Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3322 E. 2024/7592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş sonrasında ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin asgari ücretin belirli bir oranı olarak belirlenmediği, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları hususunda da davacı işçi iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3985 E., 2023/4858 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/356 E., 2023/309 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu, kadroya geçişten itibaren ve ayrıca pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde yapılan çalışma düzeninde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini, emsal dosyalarda kabul kararları verildiği ve burada yapılan hesap bilirkişi raporları ile alacağın hesaplandığı, pandemi nedeniyle Bakanlıkça yayımlanan Genelge çerçevesinde davacının evine gitmeksizin başta 1'er hafta, sonra 15 gün aralıksız ve daha sonra 10'ar günlük nöbetler hâlinde çalıştığını, müvekkilinin de talep konusu alacaklara hak kazandığını ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Covid 19 tedbirleri kapsamında uygulanan vardiya sisteminde yapılan tüm fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, yapılan ödemelerin kayıtlarla sabit olduğunu, davacının ücretinin geçiş anında maktu olarak belirlendiğini, kadroya geçiş sonrası ücretinin doğru olarak hesaplandığını ve ödendiğini, davacının ödenmemiş herhangi bir işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında kadroya geçiş sonrasında imzalanan hizmet sözleşmesinde davacının ücreti asgari ücretin fazlası olarak düzenlenen kısmın boş bırakıldığı ve ayrıca ücretin asgari ücretin yüzde olarak fazla ödeneceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı, taraflar arasında belirlenen bu ücrete davalı işverenin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamların uygulandığı, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi 01.01.2019 tarihinde, ücret asgari ücret seviyesine çekilerek daha sonra %4’lük artışa gidilmediği, bu nedenlerle ücret fark, ilave tediye fark, ikramiye fark alacaklarının bulunmadığı, dava dosyasında puantaj kayıtlarının incelenmesinde davacının uyuşmazlık konusu döneminin tamamında fazla çalışma yapmadığı, gece çalışması olmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığı ve hafta tatili izinini kullandığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının çalıştığı Kurumun bakıma muhtaç kişilerden oluştuğunu ve pandemi döneminin de dâhil olduğu süreç içerisinde aynı saatlerde çalışıldığı kabulünün hayatın olağan akışına aykırı düşeceğini, zira bakıma muhtaç kişilerin ihtiyaçları gereği günün her saati çalışmanın zaruri olduğunu, gerek pandemi dönemi gerek pandemi dönemi öncesi dönemde davacının fazla çalışma yapmama ya da tatil günlerinde Kuruma gelmeme keyfîliğinin söz konusu olamayacağını, işverenin yazdığı fazla çalışma süreleri üzerinden değil, olması gereken ve fiilen çalışılan günlere göre öncelikle fazla çalışma sürelerinin yeniden tespiti ile bu tespitler neticesindeki çalışma saatlerine göre fazla çalışma ücretlerinin hesaplanması gerektiğini, haftalık 45, günlük 11 saat sınırı aşılmamış olsa bile artan saatler de dâhil edilerek hesaplama yapılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki mahsup uygulamasının hatalı olduğunu, zira ilgili aylara ilişkin fazla ödeme var ise bu ödemelerin sadece ilgili aydan mahsup edilmesi gerekmekteyken, yapılan ödemelerin genel toplamdan mahsup edilmesinin usule aykırı olduğunu, davalı işyerinde aralıksız olarak, önce 1 hafta, sonra 2 hafta ve sonra 10 gün esasına göre çalışan davacıya haftanın 7 günü çalışması nedeniyle iki yevmiye tutarında hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatilleri için ise üç yevmiye ödenmesi gerektiğini, davacının ücretinin rızası alınmadan düşürüldüğünü, imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin hizmet alım sözleşmesindeki ücret maddesine atıf yaparak tamamen koruyucu bir niteliğe büründüğünü ve kadroya geçiş sonrasında da bu artış oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, davacının ücret farkı, fark ilave tediye alacağı, fark ikramiye alacağı talebinde bulunduğu, davacının davalı işyerinde değişen alt işverenler nezdinde alt işveren işçisi olarak çalışırken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen 23 üncü madde kapsamında kadroya geçirildiği, davacının kadroya geçiş sırasında, davalı işverenle bireysel iş sözleşmesi imzaladığı, dosya kapsamında yer alan sözleşmenin ücrete ilişkin hükmünde açıkça, ücretin asgari ücretin belirli bir oranı olarak belirlenmemiş olduğu, davacının ücretinin iddia edildiği gibi 01.01.2019 tarihinde, ücret asgari ücret seviyesine çekilerek daha sonra %4’lük artışa gidilmediği, davaya konu uyuşmazlıkta davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediği, konuya ilişkin emsal Yargıtay kararı gözetildiğinde davacı tarafın bu yöndeki istinaf nedeninin yerinde olmadığı, dosyada mübrez işe giriş çıkış gün ve saatlerini gösterir puantaj kayıtları üzerinden yapılan denetimle davacının kapalı devre dönemine dâhil olmadan, başlangıçta haftada 5 gün 9 saat, devamında haftada 5 gün 8 saat çalıştığının anlaşıldığı, bilirkişi raporundaki belirlemelerin davacı istinaf nedenleri yönünden dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, gece zammı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63, 68 ve 69 uncu maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.