Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3515 E. 2024/4484 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirket ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının dava konusu dönem için işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bozma ilamı doğrultusunda, ihale sözleşmeleri ve şartnameler incelenerek, 01.09.2017 tarihine kadar davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti ve bu tarihten sonra davalının ilgili mevzuat uyarınca asıl işe ilişkin hizmet alımı yapabileceğinin değerlendirilmesi suretiyle, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/112 E., 2023/747 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2021 tarihli ve 2021/277 Esas., 2021/307 Karar sayılı kararı ile bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, karar tarihi itibarıyla ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 17.830,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Hukuk Genel Kurulunun bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bozmaya uygun olarak verilen kararda reddedilen ve temyize konu edilen miktar; İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacının temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Tes-İş Sendikasına üye olarak davalıya bağlı Dicle Barajı ve Hidroelektrik Santrali ve Yöresi İşletme Müdürlüğü (Diyarbakır) bünyesinde yer alan Kralkızı Barajı işyerinde alt işveren konumunda olan şirketlerin işçisi gösterilerek çalıştırıldığını ancak yaptığı işlerin davalının asıl işlerinden olduğunu, davalının 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı şekilde asıl işini bölerek müvekkilinin işvereni olarak gösterilen alt işveren şirketlere ihale ile verdiğini, Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/617 Esas sayılı dosyasında 22.05.2014 tarihine kadar olan dönem yönünden davalı şirket ile alt işveren şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek işçilik alacaklarının hüküm altına alındığını ve kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onandığını ileri sürerek, 22.05.2014 tarihinden dava tarihine kadar olan dönem için işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi gereği ödenmesi gereken iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... AŞ (EÜAŞ) vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili teşekküle bağlı olmakla birlikte daha sonra özelleştirilen santralde ihale ile iş alan şirketlerde çalıştığını, ihale edilen işin anahtar teslim verildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin ihale makamı olduğunu, müvekkili şirketin asıl işveren olduğunu kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse bile Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15/g maddesi uyarınca asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğunu ve alt işveren işçilerinin müvekkili Şirketin işçilerine tanınan haklardan yararlanmalarının mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 1. İş Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ve 2018/4 Esas, 2019/185 Karar sayılı kararı ile; önceki çalışma dönemine ait işçilik alacakları istemiyle açılan davada muvazaanın kabul edildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Ankara 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 05.11.2020 tarihli ve 2019/2459 Esas, 2020/2185 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıdan ihale ile iş alan değişen alt işveren şirketler yanında işçi olarak çalıştığı, eldeki davadan önce davacı tarafından davalı aleyhine aynı iddia ve talepler ileri sürülerek açılan davada ilk derece mahkemesince davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ilgili bölge adliye mahkemesince davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden karar verilmek suretiyle dava tarihine kadar olan dönem için hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı, bu kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onandığı, bu şekilde davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kesinleştiği, eldeki davada önceki dava tarihinden sonraki döneme ilişkin talepte bulunulduğu, Yargıtay kararı ile sabit olduğu üzere davacının başından itibaren davalı Şirketin işçisi sayılması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 09.03.2021 tarihli ve 2021/1111 Esas, 2021/5859 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek, ihale ile verilen işin yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin verilmesi halinde; ihale sözleşmelerinin tarihlerine göre "verilmesi gerekli" ve "üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri" ya da "Kurul tarafından belirlenen" işlerden olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Karşı Verilen Direnme Kararı

Ankara 1. İş Mahkemesinin 18.06.2021 tarihli ve 2021/277 Esas, 2021/307 Karar sayılı kararı ile; öncesinde muvazaalı çalıştırıldığına karar verilen davacının sonraki dönemde alt işveren yanında hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalıştırılmasının 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin 6 ve 7 nci fıkraları gereğince muvazaalı olduğu ve bu nedenle davacının davalı asıl işverenin işçisi olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarihli ve 2021/9-820 Esas, 2022/1593 Karar sayılı ilâmı ile; kesinleşmiş muvazaa tespitine dayanarak, tespit döneminin dışında kalan ve farklı şirketler nezdinde geçen ihale dönemleri için herhangi bir inceleme yapılmadan, salt önceki çalışma döneminde muvazaa tespiti bulunduğundan bahisle tüm çalışma süresi yönünden muvazaanın kabul edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2022 tarihli ilâmı doğrultusunda davacının hizmetlerinin bildirildiği şirketin tarafı olduğu hizmet alım, ihale sözleşmesi ve eki şartnamelerine ilişkin davalı yazı cevabı ve ekleri dosyaya kazandırılarak önceki bilirkişiden ek rapor alındığı, 01.09.2017 tarihine kadar davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, 01.09.2017 tarihi sonrasında ise ilgili mevzuat uyarınca davalının asıl işe ilişkin hizmet alımı yapabileceği, bu nedenle dava konusu alacakların 01.09.2017 tarihine kadar hesaplandığı gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; davacının çalıştığı Şirketlerin üstlendiği işlerin santralın periyodik bakım, onarım, arıza giderme, revizyon işleri ve bu işlerle ilgili diğer hizmetlerin yaptırılması işleri olduğunu, bu kapsamda alt işverenlere verilen işlerin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na (6446 sayılı Kanun) göre çıkarılan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'ne uygun olduğunu, davacının hizmet alımına konu edilen işlerde çalıştığı ve muvazaa olgusundan bahsedilemeyeceğini, bu nedenlerle de sözleşmelerin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu dönemde davalı ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesi, 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 15 inci maddesi, 6446 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.