"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/539 E., 2023/174 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde uzun yıllar çalışması sonrasında emekliliğe hak kazandığını, davalı işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere emeklilik aylığı bağlandığı 01.07.1974 tarihli Anadolu Tasfiyehanesi AŞ Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik ve Ölüm Ve Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi ile 28.03.1983 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi Aş Emeklilik Ölüm ve Tam Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi'nden anlaşılacağı üzere emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik aylığı ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile emeklilik aylığının hesaplama ve usul esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, bu durumun işçiye verilen muvafakatnamede de yer aldığını, davacıyla aynı konumda olan ... ve M.G. gibi işçilere bu taahhüdün verildiğini, bu durumun işyeri şartı hâline geldiğini ve Şirket politikası olduğunu, davalı işverenin işyeri şartı hâline gelen her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiğini, davacının emekli aylığına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik'in 6 ncı maddesinde hizmet sunucusunun temel yükümlülükleri, ekonomik varsayımların kapsamı ve enflasyon oranının diğer değişkenlerinin bir sonucu olduğu, aktüerin bu veriyi seçebileceğinin yer aldığını, BP Petrolleri AŞ'nin emeklilik programında da enflasyon oranının esas alınması gerektiğinin yer aldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin benzer bir uyuşmazlığa ait 11.01.2005 tarihli ve 2004/33577 Esas, 2005/470 Karar sayılı ilâmının olduğunu, Mersin 2. İş Mahkemesinin 31.03.2017 tarihli ve 2014/637 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararına davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/1776 Esas, 2017/2086 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiğini iddia ederek davacının emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılması ile ödenmesi lazım gelen emekli aylıklarının ilgili rapor tarihini de kapsayacak şekilde ve her ay için ayrı ayrı gösterilmek üzere tespitine, davacıya eksik ödenen emeklilik aylık tutarlarının da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 03.01.2005'te tüm emeklilik hakları ödenerek emekli edildiğini, ihtirazı kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre arttırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, Talimatname'nin 7 nci maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile ile Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma ilâmlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin kanuni bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda arttırıldığını, 2005 yılında çok yüksek ödeme yapıldığını, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, dosyaya uzman görüşü de sunulduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu, davacı işveren nezdinde çalışmadığından herhangi bir baskı da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2019 tarihli ve 2018/426 Esas, 2019/356 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmi alacak ve tespit davası olarak açıldığı ve yargılamanın buna göre yapıldığı, davacının davalı nezdinde 01.06.1977-03.01.2005 tarihleri arasında çalıştığı, davalı tarafça emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiği, ancak davalı tarafın zamanaşımı def'i de dikkate alınarak 2013-2018 yılları arasında yıllık enflasyon oranlarına göre belirlenen ve davalı işveren tarafından ödenmesi gereken emeklilik aylığı ile fiilen ödenen emeklilik aylığı arasındaki farkın, davalı işveren tarafından davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının, oluşa uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edilen fark emeklilik aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 08.09.2022 tarihli ve 2019/4290 Esas, 2022/1373 Karar sayılı kararıyla; dosyada mübrez ... ve M.G. isimli işçilere verilen yazılı taahhütlerde emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılacağı belirtilmiş olup eşit işlem borcu ilkesi gereğince davacının da emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapılması gerektiğinden dolayı Dairenin emsal nitelikteki 2019/4140 Esas ve 2022/1055 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.10.2021 tarihli, 2021/10465 Esas ve 2021/14526 Karar sayılı ilâmı), 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 34 üncü maddesine göre gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı hükmünün bulunduğu, maddede sözü edilen ücret geniş anlamda ücret olup çalışma karşılığı ücretler, ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemelerin yanı sıra fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretlerinin de bu kapsama dâhil olduğu, dava konusu ek emeklilik alacağı da ücret mahiyetinde olup 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu ve kanun gereği mevduat faizi uygulanmasının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.03.2023 tarihli ve 2023/1507 Esas, 2023/4409 Karar sayılı ilâmı ile; davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek fark ücret alacağının kabulüne dayanak gösterilen emsal işçilerin davacı ile aynı konumda olup olmadıkları, emeklilik sonrası Şirket Talimatnamesi gereğince ödenen ücretlerine iddia olunduğu gibi enflasyon oranında artış yapılıp yapılmadığı ve yapılan ödemelerin tutarı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesine