"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/420 E., 2023/425 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Banka nezdinde 2010 yılı Mayıs ayından iş sözleşmesinin feshedildiği 2016 yılı Nisan ayına kadar satış uzmanı olarak çalıştığını, müvekkilinin haftanın 6 günü 08.30-22.00 saatleri arasında çalıştığını, üniversitelerce düzenen yıl sonu bahar şenliklerinde görevlendirilen müvekkilinin bu süre zarfında cumartesi ve pazar günleri de geç saatlere kadar çalıştığını, fazla çalışma ücretinin ödenmediğini ileri sürerek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte fazla çalışma ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep konusu alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacıyla imzalanan 04.05.2010 tarihli iş sözleşmesinin 41 inci maddesinde fazla çalışma ücretlerinin de davacının ücretine dâhil olduğunun kararlaştırıldığını, davalıya ait işyerinde yürürlükte bulunan İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun ayrıca belirtildiğini, davacının görevi nedeniyle çalışma süresince satış primi aldığını, satış primlerinin fazla çalışma karşılığı olduğunu, cumartesi ve pazar günleri banka sistemlerinin kapalı olduğunu, hafta içi de en geç 19.00-19.15’te kapatılacağının e-postalar aracılığıyla davacı dâhil tüm çalışanlara duyurulduğunu, bu saatten sonra fazla çalışma yapılmasının fiilen imkânsız olduğunu, ayrıca davacının aktif satış personeli olduğu için çoğu zaman sabit bir şekilde çalışmadığını, müşterilerle çalışmasını zaman zaman banka dışında ancak yine mesai saatleri içerisinde gerçekleştirdiğini, bu saatlerde işveren denetimi dışında hareket ettiğinden fazla çalışmanın yazılı delillerle ispatı gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2020 tarihli kararıyla; dinlenilen davacı tanıklarının davalıya karşı açmış oldukları davalarının olduğundan beyanlarına itibarla hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, davalı tanığı beyanına göre de haftanın 5 günü 09.00-18.00 saatleri arasında haftalık 40 saat çalışmasının bulunduğunun anlaşılmasına göre fazla çalışma yaptığını ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 24.05.2022 tarihli kararıyla; davacı tanıklarının anlatımlarının birbiriyle çalışma günleri ve normal çalışma saatleri bakımından tam örtüşmediği gibi normal çalışma saatlerini aşan ifadelerin müphem nitelikte olduğu, ayrıca taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde işçiye ödenecek ücretin fazla çalışma ücretlerini de kapsayacağı kararlaştırılmış olup dönem dönem yapılması muhtemel fazla çalışma karşılıklarının da bu madde kapsamında kalacağı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 26.10.2022 tarihli ilâmı ile; dosya içerisinde yer alan belgelerden ve davacı tanıklarının celse ifadelerinden, davacı tanığı H.M.B'nin dinlendiği tarihte işveren aleyhine açılmış davasının olmadığı; davacı tanığı H.Ö'nün de davalıya karşı açmış olduğu işe iade davasının tanıklık tarihten evvel kesinleştiği, yani davalıya karşı husumetinin dinlendiği tarih itibarıyla ortadan kalktığının anlaşıldığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesindeki çalışma süresine ilişkin davacı vekilinin açıklaması, işin niteliği ve davacı tanıklarının beyanları değerlendirilerek; ayrıca taraflar arasındaki iş sözleşmesinde kararlaştırılan düzenleme gereği yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğu hususu da gözetilerek davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fazla saatlerle çalışıldığının ispat yükü davacıda olup tanık H.M.B'nin ifadesine göre davacının haftanın 2 günü 09.00-17.00 saatleri arasında Yargıtay uygulamaları gereği 0,5 saat ara dinlenmesi kullanarak günde 7,5 saat çalıştığı, haftada 3 gün müşteriye gidildiğinde ise 09.00-20.00 saatleri arasında, Yargıtay uygulamaları gereği 1 saat ara dinlenmesi kullanarak günde 10 saat çalıştığı, böylece haftada 45 saat çalışma yaptığının anlaşıldığı, davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı, beyanlarda geçen şenlik günlerinin tespit edilemediği, iş sözleşmesindeki davacının fazla çalışma ücretinin aylık ücretine dâhil olduğuna ilişkin düzenleme ve 06.10.2023 tarihli ek bilirkişi raporu da dikkate alındığında davacının ödenmeyen fazla çalışma ücreti alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı tespit edildiğini, davacı tanıklarının davalı aleyhine davaları olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bozma sonrası kapsama alınan ek bilirkişi raporunda hukuki değerlendirme yapıldığını, birbirleriyle örtüşen tanık beyanlarının çelişkili beyan olarak değerlendirildiğini ve hesaplama yapılmadığını, bozma öncesindeki gibi karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvumuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti ve davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayıılı İş Kanunu'nun 41 inci maddesi.
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen AÜTT'nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre davalı yararına hükmedilen vekâlet ücreti, reddedilen miktarı geçemez. Somut uyuşmazlıkta reddedilen alacak tutarı 10,00 TL'dir. Buna göre davalı lehine 10,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözden kaçırılarak maktu vekâlet ücreti olan 17.900,00 TL'ye hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “17.900,00 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “10,00 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.