Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3529 E. 2024/5845 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların usulsüz kredi kullandırmaları sebebiyle bankanın uğradığı zarardan sorumlu olup olmadıkları ve sorumlu iseler ne kadarlık bir kısmından sorumlu oldukları.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uygun olarak verdiği kararda hukuki isabetsizlik bulunmadığı ve davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücretindeki hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/230 E., 2023/575 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin kararı davacı ve davalı ... vekilince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Dairenin bozma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bozmaya uygun olarak verilen kararda davacının davalı ... dışındaki davalılara yönelik reddedilen ve temyize konu edilen talebi 17.180,35 TL olup İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin davalı ... dışındaki davalılara yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.

Davacı vekilinin davalı ...'a yönelik temyizinin ve davalı ... vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan ...’un banka müdürü, ... ...’ın yönetmen, davalı ...’nın ise servis yetkilisi olarak görev yaptığı sırada teminatsız ve usulsüz kredi kullandırma işlemi sebebiyle bankayı zarara uğrattıklarını Banka Disiplin Kurulunun 30.06.2005 tarihli kararı ile tespit edildiğini, zararın banka müfettişinin 31.08.2004 tarihli raporu ile ... olduğunu, dava dışı şirkete kullandırılan usulsüz ticari kredinin şirketten tahsil edilemediğini, sonuç olarak disiplin kurulu kararı ile aciz vesikasına bağlanan toplam 429.508,00 TL zararın yüzde otuz ikisinden davalı ...’un, yüzde dörderlik kısmından ise diğer davalıların sorumlu olduğunu, banka tarafından keşide edilen 22.01.2014 tarihli ihtarnameye rağmen zararın karşılanmadığını ileri sürerek, toplam 171.803,00 TL alacağın tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan payları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... mirasçıları, yetki itirazında bulunarak Anadolu İş Mahkemelerinin yetkili olduğunu, murislerine 30.06.2005 tarihli disiplin kurulu kararı ile disiplin cezası verildiğini, eylemin ika tarihine göre bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Bankalar Kanununa göre davacı bankanın kendi risk kontrol sistemini kurması gerektiğini, usulsüz kredi kullandırıldığı iddia edilen dava dışı şirket ortağının hâlen davacı bankadan kredi kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

2. Davalı ..., müfettiş raporunda diğer davalıların mali sorumluluğu istenmesine rağmen, raporda kendisinin mali sorumluluğundan söz edilmediğini, kendisinin kredi sözleşmesindeki imza eksikliğini tamamlamak için krediye imza atmak dışında bir eyleminin olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalılardan ..., davacı Bankanın 12.03.2004 tarihli ve 7 sayılı risk raporunda belirtilen hususların düzeltilmediği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, uyarı raporundaki tüm eksikliklerin tamamlandığını ve dava dışı şirket ile ilgili başka risk uyarı raporu da bulunmadığını, dava dışı şirketin kefili olan kişiye sonraki tarihte yeniden kredi tahsis edildiğini ve kredinin açık olduğunu, aynı konuda Anadolu 12 İş Mahkemesinin 2012/475 esasına kayıtlı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli ve 2015/719 Esas, 2018/257 Karar sayılı kararıyla; İstanbul 12. İş Mahkemesinin 2012/475 esasına kayıtlı ve İstanbul 6. İş Mahkemesinin 2007/693 esasına kayıtlı davaları ile İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi dosyası içindeki bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2020/1053 Esas, 2021/2089 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.03.2022 tarihli ve 2022/1791 Esas, 2022/2691 Karar sayılı ilâmıyla; somut dosyaya uygunluk göstermeyen bilirkişi raporu değerlendirilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalıların usulsüz kredi kullandırmak suretiyle banka zararına sebep olduğunu, Mahkemece bozma ilamının gereğinin yerine getirilmeyerek eksi araştırmayla hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıların banka zararından sorumluluğuna ve hükmedilen yargılama giderlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Türk Borçlar Kanunu'nun 396 ve 400 üncü maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine hükmedilecek vekâlet ücreti hatalı hesaplanmıştır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin davalı ... dışındaki davalılara yönelik temyiz itirazlarının miktardan REDDİNE, davalı ...'a yönelik temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 7 numaralı bendinde mevcut "17.180,35" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "21.990,85” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.