dayanak yapılan, dava dışı işçiler ... ve M.G'ye yapılan ödemelere ilişkin kayıtların getirtilip davalı Şirketçe, bahsi geçen emekli çalışanlara enflasyon oranında ödeme yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenerek tüm dosya kapsamına göre yeniden yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Kurumda 01.06.1977-03.01.2005 tarihleri arasında çalıştığı, davacının emeklilik politikası gereği emeklilik aylığına yıllık enflasyon oranları doğrultusunda zam yapılması gerektiğini iddia ettiği; 01.07.1974 tarihli Talimatname ve 28.03.1983 tarihli Talimatname uygulaması gereğince davalının kendi Şirketinde çalışarak emekli olan işçisine, SGK nezdindeki emeklilik aylığından hariç olmak üzere ilave emeklilik aylığı ödediği, işveren tarafından, işçilerden katılma payı alınmaksızın ödenen bu emekli aylığının ihtiyari ve işverenin takdirinde bir ödeme olduğu ve Talimatname'de her yıl enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığının savunulduğu, bozma ilâmı, bozma sonrası dosyaya kazandırılan evrak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Şirket çalışanı olan dava dışı Y.K., ... ve M.G'nin davacı ile aynı konumda emekli oldukları, davacı ve dava dışı diğer Şirket çalışanların aylıklarına aynı oranda yıllık artışlar yapıldığı, sadece Y.K'ya da davacı gibi mahkeme kararı uygulandığı için enflasyon oranında zam yapıldığı, emekli aylıklarına 2020 öncesinde enflasyon oranına göre artış yapılmadığı, davacıya diğer Şirket çalışanları olan dava dışı ... gibi işlem yapıldığı, nitekim 28.03.1983 tarihli Talimatname'de de enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığı da dikkate alınarak davacının eksik ödenen emekli ücreti tespiti ve ödenmesi talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın konusu eşitlik ilkesine dayanmamakta ise de bozma kararının, huzurdaki davanın eşitlik ilkesine dayandığı ve bu kapsamda davalının eşit işlem borcuna aykırı davranıp davranmadığının yeterli şekilde araştırılmadığı gerekçesine dayandığını, davanın eşitlik ilkesine dayanmadığının dosya kapsamından açıkça anlaşıldığını, benzer konulardaki davalarda verilen kabul kararlarının onanarak kesinleştiğini, eğer huzurdaki dosya bazında bir eşitlik incelemesi yapılacak ise taraflarınca sunulan ve celbi talep edilen deliller yönünden de bir inceleme yapılması ve bu delillerin değerlendirilmesi gerektiğini, davalı Şirkette çalışıp emekli olanlardan, A.S. ve K.N'ye ikame ettikleri davalar neticesinde ve gerek dava açılmaksızın kendiliğinden yaptığı enflasyon farkı ödemelerine ilişkin olarak sunulan banka hesabı kayıtları değerlendirilmeksizin eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verildiğini, davalı tarafından müvekkiline verilen 03.01.2005 tarihli yazılı taahhüt yönünden hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadığını; oysaki söz konusu taahhütte "... 03/01/2005 tarihinden itibaren brüt TL/aylık 1.759,355,642, emeklilik maaşı bağlanacaktır. Bu maaşınız şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalara esas teşkil edecektir." şeklinde açıklama bulunduğunu, işbu taahhüt yokmuş gini hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, 01.07.1974 tarihli Talimatname ile işveren nezdinde çalışıp da emekliliğe hak kazanan işçilere emeklilik tahsisatı adı altında bir emeklilik ücreti ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile de bu emeklilik ücretinin hesaplanma usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, Şirket içi Talimatnamelerin varlık sebebinin, SGK tarafından bağlanan emeklilik ücretleri ile emeklilerin hayatlarını idame ettirmelerinin hayli zor olması ve ülkenin daimi sorunu olan enflasyon gerçeğinden kaynaklandığını, davalının emeklilerine ahde vefa gereği, ilave emeklilik aylığı ile enflasyon altında ezilmelerinin önüne geçme isteği ile geliştirilen sistemin ve açık açık enflasyon oranında zam yapacağını taahhüt etmesinin başka bir sebebi bulunmadığını, işveren davalının müvekkiline verdiği taahhüdü yerine getirmeyip kendi iç düzenlemelerine aykırı davrandığını, işyeri şartı hâline gelen uygulamayı usul ve kanuna aykırı biçimde uygulamadığını, ayrıca ve açıkça enflasyon kelimesine yer verilmesinden, başka türlü bir anlam çıkarılamayacağını, bozma ilâmında adı geçen kişilerin taahhütlerinin dava dilekçesi ekinde sunulmasının ve dava dilekçesinde bu kişilerin isimlerine yer verilmesinin nedeninin, davalı tarafından kurulan sistemin işleyişi, emekliye ayrılan işçilere SGK emeklilik aylığı haricinde ilave emeklilik aylığı ödendiği, bu durumun müvekkili ile aynı durumda bulunan birkaç kişiye verilen taahhütten de kolaylıkla anlaşılabileceğinin ispatı için olduğunu, bozma kararı ve akabinde yapılan yargılama neticesinde verilen davanın reddine ilişkin kararın, dava konusu uyuşmazlığın salt eşitlik ilkesine dayandığı varsayımına dayalı olduğu kabulüyle hareket edilmesinin hatalı olduğunu, dosyaya davalı ... AŞ vekili tarafından sunulan emsal kararların, huzurdaki dava konusu yönünden emsal niteliği taşımadığını, davalı tarafından müvekkiline enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin taahhüt verildiğini belirterek ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile aynı Kanun'un "İspat yükü" kenar başlıklı 190 ıncı maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 inci maddesi, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı tarafça temyiz dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.