararın müvekkili Şirket tarafında eksiksiz olarak yerine getirildiğini, işe iade davasında, iş sözleşmesinin fesih sebebinin haklılığının kanıtlanamamış olması nedeniyle kabul kararı verilmesi davacıya manevi tazminat talep etme ... vermediğini, müvekkili Şirketin fesih bildiriminde ve tüm yargılama süresince davacının kişilik hakkına saldırı niteliğinde hiçbir fiilî bulunmadığından davacı taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunun cevabi yazısında, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dolayı soruşturma yürütüldüğünün bildirildiği, taraflar arasında daha önce görülen işe iade davasında davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar ilişkin verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, her ne kadar iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği sabit ise de fesih bildirimi ya da işverence tutulan tutanaklarda davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir ... bulunmadığıı, işverenin fesih hakkını kullanması ancak haklı fesih olgusunu kanıtlayamamasının davacıya manevi tazminat talep ... vermediğini, davacı, davalılar tarafından FETÖ terör örgütü ile iltisakı olduğu ima edilerek haksız nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmesi ve bu nedenle iş bulamaması dolayısıyla maddi tazminat talep etmişse de davacının sırf bu yüzden işsiz kaldığı süre için maddi tazminatın hukuki dayanağı bulunmadığı gibi, dosya kapsamında maddi tazminatı gerektirir bir durum da tespit edilemediği, davalılar ... ve ...'nun işveren olmadığı, Şirket Yönetim Kurulu üyeleri olduğu anlaşıldığından davanın davalılar ... ve ... yönünden husumet dava şartı yokluğundan usulden reddine davalı Şirket yönünden ise sübut bulmayan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilin iş sözleşmesinin 19.07.2016 tarihinde feshedildiğini ve zamanlama itibarıyla işe iade davasında öne sürülen FETÖ terör örgütü iltisaklısı iddiası nedeniyle kişilik haklarının ve ekonomik geleceğinin zarara uğradığını, davalı Şirkette 03.11.2015 tarihinde çalışmaya başlayan davacının iş sözleşmesinin herhangi bir geçerli hukuki sebep gösterilmeksizin, o dönem yetkili olan davalılardan genel müdür ve genel müdür yardımcısı olan şahıs davalılarca geçerli ve somut herhangi bir gerekçe sunulmadan haksız biçimde feshedildiğini, bunun üzerine açtığı işe iade davasının lehine sonuçlandığını ve kesinleştiğini, davalılarca bu dosyanın yargılaması aşamasında, iş sözleşmesinin hangi haklı gerekçe ile feshedildiğine ilişkin delil sunmak yerine neden ilişkilendirildiği öne çıkarılmadan Fetö terör örgütü işaret edilmek suretiyle feshe geçerlilik kazandırılmaya çalışıldığı, haksız ithamlar yüzünden müvekkilinin maddi ve manevi kayba uğradığını, davanın lehine sonuçlanmasına rağmen işe iade edilmeyen müvekkilinin mağduriyetin daha da arttığını ve artık telafi edilemeyecek bir hâl aldığını, terör örgütü üyeliği yaftası nedeniyle toplum içine çıkamaz hâle geldiğini, tüm iş başvurularının reddedildiğini ve işsiz kaldığını, işbu dava açıldıktan sonra müvekkili hakkında silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan dolayı açılan kamu davasında verilen beraat kararının kesinleştiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacının işten ayrılış bildirgesinin, (4) No.lu işverenin feshine ilişkin kod ile verildiği, iş sözleşmesinin "Kuruluşumuz ile akdedilen 03.11.2015 tarihli belirsiz süreli hizmet akdiniz 19.07.2016 tarihi itibari ile personel yapısının yeniden değerlendirilmesi sonucu verilen kararla hak ve alacaklarınız tarafınıza ödenmek sureti ile feshedilmiştir." şeklindeki fesih bildirimiyle sona erdirildiği, ikame olunan işe iade davası neticesi feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verildiğinin anlaşıldığı, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği hususu kesinleşen yargı kararı ile sabit ise de fesih bildiriminde ya da işverence sunulan bilgi ve belgelerde davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemde bulunmadığı, işverenin fesih hakkını kullanması ve feshin haklılığını kanıtlayamaması durumunun davacıya manevi tazminat ... veremeyeceği, davalı Şirketin bir anonim şirket olduğu ve davalı gerçek kişiler, şirketin genel müdürü ve genel müdür yardımcı olduğundan talep edilen tazminatlardan sorumluluklarının bulunmaması nedeniyle mahkemece bu davalılar yönünden verilen dava şartı yokluğundan usulden ret kararının isabetli olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar etmiş ve davacının haksız itham ve iftira niteliğindeki fesih sebebi nedeniyle davacının maddi ve manevi olarak zarar gördüğünü savunarak ve inceleme sırasında resen gözetilecek diğer nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshi nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile aynı Kanun'un 190 ıncı maddesi.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 50 ve 58 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafça temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.